Esas No: 2022/124
Karar No: 2022/7720
Karar Tarihi: 24.05.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/124 Esas 2022/7720 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2022/124 E. , 2022/7720 K.Özet:
İş kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davası sonucunda, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davacılar tarafından yapılan temyiz itirazları üzerine dosya incelenerek, manevi tazminatın takdirinde hakimin olayın özelliklerini, ülkenin ekonomik koşullarını, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarını, parasının satın alma gücünü, tarafların kusur durumunu, olayın ağırlığını, işverenin işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerini yeterince alınmamasından kaynaklandığını gözeterek takdir etmesi gerektiği belirtilmiştir. Mahkemenin bu ilkeleri gözetmeden yazılı şekilde karar vermesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Bu nedenle, davacıların temyiz itirazları kabul edilmiş ve hüküm bozulmuştur.
Kanun Maddeleri:
- Mülga BK’nun 47. maddesi
- 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 56. maddesi
- Hukuk Genel Kurulu'nun 23.06.2004 tarihli 13/291-370 sayılı kararı.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, iş kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
Mahkemece bozmaya uyularak ilamda belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi ve de davacılar vekilince duruşma talep edilmesi üzerine dosya incelenerek, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 24.05.2022 salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmiştir. Duruşma günü duruşmalı temyiz eden davacılar adına Av. ... ile davalı T.C. ... adına Av. ...ve davalı T.C. ... adına Av. ... Ulusoy geldiler. Gelenlerin yüzlerine karşı duruşmaya başlanarak, hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı günde Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre; davalıların tüm, davacıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
Dosya kapsamından, müteveffa sigortalının davalılardan ...’nda iş makinesi operatörü/şöför olarak çalışmakta iken 23/02/2009 tarihli Bakanlık oluru ile ... Kosova Barışı Destekleme Harekatı kapsamında Kara Kuvvetleri Komutanlığı 28. Mek. Piyade (Barış Gücü) Tugay Komutanlığı‘nda tanker şöförü olarak 6 ay süre ile çalışmak üzere geçici olarak görevlendirildiği, sigortalının bu şekilde çalışmakta iken ilk olarak 26/06/2009 tarihinde birlik revirine gittiği, şikayetlerinin solunum sıkıntısı, halsizlik ve göğüste yanma olduğu, muayenesinin yapılarak ilaç tedavisi başlandığı, sigortalının 27/06/2009 tarihinde yine acil olarak birlik revirine geldiği, solunum ve ateş sorunları bulunduğu, akut bronşit tanısı konulup ağrı kesici/ateş düşürücü iğne yapıldıktan sonra nefes açıcı sprey verilerek, gece revirde müşahede altında tutulduğu, sabah taburcu edildiği, sigortalının yaklaşık 1 hafta sonra 03/07/2009’da yine acil olarak revire geldiği, yine akut bronşit tanısı konulduğu ve 14 gün sürecek antibiyotik iğne tedavisi başlandığı, sigortalının bir gün sonra 04/07/2009’da bu kez refakatçi eşliğinde tabur reviri acil servisine geldiği, bu kez solunum sıkıntısı yanında aşırı terleme ve huzursuzluk sorunlarının da bulunduğu, genel durumu orta/kötü, bilincinin yarı açık, nabzının aritmik, solunumunun düzensiz olduğu, bunun üzerine revirden ambulansla Alman Hastanesi‘ne götürüldüğü, revirden Alman Hastanesi’ne ulaşmanın ambulansla 10 dk sürdüğü, murisin Alman Hastanesi’nde yapılan tüm müdahalelere rağmen hastaneye getirilmesinden yaklaşık 25 dk sonra vefat ettiği, iş kazasının meydana gelişinde her iki davalının %25’er oranda kusulu oldukları, bunun yanında davacılar murisinin bünyesinden kaynaklanan nedenlerin de %50 oranında etkili olduğu anlaşılmaktadır.
Gerek mülga BK’nun 47 ve gerekse yürürlükteki 6098 sayılı TBK’nun 56. maddesinde hakimin bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verebileceği öngörülmüştür. Hakimin manevi zarar adı ile ölenin yakınlarına verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 26.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminatın tutarını belirleme görevi hakimin takdirine bırakılmış ise de hükmedilen tutarın uğranılan manevi zararla orantılı, duyulan üzüntüyü hafifletici olması gerekir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları tarafların sosyal ve ekonomik durumları paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu olayın ağırlığı olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, bunun yanında olayın işverenin işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerini yeterince alınmamasından kaynaklandığı da gözetilerek gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. ( HGK 23.6.2004, 13/291-370)
Bu ilkeler gözetildiğinde, davacılar yararına hükmedilen manevi tazminatların tamamı ayrı ayrı azdır.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacılara iadesine, davacılar avukatı yararına takdir edilen 3.815,00 TL duruşma avukatlık parasının davalılara yükletilmesine, 24/05/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.