Esas No: 2006/194
Karar No: 2006/264
Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2006/194 Esas 2006/264 Karar Sayılı İlamı
Hukuk Bölümü 2006/194 E. , 2006/264 K.- 2247 SAYILI YASA’NIN 14. MADDESI HK
- POLİS VAZİFE VE SELAHİYET KANUNU İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN (5259) Madde 6
"İçtihat Metni" Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.
Davacı : S. Z. D. Davalı : Ayaskent Belediye Başkanlığı O L A Y : Ayaskent Belediye Başkanlığı’nın 5.10.2005 gün ve 393 sayılı işlemi ile, Bergama İlçe Jandarma Komutanlığı’nın 26.9.2005 gün ve 9543 sayılı yazısı üzerine Belediye Encümeninin 3.10.2005 gün ve 41 sayılı kararı ile 5259 sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 6. maddesine istinaden davacı adına 1.000.- YTL idari para cezası verildiği bildirilmiştir. Davacı, söz konusu para cezasına karşı adli yargı yerinde itirazda bulunmuştur. BERGAMA SULH CEZA MAHKEMESİ ; 11.10.2005 gün ve E: 2005/432 D.İş sayı ile, itiraz eden tarafından, Ayaskent Belediye Encümeni’nin 26.09.2005 tarih ve 6665-455-05/9543 sayılı idari para cezasına itiraz edildiği, Ayaskent Belediye Başkanlığı tarafından verilmiş 05.10.2005 tarihli idari para cezasının incelenmesinde, 5259 sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkındaki Kanun’a göre idari para cezası verildiğinin görüldüğü, 5259 sayılı Kanun’un 1. maddesinde, idari para cezalarının belediye encümeni veya il daimi encümeni tarafından verileceği ve idari para cezalarının 7201 sayılı Kanun hükümlerine göre tebliğ edileceği ve bu cezalara karşı 7 gün içinde yetkili idare mahkemesine itiraz edilebileceğinin hükme bağlandığı, sulh ceza mahkemelerinin genel yetkili mahkemeler olmadığı, kanunlarda açıkça düzenlenmeyen hallerde verilen idari para cezalarına yapılacak itirazların sulh ceza mahkemesinde görüleceğini kabul etmenin kanun özüne aykırı olacağı, ilgili hakkında 5259 sayılı Kanun’a göre tanzim edilen idari para cezasının itirazının idare mahkemesine yapılacağının hükme bağlandığı gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar, kesinleşmiştir. Davacı, Ayaskent Belediye Başkanlığı’nın 17.10.2005 gün ve 428 sayılı işlemi ile, Bergama İlçe Jandarma Komutanlığı’nın 5.10.2005 gün ve 9945 sayılı yazısı üzerine Belediye Encümeninin 17.10.2005 gün ve 43/01 sayılı kararı ile 5259 sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 6. maddesine istinaden 1.000.- YTL idari para cezası verildiğinin bildirilmesi üzerine, söz konusu para cezasının kaldırılması istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır. İZMİR 4. İDARE MAHKEMESİ; 5.1.2006 gün ve E: 2005/1366; K:2006/4 sayı ile, davanın, İzmir İli, Ayaskent Beldesi’nde davacı tarafından işletilen "Kavak" adlı birahanede yapılan denetimler sonucu, 5259 sayılı Yasa’nın 6. maddesi uyarınca para cezası verilmesine ilişkin 17.10.2005 gün ve 428 sayılı Ayaskent Belediye Başkanlığı işleminin iptali istemiyle açıldığı, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu"nun 2. ve 27. maddelerinden söz ederek, 1.6.2005 tarihinden itibaren yürürlüğe giren Kabahatler Kanunu uyarınca verilen para cezalarına karşı açılan davaların görüm ve çözümünün adli yargı yerinin görev alanına girdiği sonucuna ulaşıldığı, bu durumda, dava konusu edilen para cezasının adli yargının görevine girmesi, dolayısıyla Mahkemelerinin görevine girmemesi nedeniyle esastan incelenmesine olanak bulunmadığı gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar, itiraz edilmeyerek kesinleşmiştir. Bunun üzerine, davacı, Bergama Sulh Ceza Mahkemesi’ne hitaben verdiği dilekçe ile, yukarıda sözü edilen iki görevsizlik kararından söz ederek, Ayaskent Belediye Başkanlığı’nın 17.10.2005 gün ve 428 sayılı idari para cezasına ilişkin işleminin iptalini istemiştir. BERGAMA SULH CEZA MAHKEMESİ ; 17.4.2006 gün ve 2006/98 Değ. İş sayı ile, itiraz edenin Ayaskent Belediyesi"nin 17.10.2005 tarih ve 2005/428 sayılı Encümen kararının iptaline karar verilmesini talep ettiği, dilekçesinde, Bergama Sulh Ceza Mahkemesi"nce 07.10.2005 tarihli başvurusu üzerine görevsizlik kararı verildiğini, İzmir İdare Mahkemesi’nin de davanın reddine karar verdiğini, bu sebeple, Ayaskent Belediye Başkanlığı"nın idari para cezasının iptali için Mahkemelerine müracaat ettiğini, idari para cezasının iptaline karar verilmesini talep ettiği, Mahkemelerinin 2005/432 Değişik İş 11.10.2005 tarihli kararı ile itiraz eden tarafından yapılan idari para cezasına itiraz hakkında görevsizlik kararı verildiği, aynı taraf ve aynı konuda İzmir 4. İdare Mahkemesi"nin 05.01.2006 tarih, 2005/1366 Esas 2006/4 Karar sayılı ilamı ile davanın görev yönünden reddine karar verildiği anlaşıldığından, tarafları ve konusu aynı olan konuda iki mahkeme arasında olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’da, görev uyuşmazlıklarında dava dosyasının ceza davalarında son görevsizlik kararını veren mahkemece taraflardan birinin istemi üzerine Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderileceği belirtilmiş ve somut olayda son görevsizlik kararını veren mahkeme İzmir 4. İdare Mahkemesi ise de, itiraz edenin 17.03.2006 tarihinde yeniden Mahkemelerine müracaat edip, idari para cezasının iptaline karar verilmesini talep ettiği dikkate alındığında, daha önce Mahkemelerince verilen görevsizlik kararı nedeniyle bu kararları kaldırılmadan, görevli yargı mercii belirtilmeden, yargılamaya devam edip karar vermek, usul ve yasa hükümlerine uygun olmayacağından, itiraz edenin itirazı hakkında karar verilmesine yer olmadığına, Mahkemeleri ile İzmir 4. İdare Mahkemesi arasında doğan olumsuz görev uyuşmazlığının çözümü için dosyanın 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun gereğince Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderilmesine karar vermiştir. İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Ahmet AKYALÇIN’ın Başkanlığında, Üyeler: M. Lütfü ÜÇKARDEŞLER, Ahmet VELİOĞLU, Z. Nurhan YÜCEL, Esen EROL, Abdullah ARSLAN ve Levent ÖZÇELİK’in katılımlarıyla yapılan 25.12.2006 günlü toplantısında; Raportör-Hakim Nurdane TOPUZ’un, 2247 sayılı Yasa’da öngörülen koşulları taşımayan başvurunun reddi gerektiği yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ahmet BEŞİNCİ ile Danıştay Savcısı Gülen AYDINOĞLU’nun, başvurunun reddi gerektiğine ilişkin sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; Uyuşmazlık Mahkemesi Genel Kurulu’nun 11.7.1988 günlü, E:1988/1, K:1988/1 sayılı İlke Kararında, “2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun bütünüyle incelenip değerlendirilmesinden, bu Kanunun uygulanması yönünden 2 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan, ‘ceza uyuşmazlıkları’ ibaresinden, savcının ya da şahsi davacının talebi ile başlayan yargılaması sonunda sanığın mahkumiyetine ya da beraatine hükmedilebilecek davalarda, askeri ve adli ceza mahkemeleri arasında çıkan görev ve hüküm uyuşmazlıklarının anlaşılması, bunun dışında kalan tüm görev uyuşmazlıklarının ‘hukuk uyuşmazlığı’ sayılması gerektiği sonucuna varılmaktadır. Uygulanması idari organlara bırakılan cezalar, adli nitelikte olmadığından, bunlar hakkında yapılan itirazlar ya da açılan davalar ‘ceza davası’ olarak nitelendirilemezler. İdari niteliklerinden dolayı bu davalara ilişkin görev ve hüküm uyuşmazlıklarının Uyuşmazlık Mahkemesinin Hukuk Bölümünde incelenip çözümlenmesi gerektiği...”açıkça belirtilmiştir. Bu durum göz önüne alındığında, olay bölümünde yazılı başvuru konusu görev uyuşmazlığının Hukuk Bölümünde incelenmesi gerektiği kuşkusuzdur. 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 14.maddesine göre; olumsuz görev uyuşmazlığının bulunduğunun ileri sürülebilmesi için adli, idari veya askeri yargı mercilerinden en az ikisinin tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada kendilerini görevsiz görmeleri ve bu yolda verdikleri kararın kesin veya kesinleşmiş olması gerekmekte; bu uyuşmazlığın giderilmesi istemi ise, hukuk uyuşmazlıklarında ancak davanın taraflarınca ileri sürülebilmektedir. Aynı Yasanın 27. maddesinde ise, Uyuşmazlık Mahkemesinin, uyuşmazlık çıkarmaya veya görev uyuşmazlıklarına ilişkin istemleri önce şekil ve süre açısından inceleyeceği; yöntemine uymayan veya süresi içinde ileri sürülmemiş istemleri reddedeceği kuralına yer verilmektedir. Davacının, Bergama Sulh Ceza Mahkemesi’ne hitaben verdiği dilekçe ile, Bergama Sulh Ceza Mahkemesi’nin 11.10.2005 gün ve E:2005/432 D.İş sayılı görevsizlik kararı ile İzmir 4. İdare Mahkemesi’nin 5.1.2006 gün ve E:2005/1366; K:2006/4 sayılı kararından söz ederek Ayaskent Belediye Başkanlığı’nın 17.10.2005 gün ve 428 sayılı idari para cezasına ilişkin işleminin iptalini talep etmesi üzerine Bergama Sulh Ceza Mahkemesi’nce, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkındaki Kanun’un 14. maddesi gereğince yargı yolu uyuşmazlığını çözmek üzere dosya Mahkememize gönderilmiştir. Davacı tarafından, adli yargı yerinde, Ayaskent Belediye Başkanlığı’nın 5.10.2005 gün ve 393 sayılı işlemi ile, Bergama İlçe Jandarma Komutanlığı’nın 26.9.2005 gün ve 9543 sayılı yazısı üzerine Belediye Encümeninin 3.10.2005 gün ve 41 sayılı kararı ile 5259 sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 6. maddesine istinaden verilen idari para cezasına itiraz edildiği halde, idari yargı yerinde, Ayaskent Belediye Başkanlığı’nın 17.10.2005 gün ve 428 sayılı işlemi ile, Bergama İlçe Jandarma Komutanlığı’nın 5.10.2005 gün ve 9945 sayılı yazısı üzerine Belediye Encümeninin 17.10.2005 gün ve 43/01 sayılı kararı ile 5259 sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 6. maddesine istinaden verilen idari para cezasının dava konusu edildiği anlaşılmıştır. Bu durumda, her iki yargı yerinde açılan davaların konuları farklı olduğundan, davada konunun aynı olması koşulu gerçekleşmemiştir. Açıklanan nedenlerle, 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde öngörülen koşulu taşımayan başvurunun, aynı Yasanın 27. maddesi uyarınca reddi gerekmiştir. SONUÇ : 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde öngörülen koşulu taşımayan BAŞVURUNUN, aynı Yasanın 27. maddesi uyarınca REDDİNE, 25.12.2006 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.