Esas No: 2011/1299
Karar No: 2011/3833
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2011/1299 Esas 2011/3833 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul 6. İş Mahkemesi
TARİHİ : 22/02/2010
NUMARASI : 2009/350-2010/54
Davacı vekili müvekkilinin iş sözleşmesinin davalı işverence geçerli neden olmadan feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine karar verilmesini, çalıştırılmadığı süre için en çok dört aylık ücret ve diğer hakları ile işe başlatmama tazminatının belirlenmesini istemiştir.
Davalı işveren, şirketin küçülme kararının alınmasını takiben krediler bölümünde kadro azaltılmasına gidildiğini, hizmeti yürüten kadroya ihtiyaç kalmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, işveren feshin geçerli nedene dayandığını ve son çare olarak uygulandığını kuşkuya neden olmayacak şekilde kanıtlayamadığından davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalı işveren tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında iş sözleşmesinin feshinin geçerli nedene dayanıp dayanmadığı uyuşmazlık konusu olup, normatif dayanak 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18 ve devamı maddeleridir.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 18.maddesine göre otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.
İşletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan sebepler; sürüm ve satış olanaklarının azalması, talep ve sipariş azalması, enerji sıkıntısı, ülkede yaşanan ekonomik kriz, piyasada genel durgunluk, dış pazar kaybı, ham madde sıkıntısı gibi işin sürdürülmesini olanaksız hale getiren işyeri dışından kaynaklanan sebeplerle yeni çalışma yöntemlerinin uygulanması, işyerinin daraltılması, yeni teknolojinin uygulanması, işyerinin bazı bölümlerinin kapatılması ve bazı iş türlerinin kaldırılması gibi işyeri içi sebeplerdir.
İşletmenin, işyerinin ve işin gereklerinden kaynaklanan sebeplerle sözleşmeyi feshetmek isteyen işverenin fesihten önce fazla çalışmaları kaldırmak, işçinin rızası ile çalışma süresini kısaltmak ve bunun için mümkün olduğu ölçüde esnek çalışma şekillerini geliştirmek, işi zamana yaymak, işçileri başka işlerde çalıştırmak, işçiyi yeniden eğiterek
sorunu aşmak gibi varsa fesihten kaçınma olanaklarını kullanması, kısaca feshe son çare olarak bakması gerekir.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 20.maddesinin ikinci fıkrasına göre feshin geçerli nedene dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür.
Somut olayda 15.10.1996 tarihinden beri davalı işyerinde isithbarat bölümünde çalışan davacının iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından ekonomik kriz ve olumsuz gelişmelerin bankanın iş süreçlerini etkilediği, yeniden yapılandırma sonrasında krediler genel müdür yardımcılığına bağlı ekiplerde kadro sayısının azaltılmasına gidildiği iş akdinin bu kapsamda 4758 sayılı İş Yasası’nın 17.maddesi çerçevesinde 31/03/2009 tarihi itibarıyla feshediği bildirilmiştir. Mahkemece feshin son çare olması ilkesine uyulmaması hükme esas alınmış ise de işletmesel karara dayalı olarak ortaya çıkan personel fazlalığının başka bir birimde değerlendirme olanağının bulunup bulunmadığı yönünde yapılan somut bir araştırmaya dayalı tespite de yer verilmemiştir
Davacının Banka bünyesinde başka bir birimde değerlendirilmesinin mümkün olup olmadığı bilirkişi marifetiyle araştırılıp tespit edildikten sonra oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken dosyada görüş bildiren bilirkişinin bu yöndeki soyut değerlendirmesine dayanılarak yazılı şekilde karar verilmesi bozma nedenidir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 03/11/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.