Esas No: 2022/4800
Karar No: 2022/7709
Karar Tarihi: 24.05.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/4800 Esas 2022/7709 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2022/4800 E. , 2022/7709 K.Özet:
Davacı, iş göremezlik gelirinin eksik ödendiğini öne sürerek, topluca kendisine ödenmesi talebinde bulundu. Mahkeme bozma kararına uyarak davanın kabulüne karar verdi. Ancak davalı Kurumun yaptığı ödemelere ilişkin belgelerin göz önüne alınmadığından eksik inceleme yapıldığı ve hatalı değerlendirme sonucu karar verildiği belirtildi. Bu nedenle, davalı Kurumun temyiz itirazları kabul edilerek hüküm bozuldu. Kararda bahsedilen kanun maddeleri: 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 17. ve 18. maddeleri.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
Dava, davacının iş göremezlik gelirinin Kurum tarafından eksik ödendiği gerekçesiyle istirahatli günlerinin hesaplanması ve eksik ödenen iş göremezlik gelirinin topluca kendisine ödenmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
İnceleme konusu eldeki davada, mahkemece davanın reddine dair verilen ilk karar, (kapatılan) 21. Hukuk Dairesi’nin 14/09/2017 günlü ve 2016/3308-2017/6241 E.K. sayılı ilamı ile; “Somut olayda, davacının iş göremezlik durumunun ortaya çıktığı 11/10/2013 tarihinden önceki 12 ay 10/10/2012-10/10/2013 tarihleri arasındaki döneme ilişkin olup 5510 sayılı Yasanın 17/1. maddesinde belirtilen son üç ayın da bu dönemin sonunda yer alan üç aylık süreye yani 10/07/2013-10/10/2013 tarihleri arasındaki döneme karşılık geldiği ortadadır. Bu nedenle, son üç aylık süreyi Aralık 2012-Kasım 2012-Ekim 2012 ayları olarak kabul ederek belirleme yapan bilirkişi raporuna dayanılarak ve Kurumun iş göremezlik ödeneğini neye göre hesapladığını gösteren evrak ve kayıtlar getirtilip bu hususta karşılaştırmalı olarak rapor almadan sonuca gidilip karar verilmesi hatalı olmuştur. Yapılacak iş, Kurum tarafından davacıya ödenen iş göremezlik gelirinin hangi esaslara göre hesaplandığını gösteren evrak ve kayıtları Kurumdan getirtmek, 5510 sayılı Yasanın 17/1. maddesinde belirtilen son üç aylık çalışma süresinin davacı açısından 10/07/2013-10/10/2013 tarihleri arasındaki döneme karşılık geldiğini dikkate alarak Kurum tarafından ödenen geçici iş göremezlik miktarının doğru olup olmadığı yönünde karşılaştırmalı ve ayrıntılı şekilde düzenlenmiş denetime elverişli bilirkişi raporu almak ve sonucuna göre bir karar vermekten ibarettir.” şeklindeki gerekçeyle bozulmuş, bozma sonrası yapılan yargılama neticesinde davanın kabulüne karar verilmiş ise de; bozma gereğinin tam olarak yerine getirilmediği anlaşılmaktadır.
09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında da açıkça vurgulandığı üzere, bir Mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda; Mahkeme yönünden o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine bozma kararında açıklanan hukuki esaslar çerçevesinde hüküm kurmak yükümlülüğü doğar.
Mahkemenin, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 06/03/2002 gün ve 1/119-135 sayılı kararında da belirtildiği üzere; bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak doğar ve mahkemenin bozma kararı doğrultusunda işlem yapma ve hüküm verme yükümlüğü vardır. Bu ilke Usul Kanunu'nun dayandığı ana esaslardan olup kamu düzeni ile ilgilidir. Yargıtay'ın bozma kararına uymuş olan mahkemenin, bu uyma kararı ile bağlı olup bozma gereğince değerlendirme yaparak yeni hükmünü tesis etme zorunluluğu vardır.
Bozma sonrası mahkemece alınan bilirkişi ek raporunda; davalı Kurum tarafından davacıya geçici iş göremezlik ödemesi yapıldığına dair herhangi bir bilgi ve belge sunulmadığından mahsuplaşma işlemi yapılmadığı belirtilerek, davacının 21/10/2013-06/03/2014 tarihleri arasında toplam 104 gün geçici iş göremezlik süresinin olduğu ve bu sürelerin tamamında hastanede yatarak tedavi gördüğü kabul edilerek 10.136,78 TL zararının oluştuğuna ilişkin yapılan tespit hatalı olmuştur.
Davalı Kurumun temyiz dilekçesinde, davacıya ayakta ve yatarak tedavi gördüğü dönemlerde toplam 6.432,29 TL ödeme yapıldığının belirtildiği ve yapılan bu ödemelere ilişkin belgelerin dosyaya kazandırıldığı görülmekle, mahkemece yapılması gereken iş; Kurumun yaptığı ödemelere ilişkin belgeler de göz önüne alınmak suretiyle, davacının yatarak ve ayakta tedavi gördüğü süreler ve bunların karşılığı olan ödemeler 5510 sayılı Yasanın 17. ve 18. maddeleri çerçevesinde irdelenecek şekilde, denetime ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporu almaktan ibarettir.
Mahkemece eksik inceleme ve hatalı değerlendirme sonucu karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 24/05/2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.