23. Ceza Dairesi 2015/537 E. , 2015/2156 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi
SUÇ : Güveni kötüye kullanma
HÜKÜM : Mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Katılanın kendisine ait evi eşyalarıyla birlikte kiraya verdiği, sanığın kira borcunu ödememesi üzerine katılanın icra takibine başvurduğu,... İcra Müdürlüğünce sanığın kiraladığı eve gidildiğinde katılan ve sanık arasında imzalanan kira sözleşmesi ekinde bulunan demirbaşlardan televizyon, çamaşır makinesi, fırın ve uydu alıcısının bulunmadığının tespit edildiği, sanığın evden ayrılırken bırakması gereken katılana ait eşyaları alarak evden ayrıldığı anlaşıldığından güveni kötüye kullanma suçunun oluştuğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19.06.2007 tarih ve 2007/10-108 E., 2007/152 K. sayılı ilamında da belirtildiği gibi yasa koyucunun ayrıca adli para cezası öngördüğü suçlarda, hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmamakta ise de, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin adli para cezasının alt sınırın üzerinde 12 gün olarak tayin edilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı Kanun"un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasından adli para cezasına ilişkin sırasıyla "12 GÜN", "10 GÜN" ve "200 TL" ibarelerinin çıkartılarak yerine, sırasıyla "5 GÜN", "4 GÜN" ve "80 TL" ibarelerinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 02/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.