Esas No: 2007/3-8
Karar No: 2007/31
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2007/3-8 Esas 2007/31 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Karar, sanık Gülat A'nın 765 sayılı Türk Ceza Yasası'nın 456/2, 457/1 maddeleri uyarınca 2 yıl 8 ay hapis cezası ve suça konu bıçağın aynı Yasanın 36. maddesi uyarınca müsaderesi ile cezalandırılmasına ilişkindir. Sanığın vekili tarafından yapılan temyiz başvurusu süresinde yapılmadığı için reddedilmiştir. Ancak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, hüküm fıkrasında başvurulacak yasa yolunun, süresinin ve merciinin belirtilmemesi nedeniyle sanık müdafii tarafından eski hale getirme yöntemiyle açılmış bir temyiz davasının mevcut olduğunu tespit etmiştir. Bu nedenle, dosya temyiz incelemesi için Yargıtay 3. Ceza Dairesine gönderilmelidir. Kararda bahsi geçen kanun maddeleri ise şöyledir: Anayasanın 40. maddesinin ikinci fıkrası, Ceza Muhakemesi Yasası'nın 34/2 ve 232/6. maddeleri.
Ceza Genel Kurulu 2007/3-8 E., 2007/31 K.
"İçtihat Metni"
Sanık Gülat A......"ın 765 sayılı TCY"nın 456/2, 457/1 maddeleri uyarınca 2 yıl 8 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına, suça konu bıçağın aynı Yasanın 36. maddesi uyarınca müsaderesine ilişkin sanığın yokluğunda Yargıtay yolu açık olmak üzere Ankara 13. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 16.03.2006 gün ve 352-145 sayılı hükme yönelik sanık müdafiinin temyiz başvurusu, Ankara 13. Asliye Ceza Mahkemesince 27.07.2006 gün ve 352-145 sayılı ek karar, itirazı kabil olmak üzere red edilmiştir.
Eski hale getirme istemi de, aynı mahkemece 27.07.2006 gün ve 352-145 sayı ile itirazı kabil olmak üzere red edilmiştir.
Sanık müdafi tarafından anılan karara itiraz edilmesi üzerine, itiraz mercii olan Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesince 23.08.2006 gün ve 406-406 sayılı müt. karar ile, istemin temyiz niteliğinde olduğu, temyiz isteminin reddine ilişkin kararın Yargıtay ilgili Ceza Dairesince incelenmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Dosyayı inceleyen Yargıtay 3. Ceza Dairesince 29.11.2006 gün ve 12641-9036 sayı ile;
"Sanığa 7201 sayılı Yasanın 21. maddesi gereğince 18.04.2006 tarihinde tebliğ edilen, 16.03.2006 tarihli kararın sanık vekili tarafından 26.07.2006 tarihinde temyiz edilmesine göre sanık vekilinin temyiz isteğinin süresinden sonra yapıldığından bahisle reddine ilişkin kararda usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından temyiz itirazlarının reddi ile red"de ilişkin 27.06.2006 tarih ve 2003/352 esas, 2006/145 sayılı ek kararın onanmasına" karar verilmiştir.
Yargıtay C.Başsavcılığınca 04.01.2007 gün ve 234806 sayı ile;
Hüküm fıkrasında sadece Yargıtay yolunun açık olduğu gösterilmiş, yasa yolunun süresi ve başvuru şekli belirtilmemiştir.
Bu durum, Ankara 13. Asliye Ceza Mahkemesinin 16.03.2006 tarihli kararına karşı geçerli bir temyiz başvurusunun var olduğunu ve hükmün kesinleşmediğini ortaya koymaktadır.
Kararın hüküm fıkrasında; Anayasanın 40. maddesinin ikinci fıkrasına ve CMY"nın 34/2, 232/6. maddesine aykırı olarak temyiz başvuru süresi ve usulü açıkça gösterilmediğinden 26.07.2006 tarihinde yapılan kanun yolu başvurusunun süresinde kabul edilerek 27.07.2006 tarihli temyiz isteminin reddi kararının kaldırılması ve 16.03.2006 tarihli kararın temyiz yoluyla incelenmesi gerekirken temyiz isteminin reddi kararının onanması yerinde değildir, gerekçeleriyle itiraz yasayoluna başvurularak, Özel Daire onama kararının kaldırılarak, dosyanın temyiz incelemesi yapılmak üzere Yargıtay 3. Ceza Dairesine gönderilmesine karar verilmesi isteminde bulunmuştur.
Dosya Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Ceza Genel Kurulu"nca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
1)Yargıtay 3. Ceza Dairesi ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nca çözümü gereken hukuki ihtilafın;
Hükümde, başvurulacak yasa yolu, süresi, mercii ve şeklinin belirtilmemesi halinde, yasa yoluna ilişkin sürelerin işleyip işlemeyeceği hususuna ilişkin bulunmaktadır.
2) Genel Kurul"ca yapılan değerlendirmede;
A) Sanık Gülat A......"ın 765 sayılı TCY"nın 456/2, 457/1 maddeleri uyarınca 2 yıl 8 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına, suça konu bıçağın aynı Yasanın 36. maddesi uyarınca müsaderesine ilişkin sanığın yokluğunda Yargıtay yolu açık olmak üzere Ankara 13. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 16.03.2006 gün ve 352-145 sayılı hüküm, karardan sonra sanığın vekilliğini üstlenen müdafii tarafından temyiz edilmiş, temyiz başvurusu, Ankara 13. Asliye Ceza Mahkemesince 27.07.2006 gün ve 352-145 sayılı ek karar ile süresinden sonra yapıldığından bahisle itirazı kabil olmak üzere red edilmiştir.
Eski hale getirme istemi de, aynı mahkemece 27.07.2006 gün ve 352-145 sayı ile itirazı kabil olmak üzere red edilmiştir.
Sanık müdafi tarafından anılan karara itiraz edilmesi üzerine, itiraz mercii olan Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesince 23.08.2006 gün ve 406-406 sayılı müt. karar ile, istemin temyiz niteliğinde olduğu, temyiz isteminin reddine ilişkin kararın Yargıtay ilgili Ceza Dairesince incelenmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, dosyayı inceleyen Yargıtay 3. Ceza Dairesi ise 27.07.2006 tarih ve 2003/352 esas, 2006/145 sayılı ek kararda bir isabetsizlik bulunmadığı görüşüyle red kararının onanmasına karar verilmiştir.
B) Konuyla ilgili olarak 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası"nın 40/2. fıkrasında: "Devlet, işlemlerinde, ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorundadır." hükmüne yer verildiği gibi,
Bu düzenlemeye paralel olarak 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Yasası"nın 34/2. maddesinde: "Kararlarda, başvurulabilecek kanun yolu, süresi, mercii ve şekilleri belirtilir."
231/3 maddesinde: "Hazır bulunan sanığa ayrıca başvurabileği kanun yolları, mercii ve süresi bildirilir"
232/6. maddesinde: "Hüküm fıkrasında, 223 üncü maddeye göre verilen kararın ne olduğunun, uygulanan kanun maddelerinin, verilen ceza miktarının, kanun yollarına başvurma ve tazminat isteme olanağının bulunup bulunmadığının, başvuru olanağı varsa süresi ve merciinin tereddüde yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilmesi gerekir." şeklinde emredici düzenlemeler gözönünde bulundurulduğunda,
Gerek yüze karşı, gerekse gıyapta verilen hüküm ve kararlarda, başvurulacak yasa yolunun, süresinin, başvuru yapılacak merci ile başvuru şeklinin belirtilmesi zorunluluk arzetmektedir.
C) Ceza Muhakemesi Yasası"nın 40. maddesinin 1. fıkrasında, kusuru olmaksızın bir süreyi geçirmiş olan kişinin, eski hale getirme isteminde bulunabileceği, 2. fıkrasında ise, yasa yoluna başvuru hakkının kendisine bildirilmemesi halinde, kişinin kusursuz sayılacağı hususlarının düzenlenmesi karşısında, somut olayda, başvurulacak yasa yolu, başvuru süresi, mercii ve şeklinin gösterilmemiş olmasının yukarıda açıklanan yasal düzenlemelere açıkça aykırılık oluşturduğu ve eski hale getirme isteminde bulunma koşullarının varlığını koruduğu, bu itibarla olayda sanık müdafii tarafından eski hale getirme yöntemiyle açılmış bir temyiz davasının mevcut bulunduğu, dolayısıyla 26.07.2006 tarihinde yapılan başvurunun süresinde ve geçerli olduğu kabul edilerek 16.03.2006 gün ve 352-145 sayılı hükmün incelenmesi ve vaki yasayolu başvurusuyla ilgili olarak karar verilmesi gerektiği,
Görüş ve kanaati benimsenmiştir.
Bu itibarla; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kabulüne, Yerel Mahkemenin temyiz isteminin reddine ilişkin kararını onayan Özel Daire kararının kaldırılmasına, dosyanın temyiz incelemesi için Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ :
Açıklanan nedenlerle,
1-Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,
2- Yargıtay 3. Ceza Dairesinin 29.11.2006 gün ve 12641-9036 sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3- Dosyanın temyiz incelemesi yapılmak üzere, Yargıtay 3. Ceza Dairesine gönderilmek üzere, Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine, 13.02.2007 günü yapılan müzakerede oybirliği ile karar verildi.