Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2006/7-345 Esas 2007/13 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2006/7-345
Karar No: 2007/13

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2006/7-345 Esas 2007/13 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu 2006/7-345 E., 2007/13 K.

Ceza Genel Kurulu 2006/7-345 E., 2007/13 K.

"İçtihat Metni"

Bir cürmü alenen övmek suçundan sanık Rıdvan O....."ün beraatına ilişkin Nusaybin Asliye Ceza Mahkemesince 18.11.2004 gün ve 266-405 sayı ile verilen kararın üst C.savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 8. Ceza Dairesince 02.11.2006 gün ve 3861-7896 sayı ve oyçokluğu ile onanmasına karar verilmiş;

Daire Üyelerinden H.Akdağ ise;

"Sanık tarafından yapılan basın açıklamasında, "... Bunun en güçlü ve somut örneği AB"nin KONGRA-GEL"i terörist listesine almasıdır. Son derece talihsiz olan bu kararın halklarımıza hiçbir şekilde fayda getirmeyeceği ve tekrar çatışmalı bir sürecin başlayacağı yönünde bizleri kaygılandırmaktadır.... AB"nin ülkemizi on yıl onbeş yıl öncesinin çatışmalı ortamına götüreceği, bu kışkırtıcı kararını şiddetle kınıyor ve tüm basını, kamuoyunu bu konuda duyarlı olmaya çağırıyoruz" söylemi yer almaktadır.

Bu ifade biçimi, sanığın Türkiye Cumhuriyeti Devleti"nin terör örgütü olarak kabul ve mücadele ettiği PKK terör örgütünün uluslararası platformda da terör örgütü olarak kabulünden duyduğu rahatsızlığı dile getirmektedir. Açıklamanın üslubu, Avrupa Birliği"nin bu kabulünün PKK tarafından kışkırtıcı görüleceği ve terörün devam edeceğinin bildirimidir.

Terör örgütü PKK"nın bu niteliğini kabul etmemek, yaptığı insanlık dışı eylemleri desteklemek ve iyi görmektir. Sanığın açıklamasının ifadesi ve üslubu da bu görüşünü doğrulamaktadır. Bu beyanların "demokratik ortamda düşüncelerin dile getirilmesi" biçiminde yorumuna katılmadığım gibi, ülkede yıllardır terör eylemleriyle yaşananların da gözardı edilmemesi gerektiğini düşünmekteyim.

Bu itibarla, sanığın mahkûmiyeti yerine yazılı şekilde verilen beraat kararının oluşa ve yasaya uygun bulunmadığı düşüncesiyle sayın çoğunluğun onama yönündeki görüşüne katılmıyorum" görüşüyle karşı oy kullanmıştır.

Yargıtay C.Başsavcılığı ise, 26.12.2006 gün ve 60272 sayı ve özetle;

"Sanığın üyesi bulunduğu DEHAP İl Teşkilatınca bilinçli olarak hazırlanan ve adı geçen sanık tarafından Nusaybin ilçesi Barış Parkında, basın önünde ve taraftarlarıyla birlikte açıklanan bildirisiyle, AB.nin PKK Kongra-Gel"in, terörist örgütü listesine alınmasıyla dünya kamuoyunda kaybetmesi muhtemel destek ve sempatiyi ve örgüt yönünden oluşması mümkün tüm olumsuzlukları asgariye indirmek ve örgüte yardım ve desteğin sürdürülmesini amaçladığı, böylece silahlı şiddet yöntemini uygulayan örgütün iyi görülmesinin propagandasının yapıldığı açıkça anlaşılmaktadır.

İfade özgürlüğü şiddeti, şiddet yöntemlerini uygulayan örgütün propagandasının yapılmasını kapsamaz ve korumaz. Terör yapan örgütün iyi görülmesi, eylemlerinin onaylanması, ona destek çıkılması ve savunulması, şiddetin devamını istemek ve teşvik etmektir. Güneydoğudaki güvenlik konusundaki hassas durum ve terör ortamı da dikkate alındığında, terör örgütünü mazur göstermeye yönelik sözler ve propagandanın, ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi mümkün değildir.

Nitekim, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 25.11.1997 tarihli Zana kararında, PKK"yı destekleyen demeçlerin, düşünceyi açıklama özgürlüğü çerçevesinde değerlendirilemeyeceği hüküm altına alınmıştır" görüşüyle itiraz yasa yoluna başvurarak, Özel Daire kararının kaldırılmasına ve Yerel Mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmesi isteminde bulunmuştur.

Dosya Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Yargıtay Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.

TÜRK MİLLETİ ADINA

CEZA GENEL KURULU KARARI

13.04.2004 günü DEHAP Mardin İl Teşkilatı tarafından hazırlanan ve Nusaybin ilçesinde Mardin DEHAP İl Başkanı olan sanık Rıdvan O....."ün yaptığı basın açıklamasının "Basına ve Kamuoyuna" başlıklı olup, içeriğinde;

"Dünyada ve ülkemizde son dönemlerde demokratikleşme yönünde esen havanın ABD.nin Irak"taki şiddeti artırmasıyla ve bir türlü istikrarı sağlamamasıyla Ortadoğu"yu Saddam diktatörlüğünden çok daha tehlikeli dönemlerin beklediği sinyallerini vermektedir ve bu şiddet cenderesine ABD ve AB ülkemizi de çekmek istemektedirler. Bunun en güçlü ve somut örneği AB.nin KONGRA-GEL.i terörist listesine almasıdır.Son derece talihsiz olan bu kararın halklarımıza hiçbir şekilde fayda getirmeyeceği ve tekrar çatışmalı bir sürecin başlayacağı yönünde bizleri kaygılandırmaktadır. AB, ABD ve AKP hükümeti arasında Kıbrıs sorununun çözümü karşılığında alınan bu kararın AKP hükümetinin canım ciğerim dediği Kürtlere bakış açısının inkar ve imha temelinde olduğunu bir kez daha gözler önüne sermektedir. AB.nin ülkemizi on yıl, onbeş yıl öncesinin çatışmalı ortamına götüreceği bu kışkırtıcı kararını şiddetle kınıyor ve tüm basını kamuoyunu bu konuda duyarlı olmaya çağırıyoruz" söylemi yer almaktadır.

Bu basın açıklaması nedeniyle sanık hakkında cürmü övmek suçundan dolayı 765 sayılı TCY.nın 312/1. maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasında, yüklenen suçun unsurlarının oluşmadığından bahisle beraat kararı verilmiştir.

Özel Daire çoğunluğu ile Yargıtay C.Başsavcılığı arasındaki hukuki uyuşmazlık, somut olayda sanık tarafından yapılan basın açıklaması içeriğinin suç oluşturup oluşturmayacağının belirlenmesi noktasında toplanmaktadır.

765 sayılı TCY.nın 312/1. maddesinde düzenlenen suçun oluşabilmesi için, yasanın suç (cürüm) saydığı bir eylemin övülmesi veya iyi görüldüğünün söylenmesi ya da halkın yasalara uymamaya tahrik edilmesi, bunun da aleni olarak yapılması gerekir.

3713 sayılı Terörle Mücadele Yasasının 1. maddesinde, "terör" tanımı ayrıntılı bir şekilde yapılmıştır. Yargısal kararlarla da kabul edildiği üzere, anılan maddede belirtilen terör eylemleri ile amaç veya yöntem yönünden bağlantısı hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak biçimde kanıtlanan PKK"nın, silahlı bir terör örgütü olduğu ve gerçekleştirdiği terör eylemlerinde birçok insanın yaşamını kaybettiği, gerek Devletin gerekse kişilerin çok büyük maddi kayıplara uğramasına neden olduğu sabittir. PKK, 2003 yılı sonlarında KONGRA-GEL adını almış olup, bu ad değişikliğinin terör örgütü olma niteliğini değiştirmediği, örgütün ideolojisinde, silahlı gücünde, amblem ve flamalarında bir değişiklik yapılmadığı bilinen bir gerçektir.

Nitekim, daha önce uluslararası kuruluşlar ve devletler tarafından terör listesine alınmış olan PKK gibi, KONGRA-GEL de terör örgütleri listelerine alınmıştır. Avrupa Birliği de 02.05.2002 tarihinde PKK"yı, 05.04.2004 tarihinde de KONGRA-GEL"i terör örgütleri listesine almış bulunmaktadır.

Somut olayda sanık, alenen okuduğu basın açıklaması ile KONGRA-GEL"in, Avrupa Birliği tarafından terör örgütleri listesine alınmasını ve terör örgütü olarak nitelenmesini kınamakta, yukarıda da açıklandığı üzere terör örgütü niteliği açık olmasına karşılık, bu eylemi kışkırtıcı olduğunu belirtmek suretiyle de terörün devam edeceği mesajını vermektedir.

Açıklama metni bir bütün olarak ele alındığında, KONGRA-GEL örgütünün terör örgütü olduğunu kabul etmemekte, kabul edenlere karşı çıkmakta ve böylece örgütün yasa dışı eylemlerini destekleyip, iyi görmektedir.

Yasa dışı bir terör örgütünün eylemlerini onaylayarak, kamuoyu önünde ona sahip çıkmak, anılan örgütün işlediği cürümleri iyi görmek niteliğindedir. Bir terör örgütünün işlediği suçları meşru saymak, düşünce ve kanaat açıklama özgürlüğü sınırlarını aşan, şiddet kullanmaya ve suç işlemeye tahrik eden bir eylemdir. Bu nedenle sanığın eylemi, 765 sayılı TCY.nın 312/1. maddesinde tanımlanan suça uymaktadır. Yerel Mahkemece, sanığın eyleminin demokratik ortamda düşüncelerin dile getirilmesi olarak nitelendirilmesi suretiyle, dosya kapsamına ve yasaya aykırı olarak beraat kararı verilmesi ve Özel Daire çoğunluğunca bu kararın onanması isabetsizdir.

Öte yandan, incelenen dosya içeriğine göre, dosyada yer alan nüfus kayıt örneğine göre sanığın soyadı, "O....." olmasına karşılık, Yerel Mahkeme karar başlığında "Alacaşöz" olarak gösterilmesi de yasaya aykırıdır.

Bu itibarla haklı nedenlere dayanan Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının kabulüne, Özel Daire onama kararının kaldırılmasına ve Yerel Mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.

Çoğunluk görüşüne katılmayan Kurul Üyeleri ise, "Dosya kapsamına göre Yerel Mahkemece verilen beraat hükmünde ve bu hükmü onayan Özel Daire çoğunluk kararında bir isabetsizlik bulunmadığından, Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmelidir" görüşüyle karşı oy kullanmışlardır.

SONUÇ : Açıklanan nedenlerle;

1- Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,

2- Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 02.11.2006 gün ve 3861-7896 sayılı kararının KALDIRILMASINA,

3- Nusaybin Asliye Ceza Mahkemesinin 18.11.2004 gün ve 266-405 sayılı hükmünün;

a- Sanığın, terör örgütünün eylemlerini onaylayarak, kamuoyu önünde ona sahip çıkmak ve anılan örgütün işlediği cürümleri iyi görmekten ibaret eyleminin, 765 sayılı TCY.nın 312/1. maddesinde yazılı suça uyduğu nazara alınmadan beraat kararı verilmesi,

b- Karar başlığında sanığın soyadının yanlış yazılması,

İsabetsizliğinden BOZULMASINA,

4- Dosyanın mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine, 30.01.2007 günü yapılan müzakerede oyçokluğuyla karar verildi.

Hemen Ara