Esas No: 2021/7469
Karar No: 2022/7726
Karar Tarihi: 24.05.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2021/7469 Esas 2022/7726 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2021/7469 E. , 2022/7726 K.Özet:
İcra inkar tazminatı istemine, borçlu olmadıklarının tespiti ile takibin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda, bozmaya uyularak davanın kısmen kabul ve kısmen reddine ilişkin hüküm temyiz edilmiştir. Yargıtay, mahkemenin bozma kararına uyması ile lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bozma kararı kapsamı dışında kalan kısımlar kesinleşir. Mahkeme, belirtilen hususlara uygun hareket etmediği için hükmün bozulması gerektiği belirtilmiştir.
Kanun Maddeleri:
-Borçlar Kanunu'nun 177. maddesi
-Medeni Kanun'un 369. maddesi
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Menfi tespit, %40’dan az olmamak üzere icra inkar tazminatı istemine, borçlu olmadıklarının tespiti ile takibin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; bozmaya uyularak (kapatılan) 21. Hukuk Dairesi'nin ilâmda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabul ve kısmen reddine ilişkin hükmün süresi içinde davalılar avukatları tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine, dosya incelenerek, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 30.03.2021 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmiştir. Duruşma günü duruşmalı temyiz eden davalılar ve kendi adına Av. ... geldi. Davacılar adlarına gelen olmadı. Duruşmaya başlanarak, hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek dosyanın mahalline geri çevrilmesine karar verilmiştir. Eksiklik ikmal edidikten sonra Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere, temyiz edenin sıfatına, temyiz kapsam ve nedenlerine göre, davalılar vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
1-Mahkemenin, Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine, o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu; mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirdiği gibi, mahkemenin kararını bozmuş olan Yargıtay Hukuk Dairesince; sonradan, ilk bozma kararı ile benimsemiş olduğu esaslara usuli kazanılmış hakka aykırı bir şekilde, ikinci bir bozma kararı verilememektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Hukuk Genel Kurulu’nun 12.07.2006 gün, 2006/9-508 E., 2006/521 sayılı Kararı).
Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir. (Prof. Dr. Baki Kuru, Usuli Müktesep Hak (Usule İlişkin Kazanılmış Hak) Dr. A. Recai Seçkin’e Armağan, ... Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları No. 351 ..., 1974, sayfa 395 vd.)
Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur. (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK).
Somut olayda Mahkemece verilen 30.11.2015 tarihli bir önceki hükmünün Yargıtay (Kapatılan) 21. Hukuk Dairesinin 13.05.2019 tarih ve 2018/4567 E- 2019/3640 K sayılı ilamıyla “Davacı / borçlu tarafın icra takibine konu edilen borç nedeniyle geçersiz kalan sözleşmeye dayanarak 14/01/2010 tarihinde 175.000,00 TL bedel karşılığı olarak gayrimenkul devir ettiği ve 125.000,00 TL alacaklı vekiline banka havalesi ile ödeme yaptığı bu surette davalı/alacaklı tarafa toplam 300.000,00 TL ödemede bulunulduğu; bu ödemenin 50.000,00 TL’lik kısmının icra takibi dosyasına ödeme olarak yansıtılmışken 250.000,00 TL’lik kısmının yansıtılmamış olduğu gözetilerek; davacı/borçluların ... 27. İcra Müdürlüğü’nün 2009/1398 E sayılı dosyasında devam eden icra takibi nedeniyle 14/01/2010 tarihinde gerçekleşen ve icra takibi dosyasına yansıtılmayan 250.000 TL’lik ödeme nedeniyle de borçsuz olduğunun tespitine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde daha az miktar yönünden borçsuz olduğunun tespitine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerekmiştir.” noktalarına işaretle bozulmuştur.
İlk Derece Mahkemesince, bozmaya uyulduğu anlaşılmakla, taraflar arasında uyuşmazlık oluşturmaktan çıkan, keşidecisi ..., aval vereni ...lehtarı ... olan 14/01/2010 keşide, 15/10/2010 vade tarihli 100.000,00 TL’lik ve 14/01/2010 keşide, 15/10/2010 vade tarihli 100.000,00 TL’lik iki adet senetten dolayı, davacı tarafın borçlu olmadığının tespitine ve davacı tarafa iadesine dair verilen karar usul ve yasaya uygun olmakla beraber; Bozmaya uyan mahkemece taraflar lehine oluşan usuli kazanılmış haklar çerçevesinde davaya konu ... 27. İcra Müdürlüğünün 2009/1398 Esas sayılı icra takibi dosyasıyla ilgili olarak icra takibi dosyasına yansıtılan 50.000,00 TL tutarındaki ödeme ile beraber icra takibi dosyasına yansıtılmayan davalı / alacaklılar lehine 14.01.2010 tarihinde 250.000,00 TL tutarında yapılan harici ödeme nedeniyle, ödemenin yapıldığı tarihten geçerli olmak üzere işleyecek yasal faiziyle beraber davacı/borçluların borçlu olmadıklarının tespitine dair karar verilmesi gerekirken; yazılı şekilde gerekçesi anlaşılamayacak şekilde “takibe konu alacağın 343.210,09 TL asil alacağından borçlu olmadığının tespitine geriye kalan 49.243,10 TL asıl borç ve 26/05/2011 tarihi itibariyle yürütülecek yasal faiz borcunun bulunmadığının tespitine dair talebin reddine,” dair karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.
Mahkemece, açıklanan bu maddi ve hukuki esaslar gözetilmeden yazılı biçimde hüküm tesisi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalılar vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları dikkate alınarak İlk Derece Mahkemesince verilen karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen İlk Derece Mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harçlarının istek halinde temyiz eden davalılara iadesine, davalılar Dairemizde icra edilen duruşmada kendilerini vekille temsil ettirmiş olmaları nedeniyle 3.815,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalılara verilmesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine 24.05.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.