Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/1216 Esas 2015/2117 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/1216
Karar No: 2015/2117
Karar Tarihi: 02.06.2015

Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/1216 Esas 2015/2117 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Sanık, kiraladığı bir lokantada bulunan eşyaları satarak parasını kendi üzerinde tuttuğu için hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan mahkum olmuştur. Ancak, eşyaların kendisine tevdi ve teslim edilmediği için, bu suçun oluşmadığı tespit edilmiştir. Ayrıca, adli para cezası tayini konusunda yanlış bir uygulama yapıldığı ve cezanın hesaplanmasında TCK maddelerinin göz önünde bulundurulmadığı için karar bozulmuştur.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 155/2. maddesi ve fıkrasından bahsedilerek, hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için eşyanın tevdi ve teslim edilmiş olması gerektiği açıklanmıştır. Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun kararında da belirtildiği üzere, adli para cezası tayini konusunda mutlak surette alt sınırın tayini gerektiği zorunluluğunun olmadığı vurgulanmıştır. Ayrıca, cezaların içtimaının düzenlenmediği için hükümde hesaplama hatası yapıldığına dikkat çekilmiştir.
23. Ceza Dairesi         2015/1216 E.  ,  2015/2117 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
    Sanığın kira sözleşmesine istinaden katılanın lokantasının işletmesini, sözleşmeye ekli eşyalar ile birlikte devraldığı, ancak dükkanın içerisinde bulunan ve sözleşmeyle zilyetliği kendisine teslim edilmiş olan eşyaları alarak dükkanı terk ettiği iddia olunan somut olayda,
    Oluşa, sanığın ikrar içeren savunmasına, katılanın beyanına ve tüm dosya kapsamına göre; sanığın, katılandan kiraladığı lokantada bulunan eşyaları satarak parasını uhdesinde bulundurmasına ilişkin eyleminin mahkeme tarafından sabit kabul edilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
    Ancak;
    1- 5237 sayılı TCK’nın 155/2. madde ve fıkrasında düzenlenen hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; meslek ve sanat, ticaret veya hizmet ilişkisinin ya da hangi nedenden doğmuş olursa olsun, başkasının mallarını idare etmek yetkisinin gereği olarak tevdi ve teslim edilmiş eşya hakkında işlenmesi gerekmekte olup, tüm dosya kapsamına göre söz konusu eşyaların sanığa bu kapsamda teslim edilmediği, somut olayda; katılanın çalıştırdığı lokantayı, kendi adına işletmek üzere kiralayan ve bir süre sonra lokantada bulunan ve kira sözleşmesi kapsamında kendisine devredilen eşya ve malzemeleri satarak parasını uhdesinde bulunduran sanığın eyleminin, 5237 sayılı TCK"nın 155/1. maddesinde öngörülen güveni kötüye kullanma suçunu oluşturacağı gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanmak suçundan hüküm kurmak suretiyle fazla ceza tayini,
    2- Kabule göre de;
    a) Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19/06/2007 tarih ve 2007/10-108 E., 2007/152 K. sayılı ilamında da belirtildiği gibi yasa koyucunun ayrıca adli para cezası öngördüğü suçlarda, hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmamakta ise de, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin sanıklar hakkında adli para cezasının alt sınırın üzerinde 6 gün olarak tayin edilmesi,
    b) 5237 sayılı TCK"da cezaların içtimaının düzenlenmediği gözetilmeden sanığa sonuç olarak tayin edilen 10 ay hapis ve 5 gün karşılığı adli para cezasının TCK"nın 50/1-a ve 52/2. maddeleri uyarınca günlüğü 20 TL üzerinden hesap edilerek 6.100 TL adli para cezasına çevrilmesine hükmedilmesi,
    Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 02/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara