Esas No: 2011/372
Karar No: 2011/3546
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2011/372 Esas 2011/3546 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
AVUKAT ...
DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, iş sözleşmesinin geçerli neden olmadan işverence feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, boşta geçen süre ücret ve diğer haklar ile işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminatın belirlenmesini istemiştir.
Davalı vekili,işverenin Dünyada ve Türkiye"deki ekonomik krizden etkilendiğini, bunun sonucu olarak yeniden yapılanmaya gidildiğini, yeniden yapılanma içinde yer almayan pres işçilerinin iş akitlerinin feshedildiğini, feshin son çare olması ilkesi gereğince önlemler alındığını, iş sözleşmesinin geçerli nedenle feshedildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davalı iş veren davacının iş akdini feshettikten sonra da davalı iş yerine işçi alımında bulunduğu, davacının hangi kriterlere göre seçilerek iş akdini feshettiğini ispat edemediği, davacıya iş yerinde başka bir görevde daha düşük ücretle çalışma teklifinde bulunmadığı, davalı iş yerinde ücretsiz izin kullandırma yöntemini uygulamadığı, yapılan fesihte ölçülülük ve son çare ilkelerine uyulmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında iş sözleşmesinin feshinin geçerli nedene dayanıp dayanmadığı uyuşmazlık konusu olup, normatif dayanak 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18 ve devamı maddeleridir.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 18.maddesine göre otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.
İşletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan sebepler; sürüm ve satış olanaklarının azalması, talep ve sipariş azalması, enerji sıkıntısı, ülkede yaşanan ekonomik kriz, piyasada genel durgunluk, dış pazar kaybı, ham madde sıkıntısı gibi işin sürdürülmesini olanaksız hale getiren işyeri dışından kaynaklanan sebeplerle yeni çalışma yöntemlerinin uygulanması, işyerinin daraltılması, yeni teknolojinin uygulanması, işyerinin bazı bölümlerinin kapatılması ve bazı iş türlerinin kaldırılması gibi işyeri içi sebeplerdir.
İşletmenin, işyerinin ve işin gereklerinden kaynaklanan sebeplerle sözleşmeyi feshetmek isteyen işverenin fesihten önce fazla çalışmaları kaldırmak, işçinin rızası ile çalışma süresini kısaltmak ve bunun için mümkün olduğu ölçüde esnek çalışma şekillerini geliştirmek, işi zamana yaymak, işçileri başka işlerde çalıştırmak, işçiyi yeniden eğiterek sorunu aşmak gibi varsa fesihten kaçınma olanaklarını kullanması, kısaca feshe son çare olarak bakması gerekir.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 20.maddesinin ikinci fıkrasına göre feshin geçerli nedene dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür.
Dosya içeriğinden, davacının 15.07.2004-31.01.2009 tarihleri arasında davalı işverene ait işyerinde pres işçisi olarak çalıştığı, iş akdinin 30.01.2009 tarihli bildirimde, Dünya ve Ülkemizdeki ekonomik sıkıntı nedeni ile işyerinde yeniden yapılanma ve tedbir alma mecburiyetinin ortaya çıktığı,bu nedenle yapılan planlama sonucunda tesbit edilen kadro fazlalığı nedeniyle 4857 sayılı Yasanın 17. maddesi gereğince 30.01.2009 tarihinde feshedildiği,02.12.2008 tarihinde yönetim kurulunca ekonomik kriz nedeniyle yeniden yapılandırma, üretim programının revize edilmesi ve 01.01.2009 itibari ile iş gücünün azaltılmasına, öncelikle 2009 yılı izinlerinin kullandırılmasına, işten ayrılmaya istekli personelin öncelikli olarak işten çıkarılmasına ve artan personel fazlasının emeklilik- performans gibi kriterleri dikkate alınarak işten çıkarılmasına karar verildiği,fesih tarihinde 2009/1. ayda 7 işçinin işe alındığı, 224 işçi çıkarıldığı, 2009/2. ayda 3 işçinin işe alındığı, 134 işçinin çıkarıldığı, işverence işe alınanların müdür ve şef seviyelerinde beyaz yakalı idari kadro elemanları olduğunun bildirildiği, işverence gönüllü olarak işten çıkmak isteyen işçilere yönelik duyuru yapıldığı, yıllık izinlerin kullandırıldığı, işletmenin fesih tarihinde karlılık oranının azaldığı, pazarın daraldığı, stoklarının arttığı, işletmesel kararın tutarlılıkla uygulandığının bilirkişilerce tesbit edildiği, davacının başka bir işverenin işçisi olduğu(husumet itirazı) yönünde ve muvaaza iddiasında bulunmadığı anlaşılmıştır.
Somut olayda, fesih tarihinde 2009/1. ayda 7 işçinin işe alındığı, 224 işçi çıkarıldığı, 2009/2. ayda 3 işçinin işe alındığı, 134 işçinin çıkarıldığı, işverence işe alınanların müdür ve şef seviyelerinde beyaz yakalı idari kadro elemanları olduğunun bildirildiği, bunun aksinin ispat edilemediği, işverence gönüllü olarak işten çıkmak isteyen işçilere yönelik duyuru yapıldığı, yıllık izinlerin kullandırılarak feshin son çare olması ilkesine uyulduğu,işten çıkarılan işçi sayısının 358 olması karşısında davacıya başka bölümde çalışma teklifinin yapılmamasının hayatın olağan akışına uygun olduğu,işletmesel kararın tutarlılıkla uygulandığı ve işletmenin fesih tarihinde karlılık oranının azaldığı, pazarının daraldığı, stoklarının arttığı dikkate alındığında iş akdinin geçerli nedenle feshedilmesi şartlarının oluştuğu gözetilmeden davanın reddi yerine kabulüne yönelik yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirir.
Belirtilen nedenlerle, 4857 sayılı İş Kanunun 20.maddesinin 3.fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda belirtilen nedenlerle;
1-)Yerel mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-)Davanın REDDİNE,
3-)Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4-)Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı (605.00) TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-)Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.100.00- TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-)Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, kesin olarak 27.10.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi.