Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2011/2044 Esas 2011/3866 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/2044
Karar No: 2011/3866

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2011/2044 Esas 2011/3866 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan)22. Hukuk Dairesi         2011/2044 E.  ,  2011/3866 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
    Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
    Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı vekili,davacının davalı işveren bünyesinde çalışmakta iken sendikal faaliyetlere katıldığı ve sendika üyesi olduğu için iş akdinin feshedildiğini ileri sürerek, feshin geçersizliğine, davacının işe iadesine, 4 aylık ücret ve sosyal yardımlar ile 4857 SK."nun 21/1 ve 2821 SK. un 31. maddesi gereği davacının işe başlatılmaması halinde 12 aydan az olmamak üzere ücreti tutarı tazminatın ödenmesi gerektiğinin tespitine karar verilmesini istemiştir.
    Davalı vekili, davacının davalı şirkette 15.05.2007 tarihinde çalışmaya başladığını, davacı ve davalı işveren arasında yapılan hizmet akdinde 2 aylık deneme kaydı konulduğunu, 4857 sayılı yasanın 15/2. maddesi gereğince tarafların deneme süresi içinde deneme kaydı sebebi ile bildirim süresine gerek olmaksızın tazminatsız olarak iş sözleşmesinin fesih haklarının bulunduğunu, bu hakka dayanılarak davalının iş akdini sona erdirdiğini, davacının 6 aylık hizmet süresi dolmadığından işe iade davası açma şartı oluşmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece, dinlenilen davacı ve davalı tanıklarının beyanlarına ve hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre davacının toplam 6 ay 3 gün hizmeti olduğu kanaatine varılarak, iş sözleşmesinin haklı nedenler olmaksızın, iyi niyet ve dürüstlük ilkeleri ile bağdaşmayacak şekilde aynı konumdaki işçiler arasında sendika üyesi olduğu için sendikal nedenlerle fesh edildiği, sendikal hakların en üst normlarca korunduğu, deneme süresinde çalışan bir işçiye yasalarca toplu iş sözleşmesinden yararlanma hakkı, grev hakkı, sendikaya üye olma hakkı verilirken onu koruyucu normlardan yararlandırmamanın mümkün olmadığı, 2821 sayılı kanunda yararlandırmayı engelleyici açık bir norm bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Taraflar arasında davacının altı aylık kıdeminin bulunup bulunmadığı ve dolayısıyla
    iş güvencesi hükümleri kapsamına girip girmediği uyuşmazlık konusu olup, normatif dayanağı 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. Maddesidir.
    4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. maddesinin birinci fıkrasına göre iş güvencesi hükümleri kapsamına girmek için en az altı aylık kıdeme sahip olmak gerekir. Aynı maddenin dördüncü fıkrasına göre altı aylık süre aynı işverenin bir veya değişik işyerlerinde geçen süre birleştirilerek hesaplanır. Sözü edilen maddenin ikinci fıkrasına göre altı aylık kıdemin hesaplanmasında aynı Kanunun 66’ncı maddesindeki süreler dikkate alınır. Altı aylık kıdem şartını öngören hüküm nispi emredici olduğundan, daha az kıdem şartını öngören sözleşme hükümleri geçerli kabul edilmektedir.
    Altı aylık kıdem işçinin fiilen çalışmaya başladığı tarih ile fesih bildiriminin işçiye ulaştığı tarih arasında geçen süreye göre belirlenir.
    Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının, dava dilekçesinde 01.08.2006-15.06.2007 tarihleri arasında davalı işyerinde kesintisiz olarak çalıştığını iddia ettiği, 15.05.2007 tarihli belirsiz süreli iş sözleşmesince işe başlangıç tarihinin 15.05.2007 tarihi olarak kararlaştırıldığı, Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarına göre 12.08.2006-31.12.2006, 15.05.2007-15.06.2007 tarihleri arasında davalı işyerinde çalışmasının bulunduğu,vasıfsız işçi olduğu, iş akdinin 15.06.2007 tarihinde 4857 sayılı yasanın 15/2. maddesi gereğince deneme süresi içinde, deneme kaydı sebebiyle bildirim süresine gerek olmaksızın tazminatsız olarak feshedildiği, Mahkemece ilk olarak, 6 aylık kıdem şartı oluşmadığından davanın reddine, karar verildiği, davacı temyizi üzerine kararın Yargıtay 9. Hukuk Dairesi Başkanlığının 03.11.2008 tarih ve 2008/5893-2008/29836 sayılı kararı ile “kanunda kıdemin esas alındığı haklarda, kıdem tazminatı ve yıllık ücretli izinlerde kıdem başlangıcı için iş sözleşmesinin yapıldığı tarih değil, işçinin eylemli olarak işe başladığı tarih göz önünde tutulduğu için iş güvencesine ilişkin kıdemin başlangıcında da işe başlama tarihinin dikkate alınmasının uygun olacağı, bu konuda sözleşme ve sigorta giriş bildirgesi yazılı belge kural olarak bağlayıcı nitelikte olsa bile eylemli başlangıç daha önce ise tanık ve her türlü delille kanıtlanabileceği, iş yargılamasında çalışma olgusunun ve hizmet süresini ispat yükünün genel ispat kuralı gereği iddia edilen işçiye ait olduğu, davacı vekilinin davacının davalı ... yerinde 10.06.2006-06.06.2007 tarihleri arasında çalıştığını iddia edip tanık dahil bir takım delillere dayandığı, hizmet süresi konusunda davacının tanıkları ve bildirdiği diğer delillerin toplanıp değerlendirilmesi ve davacının kıdeminin açıklığa kavuşturulması gerektiği ” gerekçesi ile bozulduğu, bozma ilamına uyulduğu ve bozma doğrultusunda araştırma yapıldığı, davacının başka bir işverenin işçisi olduğuna yönelik husumet itirazının ve muvaza iddiasının bulunmadığı anlaşılmıştır.
    Mahkemece, davacının altı aylık kıdem süresinin ıspatı konusunda ıspat yükünü yeterli delillerle yerine getirmediği, tanıkların hizmet başlangıç tarihi konusunda tam tarih belirmedikleri gibi çalışmanın kesintili olduğunu beyan ettikleri, tanık beyanları ile Sosyal Güvenlik Kurumu ve 15.05.2007 tarihli iş sözleşmesi kayıtlarının örtüştüğü ortada iken davanın reddi yerine kabulü hatalı olmuştur.
    Belirtilen nedenle, 4857 sayılı İş Kanunun 20.maddesinin 3.fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
    HÜKÜM : Yukarıda belirtilen nedenlerle;
    1-)Yerel mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
    2-)Davanın REDDİNE,
    3-)Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,

    4-)Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalı tarafından yapılan 90.00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine 5-)Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.100.- TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
    6-)Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, kesin olarak 03.11.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi.







    Hemen Ara