Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/3899 Esas 2022/7757 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/3899
Karar No: 2022/7757
Karar Tarihi: 25.05.2022

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/3899 Esas 2022/7757 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2022/3899 E.  ,  2022/7757 K.

    "İçtihat Metni"

    Bölge Adliye
    Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi
    No : 2021/3191-2022/143
    İlk Derece
    Mahkemesi :Çivril Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
    No :2017/575-2021/57

    Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı tüm taraf vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesince istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesince verilen kararın,tüm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    I-İSTEM:
    Davacının, davalı işveren nezdinde aralıksız olarak 03.05.2014-20.03.2017 tarihleri arasında arasında çalışmış olduğunun tespitini talep ve dava etmiştir.
    II-CEVAP:
    Davalı vekili cevap dilekçesinde;davanın haksız yersiz ve hukuksal dayanaktan yoksun olduğunu, bildirimlerinin usule uygun yapıldığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Feri Müdahil Kurum Vekili cevap dilekçesinde;
    III-MAHKEME KARARI :
    A-İLK DERECE MAHKEME KARARI:
    Davanın kısmen kabulü ile, davacının davalıya ait iş yerinde SGK'ya bildirilen günler dışında 10/09/2014-04/02/2015 ve 18/08/2015-19/10/2015 tarihleri aralığında çalıştığının tespitine, 07 koduyla eksik bildirilen günlere ilişkin tespiti mümkün hizmet süresi bulunmadığından, bu husustaki talebin reddine..." karar verdiği görülmüştür.
    B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI:
    Dosya kapsamı, delil durumu itibariyle, Çivril Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi 2017/575 Esas, 2021/57 Karar sayılı kararında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı, davalı ve feri müdahil Kurum vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Mahkemeleri Kanununun 353/1-b.1 maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine, karar vermiştir.
    IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
    Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek ;
    Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, hatalı karar verildiğini belirterek;
    Feri Müdahil Kurum vekili temyiz dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, hatalı karar verildiğini belirterek; kararın bozulmasını istemiştir.
    V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
    1-Feri Müdahil Kurum vekili yönünden;
    İş Mahkemeleri Kanunu özel kanun niteliğinde olup öncelikle bu kanunda bir temyiz süresi belirtilmiş ise bu sürenin uygulanması gerekmektedir. İş mahkemelerince veya iş mahkemesi sıfatıyla verilen kararlara karşı temyiz süresi 30/01/1950 gün ve mülga 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 02/03/2005 gün ve 5308 sayılı Kanunla değişmeden önceki 8. maddesine göre sekiz gündür.
    Yine mülga 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun geçici 1. maddesine göre 20/07/2016 tarihinden itibaren uygulanan 5308 sayılı Kanunla değişik 8. maddesinin 3. fıkrasına göre, “Bölge adliye mahkemesinin para ile değerlendirilemeyen dava ve işler hakkındaki kararları ile miktar veya değeri beşbin lirayı geçen davalar hakkındaki nihaî kararlara karşı tebliğ tarihinden başlayarak sekiz gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir.” Bu fıkradaki “beşbin” ibaresi 6763 sayılı Kanunun 5. maddesi ile “kırk bin Türk Lirası” şeklinde değiştirilmiştir.
    25/10/2017 tarihinde yürürlüğe giren 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 7. maddenin 3. ve 4. fıkrasına göre “12/01/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun kanun yollarına ilişkin hükümleri, iş mahkemelerince verilen kararlar hakkında da uygulanır. Kanun yoluna başvuru süresi, ilamın taraflara tebliğinden itibaren işlemeye başlar.”
    HMK’nın 05/08/2017 tarihinde yürürlüğe giren 7035 sayılı kanunun 31. maddesi ile değişik 361/1. maddesine göre “Bölge adliye mahkemesi hukuk dairelerinden verilen temyizi kabil nihai kararlar ile hakem kararlarının iptali talebi üzerine verilen kararlara karşı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabilir”.
    5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nda katılma yolu ile temyize ilişkin herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır. Ancak anılan Yasanın 15. maddesi, İş Mahkemeleri Kanunu’nda açıklık bulunmayan hallerde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (HUMK) uygulanacağını düzenlemektedir. İş mahkemelerine özgü kurallar dışında, dava açılmasıyla başlayan bütün yargılama işlem ve yöntemlerinde olduğu gibi iş mahkemelerinden verilen kararlara karşı kanun yoluna başvurmalarda, HMUK hükümlerinin aynen uygulanması gerekir. Bu nedenle 6100 sayılı HMK’nın Geçici madde 3 atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 26/09/2004 gün ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 433/2. fıkrası gereğince karşı taraf, hükmü süresinde temyiz etmemiş olsa bile, cevap dilekçesinde hükme ilişkin itirazlarını temyiz dilekçesinin kendisine tebliğinden itibaren 10 günlük süre içerisinde bildirerek temyiz isteğinde bulunabilir. Yargıtay 16/06/1975 gün ve 1975/6-8 E.K. sayılı İBK kararından da aynı sonuç çıkmaktadır (HGK 16/11/2016 t. 2014/22-1260 E, 2016/1068 K.).nBelirtilen hüküm yine 5236 sayılı Kanunla eklenen Geçici madde 2’ye göre, bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihine kadar uygulanmasına devam olunmuştur.
    7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 7/3. maddesinde HMK’nın kanun yollarına ilişkin hükümleri, iş mahkemelerince verilen kararlar hakkında da uygulanır denildiğinden katılma yolu ile temyizin de HMK’a tabi olduğu belirlenmiştir. HMK 366. maddenin yollaması ile temyiz yolunda da uygulanan 348/1. madde uyarınca, İstinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvurma hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile iki haftalık süre içerisinde vereceği cevap dilekçesi ile temyiz yoluna başvurabilir.
    Yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda, iş mahkemelerince verilen ve HUMK hükümlerine göre temyiz edilen kararlarda temyiz süresi tebliğ tarihinden itibaren 8 gün, katılma yolu ile temyiz süresi ise temyiz dilekçesinin tebliği tarihinden itibaren 10 gündür. Bölge Adliye Mahkemelerince verilip HMK hükümlerine göre temyiz edilen kararlarda temyiz süresi, 20/07/2016-24/10/2017 tarihleri arasında 8 gün, 25/10/2017 tarihinden sonra ise 2 haftadır. Katılma yolu ile temyiz süresi ise 2 haftadır.
    Yine HMK 366. maddenin yollaması ile temyiz yolunda da uygulanan 346. madde uyarınca, temyiz dilekçesi kanuni süre geçtikten sonra verilirse, kararı veren mahkeme temyiz dilekçesinin reddine karar vermesi gerekir
    Belirtilen açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde, Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı kurum vekiline 08.02.2022 tarihinde tebliğ edildiği, 08.02.2022 tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde temyiz talebinin yapılması gerektiği ve buna göre 22.02.2022 tarihinde bu sürenin bittiği ve davalı kurum vekilinin bu süreden sonra söz konusu hükmü 05.03.2022 tarihinde temyiz ettiği anlaşılmakla, temyiz dilekçesinin süre aşımı yönünden reddine
    2-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davalı işverenin tümden, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine,
    3- Hizmet tespiti yönünden; dava dosyası incelendiği zaman; davanın yasal dayanağı 5 5510 sayılı Kanunun 86. maddesi olup anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin bu tür davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip gerek görüldüğünde kendiliğinden araştırma yapılarak delil toplanabileceği açıktır.
    Davacının, davalı işveren nezdinde 03.05.2014-20.03.2017 tarihleri arasında kesintisiz geçen çalışmalarının tespitini istediği eldeki dava incelendiğinde, dava konusu dönemde davacı adına davalı işveren tarafından 03.05.2014-09.09.2014 tarihleri arasında tam zamanlı, 05.02.2015-17.08.2015 ve 20.10.2015 ve 17.03.2017 tarihleri arasında ise kısmi hizmetlerinin bildirildiği, davacının, dosya kapsamında mevcut puantajlarda yer alan imzaların başkası tarafından atıldığına ilişkin olarak Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikayette bulunduğu yapılan bilirkişi incelemesinde , imzaların kimin elinden çıktığına dair kanaat getirilemediği ve dosyanın takipsizlik ile sonuçlandığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, davacının, Kuruma hiç bildirim yapılmayan dönemlerin kabulü, eksik bildirilen ve puantaja dayanan kısımla ilgili ise davanın reddine dair hüküm tesis edilmiştir. Dosya kapsamından, davacının, araç içi aksesuar dikim işinde çalıştığı, işin mahiyeti gereği kısmi çalışmayı gerektirmediği gibi tanıkların da davacının,kesintisiz çalıştığını beyan etmeleri karşısında, puantaja dayalı eksik bildirilen sürelerinde mahkemece kabulü gerekir.
    Mahkemece yapılacak iş; dosya içeriği gözetilip davacının, yaptığı işin mahiyeti ve sürekliği gözetilerek davanın tümden kabulü gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi kararının HMK'nın 373/1. maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden ilgiliye iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 25.05.2022 gününde oybirliği ile karar verildi.

    Hemen Ara