Taksirle yaralama - Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2021/2837 Esas 2021/5222 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
12. Ceza Dairesi
Esas No: 2021/2837
Karar No: 2021/5222
Karar Tarihi: 28.06.2021

Taksirle yaralama - Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2021/2837 Esas 2021/5222 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Sanık, taksirle yaralama suçundan mahkum edilmiştir. Dosyada yer alan deliller, sanığın olayda kusurlu olduğunu göstermektedir. Ancak, mahkeme hükmünde TCK'nın 22/3 maddesi gereğince sanık hakkında cezanın ertelenmesi veya adli para cezası veya tedbirlerden birine çevrilmesi talebinin reddedildiği görülmüştür. Bu karar, CMK'nın 230/1-d maddesi gereği yeterli ve açık bir gerekçeyle verilmemiştir. Bu nedenle, karar bozulmuştur.
Kanun Maddeleri:
- TCK'nın 89/4 ve 53/6 maddeleri (sanığın mahkumiyeti için sevk maddeleri)
- TCK'nın 22/3 maddesi (cezanın ertelenmesi veya adli para cezasına veya tedbirlerden birine çevrilmesine ilişkin hükümler)
- CMK'nın 226/2 maddesi (cezanın artırılmasını gerektiren hallerde ek savunma hakkı verilmesi gerektiği)
- CMK'nın 230/1-d maddesi (cezanın ertelenmesi, çevrilmesi veya ek tedbirlerin uygulanması talebinin reddedilmesine ilişkin gerekçenin açıkça gösterilmesi gerektiği)
- TCK'nın 50 ve 51 maddeleri (hapis cezasının adli para cezası veya tedbirlerden birine çevrilmesi)
12. Ceza Dairesi         2021/2837 E.  ,  2021/5222 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
    Suç :Taksirle yaralama
    Hüküm :TCK’nın 89/4, 53/6. maddeleri gereğince mahkumiyet

    Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Sanık hakkında tanzim edilen iddianamede sevk maddeleri olarak TCK"nın 89/1, 53/6. maddeleri gösterilmiş ve sanığa ek savunma hakkı tanınmadan, TCK"nın 89/4. maddesi gereğince cezalandırılmasına hükmedilmiş ise de; iddianamedeki anlatımda, olay sebebiyle birden fazla kişinin yaralanmasından söz edilmesi, iddianamenin sanığın yüzüne karşı okunmuş olması ve CMK"nın 226/2. maddesinde cezanın artırılmasını gerektirecek hâllerin, ilk defa duruşma sırasında ortaya çıktığında ek savunma hakkı verilmesi gerektiğinin belirtildiği dikkate alındığında; sanığın suçun niteliğinden haberdar olduğu, savunma hakkının kısıtlanmadığı anlaşıldığından bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.
    Dosya içeriğine göre, olay günü saat 04:42 sıralarında, sanığın sevk ve idaresindeki çekici ve arkasına takılı römork ile meskun mahal dışında, aydınlatmanın olmadığı bölünmüş tek yönlü otoyolda seyir halindeyken olay mahalline geldiğinde direksiyon hakimiyetini kaybedip sağa emniyet şeridine yönelerek, aracının sağ ön köşe kısımları ile olaydan önce kaza yapmış ve emniyet şeridinde beklemekte olan otomobilin sol arka köşe kısımlarına, daha sonra da bu kazaya müdahale için gelen ambulansın sol arka köşe kısımlarına çarpması, sonrasında emniyet şeridinde tavanı üzerine devrilerek durması sonucu sanığın asli kusurlu olarak iki kişinin kemik kırığı oluşacak şekilde, iki kişinin basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde yaralanmalarına neden olduğu olayda,
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın kusur durumuna, cezanın kendisini mağdur edeceğine ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    Sanığın olay günü alınan ifadesinde, bir anda uyku bastırdığını, gözlerini bir anlık kapatmasından dolayı kazanın meydana geldiğini, olayın direksiyon başında uyumasından dolayı meydana geldiğini beyan etmesi karşısında; olayda bilinçli taksirin koşullarının oluştuğunun ve sanık hakkında TCK"nın 22/3. maddesi hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
    Kabule göre ise;
    CMK"nın ""Hükmün gerekçesinde gösterilmesi gereken hususlar"" başlıklı 230. maddesinin 1-d bendinde; cezanın ertelenmesine, hapis cezasının adlî para cezasına veya tedbirlerden birine çevrilmesine veya ek güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına veya bu hususlara ilişkin istemlerin kabul veya reddine ait dayanakların gerekçede gösterilmesi gerektiği düzenlemesine yer verilmiş; yine Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 27.09.2018 tarihli ve 2015/4-1163 Esas-2018/382 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere; hüküm bölümünde CMK"nın 230. ve 232. maddeleri uyarınca cezanın ertelenmesine, hapis cezasının adli para cezası veya tedbirlerden birine çevrilmesine veya ek güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına ya da bu hususlara ilişkin taleplerin kabul veya reddine ait dayanakların açıkça gösterilmesi zorunluluğu bulunmakta olup; dosya içeriğine göre, lehe hükümlerin uygulanması talebi olan sanık hakkında, “koşulları oluşmadığından” şeklindeki yasal ve yeterli olmayan gerekçe ile TCK’nın 50. ve 51. maddelerinin uygulanmamasına karar verilmesi suretiyle CMK"nın 230/1-d maddesine aykırı davranılması;
    Kanuna aykırı olup sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 Sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, aynı Kanunun 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı yönünden sanığın kazanılmış hakkı gözetilmek suretiyle, 28/06/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.












    Hemen Ara