Esas No: 2008/204
Karar No: 2008/236
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2008/204 Esas 2008/236 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık Abdullah Yatbaz, 6831 sayılı Orman Yasası'nın 91/2-son ve 108/son maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasında, Vakıflar Özel Ormanı olan bir yerden orman emvalini alarak kamyoneti ile naklettiği için suçlu bulunmuştur. Ancak, Yargıtay 3. Ceza Dairesi kararı önce onaylamış, daha sonra da isabetsizliğinden bozmuştur. Yerel mahkeme ise sanığın kasıt yokluğundan beraatine karar vermiştir. Yargıtay Ceza Genel Kurulu ise, sanığın hukuki durumunun belirlenmesi için daha detaylı bir araştırmanın yapılması gerektiği sonucuna varmış ve isabetsiz bulunan yerel mahkeme direnme hükmünü bozmuştur. Bu dosyada suça konu olan yer, İstanbul Tuzla Akfırat Tepeören Turizm Merkezi olarak tespit edilmiş, ancak bu yerin hukuki statüsü net olarak belirlenememiştir. Dosyada bahsi geçen kanun maddeleri ise 6831 sayılı Orman Yasası'nın 91/5 ve 108. maddeleridir.
"İçtihat Metni"
Kararı veren
Yargıtay Dairesi : 3.Ceza Dairesi
Mahkemesi :Sulh Ceza
Günü : 28.07.2006
Sayısı : 226-188
Sanık ... hakkında 6831 sayılı Orman Yasası’nın 91/2-son ve 108/son maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasında, Tuzla Sulh Ceza Mahkemesince 26.05.2004 gün ve 547-314 sayı ile verilen beraat hükmünün, katılan ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 3. Ceza Dairesince 27.03.2006 gün ve 12220-2457 sayı ile; “…..Bilirkişiler raporuna göre suça konu Kartal serisi Karaağıl mevkii 1092 sayılı parselin “Vakıflar Özel Ormanı” olduğunun bildirilmesine, bu yerde Formula 1 pisti için inşaat çalışmaları sırasında çıkan orman emvalinin sanık tarafından alınarak nakledildiği esnada yakalanmasına, sanığın geçerli bir nakliye tezkeresi ibraz edememesine göre; suça konu yerde inşaat işini yapan firma ile özel orman sahibi arasında bu yerden çıkan orman emvaline ilişkin bir sözleşme hükmü bulunup bulunmadığı, buna göre ağaçların sahibinin tespiti ile orman idaresinden dava konusu yerde bulunan orman emvalinin kesimi ve nakliyesi konusunda izin verilip verilmediği de sorulduktan sonra sanığın eyleminin 6831 sayılı Yasa hükümleri ile Ceza Yasasındaki hırsızlık suçuna ilişkin hükümlere göre hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ve yerinde olmayan gerekçe ile yazılı şekilde hüküm tesisi…” isabetsizliğinden bozulmuştur.
Tuzla Sulh Ceza Mahkemesince 28.07.2006 gün ve 226-188 sayı ile;
Mahkememizce 562 -315 sayılı dosyada sanık Abdullah Yatbaz hakkında Vakıflar Özel Ormanı olan 1092 parselden kamyoneti ile orman emvalini naklederken yakalandığından bahisle 6831 sayılı Orman Kanununa muhalefet suçundan açılan kamu davasında, aynı gerekçe ile verilen beraat kararı Yargıtay 3. Ceza Dairesinin 16.03.2006 tarih 9542-1920 sayılı ilamı ile düzeltilerek onanmıştır.
Her iki dosyanın konusu yeri ve zamanı aynıdır. Yargıtay 3. Ceza Dairesi bir kararda onama, başka bir kararı olan iş bu davada ise bozma kararı vermiştir. Bu durum kişiler üzerinde adalete olan güveni zedeleyecektir. Suç tarihi dikkate alındığında kış mevsimine girilen bir ayda Formula 1 (F-1) yarışları için gerekli yol ve binaların yapımı için ağaçların kesilip yol kenarlarına atıldığı mahkemece yapılan keşif sırasında gözlemlenmiş, bu emvallerin buradan geçen kişilerce kışın yakmak amacıyla alındığı, alan kişilerin hiçbirinde Orman Kanununa muhalefet veya hırsızlık kastının bulunmadığı, gerekçeleriyle önceki hükümde direnilmiştir.
Bu hükmünde katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının bozma istekli 29.08.2008 gün ve 307011 sayılı tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Yargıtay Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Genel Kurul’daki inceleme, sanık hakkında 6831 sayılı Yasaya aykırı davranmak suçundan verilen beraat hükmüne hasren yapılmıştır.
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık, sanığın kasıt yokluğundan beraatine karar verilen somut olayda, eyleminin hukuki niteliğinin ve kastının belirlenebilmesi açısından, yeni araştırma yapılmasına gerek bulunup, bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Dosya incelendiğinde; İstanbul’da Kartal Serisi Karaağıl mevkii 1092 parselde bulunan ormanlık alanda Formula 1 inşaatı için kesilmiş ve rastgele atılmış olan meşe ağaçlarından bir kısmının sanık tarafından kamyona yüklenmek suretiyle götürüldüğü anlaşılmaktadır. Sanık kamyonuyla seyir halinde iken kollukça yapılan yol kontrolü sırasında ağaçlarla birlikte yakalanmıştır. Yakalananlar yapacak ve yakacak vasıftaki 10 ster karşılığı 50 kental (yaklaşık 4 ton) meşe odunundan ibarettir.
Daha sonra, sanığa odunları nereden aldığı sorulmuş, sanık Formula 1 inşaat alanını göstermiş, yakalanan odunlarla, olay yerinin birlikte incelenmesi sonunda ise odunların gerçekten buradan temin edildiği, hatta aynı bölgede iş makineleri tarafından kesilerek ve sökülerek alan kenarına atılmış başka ağaçların da bulunduğu belirlenmiştir.
Hem suç tutanağından, hem de Kartal Orman İşletme Şefliğinden temin edilerek keşifte bilirkişi tarafından dikkate alınan Orman Tahdit Harita ve Tutanakları ile Amenajman Planından, ağaçların alındığı Kartal Serisi, Karaağıl Mevkii 1092 parselin Vakıflar Özel Ormanı sınırları içerisinde kaldığı anlaşılmakla birlikte, bu yerin (olaydan sonra) 13.05.2004 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 28.04.2004 gün ve 2004/7214 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile; “İstanbul Tuzla Akfırat Tepeören Turizm Merkezi” olarak tespitine karar verildiği saptanmıştır.
Bu bilgi ve belgeler karşısında somut olay değerlendirildiğinde, Vakıflar Özel Ormanı olan yerden, suça konu orman emvalinin sanık tarafından kesilmediği ancak nakledildiği sabittir.
Sanık suç konusu orman emvallerini izne dayalı olarak aldığını savunmakla birlikte bu konuda dosyada savunma dışında herhangi bir bilgi ve belge bulunmamaktadır.
Yerel Mahkemece sanığın hırsızlık veya orman yasasına aykırılık suçlarını işleme kastının bulunmadığından bahisle beraat kararı verilmiş ise de, dosyadaki kanıtlar sanığın hukuki durumunun belirlenmesine elverişli değildir.
Şöyle ki, kesme fiiline iştirak etmemiş olsa dahi orman emvalinin ormandan çıkarılması veya nakledilmesi 6831 sayılı Yasanın 91/5 ve 108. maddelerinde, idarenin mal varlığına dâhil olan orman emvalinin izinsiz alınması ise 765 ve 5237 sayılı Yasaların hırsızlığa ilişkin maddelerinde yaptırıma bağlanmıştır.
Suça konu yerin, fiil tarihinden sonra 28.04.2004 gün ve 2004/7214 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile; “İstanbul Tuzla Akfırat Tepeören Turizm Merkezi” olarak tespit edilmesinin, bir yerin eylem tarihinden sonra idari bir tasarrufla orman dışına çıkarılmasının oluşan suçu ortadan kaldırmaya bir etkisi bulunmamakla birlikte, aslına uygunluğu onaylanmayan ve doğruluğu yönünde de herhangi bir araştırmanın yapılmadığı anlaşılan yazı içeriğine dayanılarak, anılan yerin hukuki statüsünün saptanması mümkün değildir. Belirtilen yerde karar tarihinden önce dahi büyük çaplı çalışmaların yapıldığı nazara alındığında, bu durumun araştırılması sanığın hukuki durumunun belirlenmesi açısından büyük bir önem ve zorunluluk arz etmektedir.
Görüldüğü gibi; dosyada yapılan araştırma, suça konu alanın hukuki statüsünün belirlenmesi, anılan yerde ağaç kesme işleminin hangi yasal veya idari tasarrufa dayalı olarak gerçekleştiğinin saptanması, suça konu yerde kesilen orman emvali üzerinde tasarruf yetkisinin kime ait olduğunun tespiti açısından yetersiz olduğundan, sanığın hukuki durumu, tüm bu hususların hiçbir kuşkuya yer bırakılmaksızın aydınlatılmasından sonra belirlenmelidir.
Bu itibarla isabetsiz bulunan Yerel Mahkeme direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ :
Açıklanan nedenlerle;
1- İsabetsiz olan Yerel Mahkeme direnme hükmünün BOZULMA¬SINA,
2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına TEVDİİNE, tebliğnamedeki isteme uygun olarak, 16.12.2008 günü yapılan müzakerede oybirliği ile karar verildi.