Kararı veren
Yargıtay Dairesi : 6. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Ağır Ceza
Günü : 24.05.2006
Sayısı : 85-383


Sanığın sahtecilik suçundan beraatine ilişkin, Ankara 8. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 14.04.2003 gün ve 142-107 sayılı hüküm, katılan idare vekili tarafından temyiz edilmekle, dosyayı inceleyen Yargıtay 6. Ceza Dairesince 18.10.2005 gün ve 5337-9249 sayı ile;
“Sanığın 21.12.1998 tarihinde denklik işlemi için katılan kuruma diploma aslı ve transkrip aslını ekleyerek dilekçeyle başvurduğu, 01.02.1999 tarihli Komisyon raporu ve 20.02.1999 tarihli Yürütme Kurulu kararı ile başvurusu kabul edilip düzey saptama isteğin¬den vazgeçtiğini bildirip, belgelerin geri verilmesini istemesinden sonra kuşkulanılarak, 26.11.2001 tarihinde katılan kurum tarafından bu konuda T.C. Almatı Büyükelçiliği Eğitim Müşavirliğine yazılan yazı üzerine, buraca müşavirlik kayıtlarında ... isimli öğrenci kaydına rastlanmadığının bildirildiğinin anlaşılması karşısında; Kazakistan Milli Teknik Üniversitesinden diplomanın doğruluğu araştırıldıktan sonra sanığın hukuki durumunun belirlenmesi yerine, eksik soruşturma ve yazılı gerekçeyle beraatine karar verilmesi,” isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiş,
Ankara 8. Ağır ceza Mahkemesince 24.05.2006 gün ve 85-383 sayı ile;
Diplomanın sahteliğinin basit bir araştırma ile ortaya çıkacağı ve aldatıcılık niteliğinin bulunmadığı gerekçeleriyle ilk hükümde direnilmiştir.
Bu hükmün de O Yer C.Savcısı ve katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay C.Başsavcılığının “onama” istekli 12.09.2008 gün ve 185471 sayılı tebliğnamesi Birinci Başkanlığa gönderilen dosya, Yargıtay Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Uyuşmazlık Konusu Kazakistan Milli Teknik Üniversitesinden diplomanın doğrulu¬ğunun araştırılmasına gerek bulunup, bulunmadığı noktasında toplanmakta ise de;
İncelenen dosyada;
Sanığın bozmaya karşı diyeceklerinin saptanması için bulunduğu yer olan Isparta Ağır Ceza Mahkemesine yazılan talimatın, sanığın bildirilen adreste tanınmadığından bahisle bila ikmal mahkemesine iade edilmesi üzerine, Ankara 8. Ağır Ceza Mahkemesince 24.05.2006 tarihli oturumda, aleyhe olan bozmaya karşı sanıktan diyecekleri sorulmadan, müdafiinin bozmaya karşı diyeceklerinin saptanması suretiyle ilk hükümde direnildiği anlaşılmaktadır.
Hükmün aleyhe bozulması halinde davaya yeniden bakacak mahkemece, 5320 sayılı Yasanın 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan 1412 sayılı CYUY’nın 326. maddesi gereğince sanıktan bozmaya karşı diyeceğinin sorulması zorunludur. Anılan bu hüküm uyarınca sanığa, bozmada belirtilen ve aleyhinde sonuç doğuracak olan hususlarda beyanda bulunma, kendisini savunma ve bu konudaki kanıtlarını sunma olanağı tanınmalıdır. Bu yasa hükmü, savunma hakkının sınırlanamayacağı ilkesine dayanan ve uyulmasında zorunluluk bulunan buyurucu kurallar¬dandır.
Somut olayda, aleyhe sonuç doğurabilme olasılığı nedeniyle, sanık aleyhine olduğu yönünde kuşku bulunmayan bozma kararına karşı, sanıktan diyecekleri saptanmadan, yoklu¬ğunda karar verilmesi yasaya aykırıdır.
Bu itibarla diğer yönleri incelenmeyen direnme hükmünün öncelikle saptanan bu usul yanılgısı nedeniyle bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ :
Açıklanan nedenlerle;
1- Yerel Mahkeme direnme hükmünün, öncelikle saptanan bu usul yanılgısı nedeniyle BOZULMASINA,
2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına TEVDİİNE, tebliğnamedeki isteme aykırı olarak, 23.12.2008 günü yapılan müzakerede oybirliği ile karar verildi.