Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2011/1005 Esas 2011/3124 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/1005
Karar No: 2011/3124

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2011/1005 Esas 2011/3124 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan)22. Hukuk Dairesi         2011/1005 E.  ,  2011/3124 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

    DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
    Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
    Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I


    Davacı işçi, iş sözleşmesinin işverence geçerli sebep olmadan feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine karar verilmesi, buna bağlı tazminat ile boşta geçen süre ücretinin belirlenmesi isteğinde bulunmuştur.
    Davalı işveren iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece Davacının sağlık memuru olarak göreve başladığı, asli görevi dışında çalıştırıldığı, olay günü işyerinde görevli olan güvenlik görevlilerinin ve bekçilerin hepsinin değil de sadece 3 kişinin iş akidlerini sona erdirildiği, sonradan bu üç kişiden Şoför Mustafa"nın iki gün sonra işe alındığı, işverenin böylece iş akdini feshederken objektif davranmadığı ve 4857 sayılı Yasanın 5. maddesince işverenin eşit davranma ilkesine aykırı hareket ettiği, bu nedenle feshin geçersiz olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    4857 sayılı İş Kanunu"nun 18. maddesine göre otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.
    İş Kanunu"nun 18.maddesi bakımından işçinin davranışlarından kaynaklanan sebepler, işçinin aynı Kanunun 25/II. maddesinde öngörülen sebepler niteliğinde ve ağırlığında olmayan, işyerinde işin görülmesini önemli ölçüde olumsuz etkileyen, sözleşmeye aykırı davranışlarıdır. İşçinin davranışı ancak işyerinde olumsuzluklara yol açması halinde geçerli sebep olabilir. İşçinin sosyal açıdan olumsuz bir davranışı, toplumsal ve etik açıdan onaylanmayacak bir tutumu işyerinde üretim ve iş ilişkisi sürecine herhangi bir olumsuz etki yapmıyorsa geçerli sebep sayılamaz.
    İş K.m.25/II-ı ya göre "İşçinin kendi isteği veya savsaması yüzünden işin güvenliğini tehlikeye düşürmesi, işyerinin malı olan veya olmayıp da eli altında bulunan makineleri, tesisatı veya başka eşya ve maddeleri otuz günlük ücretinin tutarıyla ödeyemeyecek derecede hasara ve kayba uğratması" halinde iş sözleşmesi işveren tarafından

    haklı nedenle feshedilebilir. İşçinin davranışının işyerinde olumsuzluklara yol açması ve artık söz konusu davranışlar nedeniyle çalışma ilişkisinin devamının katlanılmaz hale gelmesi ve işverenden artık bu ilişkiye devamın beklenemeyeceği durumda, işçinin bu davranışı sözleşmenin haklı nedenle feshine yol açmaktadır.
    Dosya içeriğine göre, davacının 13.09.2007-21.05.2009 tarihleri arasında davalı işverene ait işyerinde sağlık memuru olarak çalıştığı, iş akdinin 21.05.2009 tarihli fesih bildirimi ile, 21.05.2009 tarihinde meydana gelen hırsızlık olayı neticesinde çalınan 2 adet araç lastiği, 3 adet su pompası ve 2 adet sırt tırpanının değerinin 10.000 TL tutarında olduğu,davacının olayın meydana geldiği sırada 24.00-08.00 vardiyasında sağlık memuru olarak görevli bulunduğu, görevinin danışma biriminde sağlıkla ilgili acil durumlara müdahale etmek, güvenlik kameralarına bakmak, izinsiz olarak fabrikaya giren ve çıkan araç ve kişileri tesbit ederek uyarmak ve gerekirse ilgili kişi ve mercilere haber vermek olduğu,davacının savunmasında ileri sürdüğü mazeretlerin kabul edilemeyeceği, gelen aracın hırsızlık amacıyla geldiğini kamera kayıtlarına bakarak veya danışma memurunu benzinlik tarafına göndererek öğrenebileceği halde fabrika giriş ve çıkışlarını takip etmediği, güvenlik kameralarına bakmadığı, işini bu şekilde savsaması nedeniyle iş güvenliğini tehlikeye düşürdüğü,işyerinin malı olan veya malı olmayıp ta eli altında bulunan makineleri, tesisatı veya başka eşya ve maddeleri 30 günlük ücretinin tutarıyla ödeyemeyecek derecede hasara ve kayba uğrattığı gerekçesiyle 4857 sayılı Yasanın 25/II-ı maddesi gereğince iş sözleşmesinin bildirimsiz ve tazminatsız olarak 21.05.2009 günü itibariyle feshedildiği, anlaşılmaktadır. Davacı işverene verdiği savunmasında, 21.05.2009 tarihinde sabah 5.30 a kadar danışma memurluğunda kameralara bakarak görevini yaptığını, uyumadığını, yerinden ayrılmadığını, içeriye giren aracın gün ağardığı ve sabah saatleri olduğu için dikkatini çekmediğini, içeriye giren aracın benzinlik tarafına yöneldiğini, orayada o saatlerde botaş"ın tarlalarını ekmek için Ortaköylülerin traktör ve kendi araçlarıyla geldiklerini,aracın onlardan birisi olduğunu düşündüğünü, çünkü aracın fabrika sahasına işletme kısmına geçmediğini, danışma memurluğunda 40 tane kamera olduğunu, hepsinin kiprit kutusu büyüklüğünde olduklarını, kameralarda daha çok hırsızlık olma ihtimali bulunan anbar kameralarına baktığı için olayı gösteren kameranın dikkatini çekmediğini, olayı sabah öğrendiğini, ve amirlerine bildirdiğini, olayın 05.37-05.57 saatleri arasında olduğunu belirtmiştir. 23.12.2009 tarihli bilirkişi raporunda, hırsızlık için fabrika sahasına giren aracın giriş yaptığı saatte kamera odasında hiç kimsenin olmadığının, çıkış yaptığı saatte ise odada bir kişinin olduğunun, bu kişininde kamera başında olmadığının, etrafı süpürdüğünün, aracın fabrika sahası içinde bulunduğu sürede ise kamera odasındakilerin yemek yediklerinin, kamera çözümlerinden tesbit edilmiştir. 15.12.2005 tarihinde davacıya temel, silahlı özel güvenlik sertifikasının 5 yıl geçerli olmak üzere Ankara Valiliğince verildiği, davacının sağlık memuru olarak işe alınmış ise de uzun süredir bu işi ve verilen başka işleri yaptığı anlaşılmaktadır.
    Mahkemece işverenin olay günü işyerinde görevli olan güvenlik görevlilerinin ve bekçilerin hepsinin değil de sadece 3 kişinin iş sözleşmelerini sona erdirdiği, sonradan bu üç kişiden birinin iki gün sonra işe alındığı, işverenin böylece iş sözleşmesini feshederken objektif davranmadığı ve 4857 sayılı Yasanın 5. maddesince işverenin eşit davranma ilkesine aykırı hareket ettiği, bu nedenle feshin geçersiz olduğu gerekçesine dayanılmış ise de, güvenlik görevlilerinin işyerinin arka kısmında görevli oldukları, kamera bulunan yer ve hırsızlık yapılan yerin görev alanlarına girmediği, işten çıkarılıp 2 gün sonra yeniden işe alınan şoför"ün ise kamera kontrol görevi bulunmadığı, bu durumun aksinin ıspatlanamadığı gerekçesiyle işverenin objektif davranmadığı ve eşitlik ilkesine uymadığı yönündeki bu
    gerekçesine itibar edilmemiştir.
    Somut olayda,hırsızlık olayının olduğu gün davacının danışma biriminde sağlıkla ilgili acil durumlara müdahale etmek, güvenlik kameralarına bakmak, izinsiz olarak fabrikaya giren ve çıkan araç ve kişileri tesbit ederek uyarmak ve gerekirse ilgili kişi ve mercilere haber vermek işleri ile görevlendirildiği anlaşılmaktadır. Davacı savunmasında, hırsızlık olayına neden olan aracın Ortaköylü çiftçilere ait olduğunu zannettiklerini ve kontrol yapmadıklarını belirtmiştir. Davacı özen yükümlülüğünü ihlal etmiştir. Hem işin güvenliği tehlikeye düşürülmüş hem de işverene zarar verilmiştir. Davalı işveren davacıya bir görev vermiş, bu görevin kendisine verilmeyeceği yönünde davacının bir itirazı olmamış ve görevi yerine getirmiş, ancak gereken özen yükümlülüğünü yerine getirmeyerek işverenin güvenini kötüye kullanmıştır. Davacının işyerinde çalışma ilişkisini katlanılmaz hale getiren, iş ilişkisinin devamını mümkün kılmayacak ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırı davranışlarda bulunduğu anlaşıldığından işverenin feshi İş K.m.25/II-ı maddesine uygun haklı fesih niteliğindedir. İş sözleşmesinin feshinin haklı nedene dayandığı gözetilmeden ve feshin hukuksal dayanağını oluşturan İş K.m.25/II-ı daki koşullar dikkate alınmadan davanın kabulüne karar verilmesi hatalı bulunmuştur.
    Belirtilen nedenlerle, 4857 sayılı İş Kanunun 20.maddesinin 3.fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
    HÜKÜM : Yukarıda belirtilen nedenlerle;
    1-)Yerel mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
    2-)Davanın REDDİNE,
    3-)Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
    4-)Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 60,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine
    5-)Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.100,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
    6-)Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, kesin olarak 20.10.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi.






    Hemen Ara