Esas No: 2006/5-350
Karar No: 2007/30
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2006/5-350 Esas 2007/30 Karar Sayılı İlamı
Ceza Genel Kurulu 2006/5-350 E., 2007/30 K.
"İçtihat Metni"
Sarkıntılık ve hakaret suçundan sanığın, 765 sayılı TCY"nın 421/1, 647 sayılı Yasanın 4 ve 5. maddeleri uyarınca dört eşit taksitte ödenmek üzere 720 YTL. adli para cezasıyla, hakaret suçundan ise 765 sayılı TCY"nın 482/3, 647 sayılı Yasanın 4, TCY"nın 72 ve 647 s.Y.nın 5. maddeleri uyarınca dört eşit taksitte ödenmek üzere 261 YTL. adli para cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin, Nallıhan Sulh Ceza Mahkemesince verilip, temyiz yasayoluna başvurulmaksızın kesinleşen, 24.02.2006 gün ve 260-44 sayılı hükme karşı Adalet Bakanlığınca yasa yararına bozma isteminde bulunulması üzerine;
Dosyayı inceleyen Yargıtay 5. Ceza Dairesince 06.11.2006 gün ve 10721-8596 sayı ile;
"5235 sayılı Kanun"un 14. maddesinde "mahkemelerin görevlerinin belirlenmesinde ağırlaştırıcı veya hafifletici nedenler gözetilmeksizin kanunda yer alan suçun cezasının üst sınırı göz önünde bulundurulur" hükmü karşısında bu konudaki kanun yararına bozma isteminin (reddine), ancak;
Sanığın işlediği kabul edilen sarkıntılık ve hakaret suçlarının temas ettiği 5237 sayılı TCK"nun 105/1 ve 125/4. maddelerinde seçimlik ceza öngörüldüğü, mahkemece hürriyeti bağlayıcı cezalar karşılaştırılarak bunların para cezasına çevrilmesi sonucu belirlenen miktarlar esas alınmak suretiyle lehe yasa belirlemesi yapıldığı, ancak aynı Kanunun 50/2. maddesinde ise, "hapis cezası ile adli para cezasının seçenek olarak öngörüldüğü hallerde, hapis cezasına hükmedilmişse, bu ceza artık adli para cezasına çevrilemez" hükmüne yer verildiği, yapılan uygulamaya göre adli para cezasının tercih edilmesi durumunda 52. maddeye göre asgari orandan yapılacak hesaplamada adli para cezasının sanık lehine olduğu gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesinde isabet bulunmadığı ve bu nedenle kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname münderecatı yerinde olduğu anlaşıldığından, Nallıhan Sulh Ceza Mahkemesinin 24.02.2006 gün ve 2005/260 Esas, 2006/44 Karar sayılı kararının CMK"nun 309. maddesi uyarınca bozulmasına hükümlü hakkında mahkemenin takdiri de gözetilerek cinsel taciz suçundan 5237 sayılı TCK"nun 105/1, 52/1-2. maddeleri uyarınca 100 YTL, hakaret suçundan da aynı Yasanın 125/1-4 ve 52/1-2. maddeleri uyarınca 116 YTL adli para cezası hükmolunmasına, infazın bu miktarlar üzerinden yapılmasına, hükmün diğer yönlerinin saklı tutulmasına" karar verilmiştir.
Yargıtay C.Başsavcılığınca 29.12.2006 gün ve 233235 sayı ile;
Özel Dairece, suçlara ilişkin yasa maddeleri yazılmak suretiyle cinsel taciz suçundan 100 YTL, hakaret suçundan ise 116 YTL adli para cezasına hükmedilmiştir. Hakaret suçundan 125. maddenin 4. fıkrası uyarınca yapılması gereken artırımın, 1. fıkra gereğince saptanan temel gün üzerinden yapılması ve adli para cezasının, belirlenen sonuç gün ile kişinin bir gün karşılığı ödeyebileceği miktarın çarpılması suretiyle bulunması gerekirken, 125/1. maddesi uyarınca belirlendiği düşünülen (5) temel gün miktarının hükümlünün bir gün karşılığı ödeyeceği miktar olarak saptandığı anlaşılan 20 YTL ile çarpılması sonucu tespit edildiği düşünülen 100 YTL üzerinden yapılması sonucu; 100 YTL yerine, 16 YTL fazlasıyla 116 YTL adli para cezasına hükmedilmiştir, gerekçeleriyle itiraz yasayoluna başvurularak, Özel Daire kararının bozmaya ilişkin kısmının kaldırılmasına, hükümlü hakkında 5237 sayılı TCY"nın 61. maddesinde belirtilen esaslara uygun olarak ceza tayini için dosyanın Özel Dairesine gönderilmesi isteminde bulunulmuştur.
Dosya Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Yargıtay Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
1-Sabit kabul edilen olaylar ve uygulama;
Sanığın 2001 yılı eylül ayında, katılan Gülcan"a karşı sarkıntılık, Ömer"e karşı ise hakaret suçlarını işlediği, sanık hakkında uygulanması gereken 765 sayılı TCY"nın 421/2 ve 482/3. maddelerinin, bu suçların karşılığını oluşturan 5237 sayılı TCY"nın 125 ve 105/1. maddelerine göre daha lehe olduğu kabul edilerek,
Sarkıntılık suçundan 765 sayılı TCY"nın 421/1, 647 sayılı Yasanın 4 ve 5. maddeleri uyarınca dört eşit taksitte ödenmek üzere 720 YTL adli para cezasıyla,
Hakaret suçundan 765 sayılı TCY"nın 482/3, 647 sayılı Yasanın 4, TCY"nın 72 ve 647 s.Y.nın 5. maddeleri uyarınca dört eşit taksitte ödenmek üzere 261 YTL adli para cezasıyla,
Cezalandırılmasına hükmedilmiş, yasayoluna başvurulmadan kesinleşen işbu hükümlere karşı, yasa yararına bozma isteminde bulunulması üzerine,
Özel Dairece, 5237 sayılı TCY hükümlerinin lehe olduğu kabul edilerek, hükümlünün cinsel taciz suçundan 5237 sayılı TCY"nın 105/1, 52/1-2. maddeleri uyarınca 100 YTL, hakaret suçundan ise aynı Yasanın 125/1-4 ve 52/1-2. maddeleri uyarınca 116 YTL adli para cezası ile cezalandırılmasına, infazın bu miktarlar üzerinden yapılmasına, hükmün diğer yönlerinin saklı tutulmasına" karar verilmiştir.
Yargıtay C.Başsavcılığınca Özel Dairece lehe yasa uygulamasının 5237 sayılı Yasanın 61. maddesindeki esaslara uygun olarak yapılmadığı ve 5271 sayılı Yasanın 230 ve 232. maddelerindeki ilkelere aykırı davranıldığı gerekçesiyle itiraz yasayoluna başvurulmuştur.
5237 sayılı TCY"nın 105/1 ve 125/1. maddelerinde yazılı seçenek yaptırımlardan adli para cezasının tercih edilmesi ve temel cezanın belirlenmesi ve gün biriminin paraya çevrilmesi sırasında asgari miktar nazara alınarak uygulama yapılması halinde 5237 sayılı Yasa hükümleri lehe olup, bu belirlemede bir isabetsizlik ve uyuşmazlık bulunmamaktadır.
2-Yargıtay Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık;
Özel Daire uygulamasının 5237 sayılı TCY"nın 61 ve 5271 sayılı Yasanın 230 ve 232. maddelerine uygun olup olmadığını belirlemeye ilişkindir.
A) İlgili hükümler;
a-5271 sayılı CMY"nın ilgili hükümleri;
230. Maddenin 1. Fıkrasının c bendi; "Ulaşılan kanaat, sanığın suç oluşturduğu sabit görülen fiili ve bunun nitelendirilmesi; bu hususta ileri sürülen istemleri de dikkate alarak, Türk Ceza Kanununun 61 ve 62 nci maddelerinde belirlenen sıra ve esaslara göre cezanın belirlenmesi; yine aynı Kanunun 53 ve devamı maddelerine göre, cezaya mahkûmiyet yerine veya cezanın yanı sıra uygulanacak güvenlik tedbirinin belirlenmesi".
232. maddenin 6.fıkrası;" Hüküm fıkrasında, 223 üncü maddeye göre verilen kararın ne olduğunun, uygulanan kanun maddelerinin, verilen ceza miktarının, kanun yollarına başvurma ve tazminat isteme olanağının bulunup bulunmadığının, başvuru olanağı varsa süresi ve merciinin tereddüde yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilmesi gerekir."
b-5237 sayılı TCY"nın ilgili hükümleri;
"Adlî para cezası
MADDE 52. - (1) Adlî para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hâllerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir.
(2) En az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası olan bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsî hâlleri göz önünde bulundurularak takdir edilir.
(3) Kararda, adlî para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilir.
(4) Hâkim, ekonomik ve şahsî hâllerini göz önünde bulundurarak, kişiye adlî para cezasını ödemesi için hükmün kesinleşme tarihinden itibaren bir yıldan fazla olmamak üzere mehil verebileceği gibi, bu cezanın belirli taksitler hâlinde ödenmesine de karar verebilir. Taksit süresi iki yılı geçemez ve taksit miktarı dörtten az olamaz. Kararda, taksitlerden birinin zamanında ödenmemesi hâlinde geri kalan kısmın tamamının tahsil edileceği ve ödenmeyen adlî para cezasının hapse çevrileceği belirtilir.
Cezanın belirlenmesi
MADDE 61. - (1) Hâkim, somut olayda;
a) Suçun işleniş biçimini,
b) Suçun işlenmesinde kullanılan araçları,
c) Suçun işlendiği zaman ve yeri,
d) Suçun konusunun önem ve değerini,
e) Meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığını,
f) Failin kast veya taksire dayalı kusurunun ağırlığını,
g) Failin güttüğü amaç ve saiki,
Göz önünde bulundurarak, işlenen suçun kanunî tanımında öngörülen cezanın alt ve üst sınırı arasında temel cezayı belirler.
(2) Suçun olası kastla ya da bilinçli taksirle işlenmesi nedeniyle indirim veya artırım, birinci fıkra hükmüne göre belirlenen ceza üzerinden yapılır.
(3) Birinci fıkrada belirtilen hususların suçun unsurunu oluşturduğu hâllerde, bunlar temel cezanın belirlenmesinde ayrıca göz önünde bulundurulmaz.
(4) Bir suçun temel şekline nazaran daha ağır veya daha az cezayı gerektiren birden fazla nitelikli hâllerin gerçekleşmesi durumunda; temel cezada önce artırma sonra indirme yapılır.
(5) Yukarıdaki fıkralara göre belirlenen ceza üzerinden sırasıyla teşebbüs, iştirak, zincirleme suç, haksız tahrik, yaş küçüklüğü, akıl hastalığı ve cezada indirim yapılmasını gerektiren şahsî sebeplere ilişkin hükümler ile takdiri indirim nedenleri uygulanarak sonuç ceza belirlenir.
(6) Hapis cezasının süresi gün, ay ve yıl hesabıyla belirlenir. Bir gün, yirmidört saat; bir ay, otuz gündür. Yıl, resmî takvime göre hesap edilir. Hapis cezası için bir günün, adlî para cezası için bir Türk Lirasının artakalanı hesaba katılmaz ve bu cezalar infaz edilmez.
(7) (Ek fıkra: 29.6.2005-5377/7 md. ) Süreli hapis cezasını gerektiren bir suçtan dolayı bu madde hükümlerine göre belirlenen sonuç ceza, otuz yıldan fazla olamaz.
(8) (Ek fıkra: 29.6.2005-5377/7 md. ) Adlî para cezası hesaplanırken, bu madde hükmüne göre cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesine yönelik artırma ve indirimler, gün üzerinden yapılır. Adlî para cezası, belirlenen sonuç gün ile kişinin bir gün karşılığı ödeyebileceği miktarın çarpılması suretiyle bulunur.
(9) (Ek fıkra: 6.12.2006-5560/1 md. ) Adlî para cezasının seçimlik ceza olarak öngörüldüğü suçlarda bu cezaya ilişkin gün biriminin alt sınırı, o suç tanımındaki hapis cezasının alt sınırından az; üst sınırı da, hapis cezasının üst sınırından fazla olamaz.
(10) Kanunda açıkça yazılmış olmadıkça cezalar ne artırılabilir, ne eksiltilebilir, ne de değiştirilebilir"
biçimindedir.
B) İlgili maddelerin değerlendirilmesi;
5271 sayılı CMY"nın yukarıda belirtilen 230. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendi uyarınca, 5237 sayılı TCY"nın 61. maddesinde belirlenen sıra ve esaslara göre cezanın belirlenmesi, aynı Yasanın 232. maddenin 6. fıkrası gereğince de, hüküm fıkrasında uygulanan yasa maddelerinin tereddüde yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilmesi gerekmektedir.
5237 sayılı Yasanın 61/1. maddesi uyarınca, fıkrada belirtilen ilke ve esaslara uygun olarak öncelikle temel ceza belirlenerek, artırım ve indirim nedenlerinin varlığı halinde, önce artırım, sonra indirim nedenleri uygulanmak suretiyle sonuç ceza belirlenmelidir.
Adli para cezalarının tayin ve tespitinde ise öncelikle adli para cezasına esas alınacak birim gün sayısı belirlenmeli
Bu belirleme yapılırken, 19.12.2006 tarihinde yürürlüğe giren 5560 sayılı Yasa hükümleri dikkate alınarak,
19.12.2006 tarihinden önce işlenipte, adli para cezasının seçimlik ceza olarak öngörüldüğü suçlarda;
Adli para cezasına esas birim gün sayısı, yasada aksine bir hüküm yoksa 5 ila 730 gün arasında, 5237 sayılı Yasanın 61/1. maddesindeki ilkelere uygun olarak belirlenecek, müteakip artırım ve indirimler belirlenen birim gün üzerinden yapıldıktan sonra, sonuç gün sayısının, 20 ila 100 YTL. arasında taktir edilecek miktarla çarpılması suretiyle sonuç adli para cezası miktarı saptanacaktır.
19.12.2006 tarihinden sonra işlenen ve adli para cezasının seçimlik ceza olarak öngörüldüğü suçlarda ise;
06.12.2006 gün ve 5560 sayılı Yasanın 1. maddesi ile 5237 sayılı TCY"nın 61. maddesine 8. fıkradan sonra eklenen 9. fıkra hükmü uyarınca, suç tanımındaki hapis cezasının alt sınırından az olmamak ve üst sınırı da, hapis cezasının üst sınırından fazla olmamak üzere, birim gün sayısı 61/1. maddesindeki ilkelere uygun olarak belirlenecek, müteakip artırım ve indirimler belirlenen birim gün üzerinden yapıldıktan sonra, sonuç gün sayısının, 20 ila 100 YTL. arasında taktir edilecek miktarla çarpılması suretiyle sonuç adli para cezası miktarı saptanacaktır.
3-Ceza Genel Kurulunca yapılan değerlendirme;
a-Sanığın sabit kabul edilen sarkıntılık suçu; 765 sayılı Yasanın 421, 5237 sayılı Yasanın ise 105/1. maddesine uymakta olup, 5237 sayılı Yasada anılan suçun yaptırımı üç aydan iki yıla kadar hapis veya adli para cezasıdır, ilk hükümde bu eylem nedeniyle sanık hakkında asgari hadden ceza tayin edilerek, bu cezanın 647 sayılı Yasanın 4. maddesi uyarınca adli para cezasına çevrildiği dikkate alınıp, 5237 sayılı TCY"nın 105/1. maddesi uyarınca suç tarihi de gözetilerek, seçenek yaptırımlardan adli para cezasının tercihi ile adli para cezasına esas alınacak gün sayısının 5 gün olarak belirlenmesi, aynı Yasanın 52/2. maddesi uyarınca asgari hadden uygulama ile bir gün karşılığının 20 YTL. olarak taktiri ile sanığın cinsel taciz suçundan 100 YTL. adli para cezasıyla cezalandırılması,
b- Sabit kabul edilen hakaret suçunun 5237 sayılı TCY"daki karşılığı olan 125/1. maddesi uyarınca, seçenek yaptırımlardan adli para cezasının tercihi ile adli para cezasına esas alınacak gün sayısının 5 gün olarak belirlenmesi, aynı maddenin 4. fıkrası uyarınca cezasının 1/6 oranında arttırılması, ancak artırım miktarı bir günün aşağısında kaldığından, 5237 sayılı TCY"nın 61/6. maddesi uyarınca, cezasından herhangi bir artırım yapılmaması, aynı Yasanın 52/2. maddesi uyarınca asgari hadden uygulama ile bir gün karşılığının 20 YTL. olarak taktiri ile sanığın hakaret suçundan 100 YTL. adli para cezasıyla cezalandırılması, şeklinde denetlenebilir nitelikte karar verilmesi gerekirken, Özel Dairece; 5271 sayılı CMY"nın 230, 232 ve 5237 sayılı TCY"nın 61. madde hükümleri dikkate alınmaksızın, sonuç cezanın belirlenmesi ile yetinilmesi cihetine gidilmesi ve bu sonuç cezada da hakaret yönünden adli para cezasının hatalı tarzda fazla tayini yasaya aykırı olup, isabetli bulunan itirazın kabulü ile gereğinin ifası için dosyanın Dairesine gönderilmesi gerekmektedir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,
2- Yargıtay 5. Ceza Dairesinin 06.11.2006 gün ve 10721-8596 sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3- 5237 sayılı TCY"nın 61, 5271 sayılı Yasanın 230 ve 232. maddelerine uygun ve denetlenebilir nitelikte hüküm tesisi için, dosyanın Yargıtay 5. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine, 13.02.2007 günü yapılan müzakerede oybirliği ile karar verildi.