Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2007/16.HD-7 Esas 2007/11 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2007/16.HD-7
Karar No: 2007/11

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2007/16.HD-7 Esas 2007/11 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Karar, tedbir kararına aykırı davranan sanıkların beraatına ilişkin İstanbul 5. İcra Ceza Mahkemesi tarafından verilen kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 16. Hukuk Dairesi tarafından bozulmasını ve yerel mahkemenin de dava zamanaşımı nedeniyle sanıkların aleyhine hüküm veremeyeceğine karar vererek davanın ortadan kalkmasına dair kararının bozma kararına uyma sonucu verilen yeni bir karar olduğunu ve Özel Daire denetiminden geçmediğini belirtiyor. Bu nedenle, dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay 16. Hukuk Dairesine gönderilmesi gerektiğine karar veriliyor. Kararda atıfta bulunulan kanun maddeleri şöyle: HUMK 113/A, CMUK 359, TCK 102/5, TCK 104/2, Fikri ve Sınai Haklar Kanunu 77/1 ve İİK 343.
Ceza Genel Kurulu 2007/16.HD-7 E., 2007/11 K.

Ceza Genel Kurulu 2007/16.HD-7 E., 2007/11 K.

"İçtihat Metni"

Tedbir kararına aykırı davranmaktan sanıkların beraatına ilişkin İstanbul 5. İcra Ceza Mahkemesince 15.03.2004 gün ve 1822-1293 sayı ile verilen kararın yakınan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 16. Hukuk Dairesince 15.04.2005 gün ve 12097-2900 sayı ile;

"Şikayete konu eylem HUMK.nun 113/A maddesinde düzenlenen ihtiyati tedbir kararına aykırılık suçunu oluşturmaktadır. Dilekçe ile İcra Tetkik Merciine yapılan şikayet üzerine (ortada usulüne uygun açılmış bir dava bulunmadığından) yazılı şekilde beraatine karar verilemez. Esasen atılı HUMK.nun 113/A maddesine muhalefet suçu Asliye Ceza Mahkemesinin görevine girmekte olup, yargılama yapılabilmesi için kamu davasının açılması gerekir. Bu nedenle Yerel Mahkemesince şikayet dilekçesi ile açılan davada CMUK.nun 359. maddesi uyarınca usule ait işlemlerin durdurulmasına ve dava evrakının Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verilmesi gerekir." gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

Yerel Mahkeme ise 06.12.2005 gün ve 988-2519 sayı ile;

"Her ne kadar 5846 sayılı Fikri ve Sınai Haklar Kanununun 4650 sayılı Kanunla değişik 77. maddesinin 1. fıkrasında açıklandığı üzere ihtiyati tedbir kararına muhalefetin İİK.nun 343. maddesindeki cezai neticeleri doğuracağı sabit ise de suç tarihi itibariyle atılı suçla ilgili eylemin karşılık geldiği maddedeki yaptırım miktarı itibari ile dava zamanaşımının doğduğu tespit edildiğinden önceki kararda direnme kararı verilmemiş olup bozmaya uyularak TCK.nun ve 5237 sayılı TCK.nun zamanaşımı ile ilgili hükümleri kıyaslanarak lehe olanın uygulanması gerektiğinden ve TCK.nun 102/5 ve 104/2. maddeleri gereği 05.04.2002 tarihinden itibaren dava zamanaşımı süresinin dolduğu" gerekçesiyle bu kez sanıklar hakkındaki davanın zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılmasına karar vermiştir.

Bu kararın da yakınan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya, Yargıtay C.Başsavcılığının "bozma" istekli tebliğnamesiyle Özel Daireye ve Özel Daire Başkanlığınca da Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle Yargıtay Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği görüşülüp düşünüldü.

TÜRK MİLLETİ ADINA

CEZA GENEL KURULU KARARI

Sanıkların tedbir kararına aykırı davranmak nedeniyle cezalandırılmalarının talep edildiği somut olayda Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık, eylemlerin hangi suç niteliğine uyduğunun belirlenmesine ilişkindir.

Ancak; Ceza Genel Kurulunun süreklilik kazanmış uygulamalarına göre, şeklen ısrar kararı verilmiş olsa dahi;

a)Bozma kararı doğrultusunda işlem ve uygulama yapmak,

b)Bozma kararında tartışılması istenen hususları tartışmak,

c)Bozma sonrasında yapılan araştırmaya, incelemeye, toplanan yeni kanıtlara dayanmak,

d) İlk kararda yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş bulunan yeni ve değişik gerekçelerle hüküm kurmak,

Suretiyle verilen direnme kararı; özde direnme kararı olmayıp, bozmaya eylemli uyma sonucu verilen yeni bir karardır. Bu nitelikteki bir kararın temyiz edilmesi halinde incelemenin Yargıtay"ın ilgili Dairesi tarafından yapılması gerekir.

Somut olayda Yerel Mahkeme, 06.12.2005 günlü oturumda ara kararı ile bozma kararına uyulduğunu bildirdiği gibi, bu kez dava zamanaşımının gerçekleştiği gerekçesiyle davanın ortadan kaldırılmasına karar vermiştir. Görüldüğü gibi, hem bozma kararına uyulması hem de önceki hükümden farklı ve yeni bir hüküm kurulması söz konusudur. Yerel Mahkemenin bu yeni kabul ve uygulaması Özel Dairece denetlenmemiştir.

Bu itibarla temyiz davasına bakma görev ve yetkisi Özel Daireye ait olduğundan, dosyanın incelenmek üzere Yargıtay 16. Hukuk Dairesine gönderilmesine karar verilmelidir.

SONUÇ :

Açıklanan nedenlerle;

Yerel Mahkeme Kararının Özel Daire denetiminden geçmemiş yeni bir hüküm içerdiği tespit edildiğinden, dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay 16. Hukuk Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine, 30.01.2007 günü oybirliği ile karar verildi.

Hemen Ara