Esas No: 2022/4414
Karar No: 2022/7438
Karar Tarihi: 20.05.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/4414 Esas 2022/7438 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2022/4414 E. , 2022/7438 K."İçtihat Metni"
Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi
İlk DereceMahkemesi :... 1. İş Mahkemesi
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davalılar vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı vekili, davacının Fevzi Çakmak Mah. 5. Sokak No:A-36 Bağcılar ... adresinde davalıya ait iş yerinde 16/09/2008 - 26/09/2013 tarihleri arasında makineci olarak çalıştığını, çalışmalarının kuruma bildirilmemiş olduğunu belirterek 15/09/2008 - 26/09/2013 tarihleri arasında davalıya ait işyerinde ki çalışmalarının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
II-CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının müvekkiline ait işyerinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının incelemesinde dava konusu taleplerinin tam aksi bir tarih söyleyerek inceleme tutanağı imzaladığını, davacının imzasını taşıyan tutanaklarda davacının huzurdaki davanın gerçek dışı beyanlar ile açıldığını ikrar ettiğini, davacının davayı açma sebebinin müvekkili üzerinden çalışmadığı sürelere ilişkin sigorta primlerini ödetmek ve bu suretle emeklilik işlemleri için kendisine gerekli olan prim günlerini doldurmak olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın ... İş Mahkemelerinde açılması gerektiğini, hak düşürücü süre bakımından davanın reddi gerektiğini, davacının çalışmaları bakımından kurum kayıtlarının esas olduğunu, davacının iddialarını kurum kayıtlarına eşdeğer belgelerle kanıtlaması gerektiğini, çalışma iddialarının salt tanık anlatımlarıyla kanıtlanamayacağını, işyerinin varlığının, işyerinin 506 sayılı yasa kapsamına girip girmediğinin araştırılması, tespiti talep edilen döneme ilişkin davalı işverene ait işyeri kayıtlarının incelenmesi gerektiğini, davacının işyerinde devamlı hizmet akdi ile davalı işverene bağlı olarak fiilen çalışmış olduğunun tanık beyanları dışında resmi, yazılı ve sağlıklı deliller ile ispatlaması gerektiğini, kurum resmi kayıtlarının incelenerek sadece tanık beyanlarına dayanılarak hüküm verilmemesi gerektiğini beyan edip davanın reddini istemiştir.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
Mahkeme "1)Açılan davanın kısmen kabulü ile, davacı ...'in davalı Kadriye Ateş unvanlı 1161204.34.27 iş yeri sicil numaralı davalı işyerinde;
- 15/09/2008-31/12/2008 tarihleri arasında 106 gün ve günlük 21,29.-TL kazançla,
- 01/01/2009-30/06/2009 tarihleri arasında 180 gün ve günlük 22,20.-TL kazançla,
- 01/07/2009-31/12/2009 tarihleri arasında 180 gün ve günlük 23,10.-TL kazançla,
- 01/01/2010-30/06/2010 tarihleri arasında 180 gün ve günlük 24,30.-TL kazançla,
- 01/07/2010-31/12/2010 tarihleri arasında 180 gün ve günlük 25,35.-TL kazançla,
- 01/01/2011-30/06/2011 tarihleri arasında 180 gün ve günlük 26,55.-TL kazançla,
- 01/07/2011-31/12/2011 tarihleri arasında 180 gün ve günlük 27,90.-TL kazançla,
- 01/01/2012-30/06/2012 tarihleri arasında 180 gün ve günlük 29,55.-TL kazançla,
- 01/07/2012-31/12/2012 tarihleri arasında 180 gün ve günlük 31,35.-TL kazançla,
- 01/01/2013-30/06/2013 tarihleri arasında 180 gün ve günlük 32,62.-TL kazançla,
- 01/07/2013-09/07/2013 tarihleri arasında 8 gün ve günlük 34,05.-TL kazançla olmak üzere; toplamda 1.734 gün daha sigortalı olarak çalıştığının tespitine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine,
2)Davacının davalı iş yerinden kuruma bildirimi yapılmış olan 10/07/2013 - 05/09/2013 tarihleri arası çalışmalarının tespitinde hukuki yarar bulunmadığından, söz konusu işbu tarihler yönünden davacının talebinin hukuki yarar yokluğundan reddine, "dair karar vermiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
‘’... 1. İş Mahkemesinin 18/11/2020 tarihli, 2013/649 Esas- 2020/153 Karar sayılı kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davalı Kurum vekili ve davalı şirket vekilinin istinaf başvurularının 6100 sayılı Yasanın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine‘’ dair karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ
Davalı vekili; davacının, müvekkiline ait işyerinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından gerçekleştirilen incelemelerde dava konusu taleplerinin tam aksi bir tarih söyleyerek inceleme tutanağını imzaladığını, yerel mahkeme tarafından davalı şirkette gerçekleştirilen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı incelemelerine ilişkin tutanaklar celp edilmediğini, bilirkişiye söz konusu belgeler dikkate alınarak inceleme yapma imkanı tanınmadığını, bu belgeler bulunmadan gerçekleştirilen bilirkişi incelemesi ve yargılama safahatinin sonucunda eksik inceleme yapıldığı, bordro tanıklarından ... ile ...'e çıkarılan tebligatların iade edildiği gerekçesi ile bu tanıkların beyanlarının alınmasından vaz geçildiği 2012/2 döneminden 31.03.2017 tarihine kadar müvekkil işyerinden sigortalı olan bordro tanığı ..., davacının müvekkil şirkette hangi tarihlerde çalıştığını hatırlamadığını, kendisinin ilk girdiği günden itibaren sigorta bildiriminin yapıldığını, 4 yıl süreyle çalıştığını, 2016 Kasım ayında işten ayrıldığını, davacıyı tanımadığını beyan ettiğini, iş yerine ait Bağ-Kur, SGK kayıtları SPEK ücretleri, müvekkil işyerinin vergi beyannameleri mahkeme tarafından resen celp edilmesi gerekirken, bu yapılmadığını, davalının faaliyet durumu incelenmediği gibi, vergi dairesinden işçilik ödemeleri dahi getirtilmediği, incelenmediği ve bilirkişi raporunda yer verilmediğini, bilirkişi tarafından tamamen varsayıma dayalı olarak hazırlanan, hiçbir delil bulunmadan tesis edilen rapor esas alınarak verilen kararınn usule, hukuka, aykırı olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının bozulması gerektiğini,
Feri müdahil Kurum vekili; Mahkemece hiçbir resmi belge ve kayıt irdelenmeksizin hüküm kurulmuştur. Karara esas alınan bilirkişi raporuna karşı itirazlarımız dikkate alınmaksızın karar verildiğini, fiili çalışmanın ispat edilemediğini, eksik inceleme ile karar verildiğini, davanın reddi gerektiği belirtilerek kararın bozulmasını istemiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlerle temyiz edenin sıfatına temyiz kapsam ve nedenleriyle kanunun açık hükmüne aykırı görülen sebeplere göre; davalı Kurum vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2- Dava, 506 sayılı Kanunun 79/10. (5510 sayılı Kanun’un m. 86/9.) maddesi uyarınca açılmış hizmet tespiti davasıdır. Maddeye göre, “Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları nazara alınır.”
Hizmet akdi ile bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılanların hizmetlerin tespitine ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkindir. Bu nedenle özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu çerçevede hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyerek, gerekli araştırmaların re'sen yapılması ve kanıtların toplanması gerektiği göz önünde bulundurulmalıdır.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile davacının davalıya ait 1161204.34.27 sicil numaralı işyerinde 15/09/2008 - 05/09/2013 tarihleri arasında sigortalı olarak çalıştığının tespitine, bildirimi yapılan günlerin tespitinde hukuki yarar yokuluğundan reddine dair karar verilmiş ise de verilen karar eksik inceleme ve araştırmaya dayalıdır.
Eldeki davada; 26.08.2013 tarihinde Kurum tarafından davalı işyerinde yapılan yerel denetimde düzenlenen tutanakta davacının 01.10.2010 de işe başladığına dair beyan ve imzasının bulunduğu tespit edilmiştir. Mahkemece; yerel denetim tutanağının aksinin ispatlanmasının eş değer belge ile mümkün olduğu dikkate alınmadan yalnızca tanık beyanı esas alınarak yazılı şeklide hüküm kurulması hatalı olup ,tutanaktaki tarihin başlangıç tarihi olarak alınması gerektiği gözetilerek karar verilmelidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesinin istinaf isteminin esastan reddine dair kararı kaldırılarak, ilk derece mahkemesince verilen karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, ... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak, ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, karardan bir örneğin Bölge Adliye Mahkemesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 20.05.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.