Esas No: 2021/4397
Karar No: 2022/7911
Karar Tarihi: 26.05.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2021/4397 Esas 2022/7911 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2021/4397 E. , 2022/7911 K.Özet:
İş kazası sonucu meslek hastalığına yakalanan sigortalıya bağlanan gelir ve tedavi masraflarından dolayı rücuen tazminat istemiyle açılan davanın mahkemece kabul edilmesine dair ilk derece kararının istinaf başvurusunun reddi yönünde karar verilmesi üzerine yapılan temyiz başvurusu sonrası, dava dosyasındaki belgelerin incelenmesi sonucunda mahkemece yanılgılı değerlendirme yapılması sebebiyle kararın bozulması gerektiği belirtilmiştir. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 21. maddesinde, iş kazaları ve meslek hastalıkları sonucu Kurum tarafından sigortalıya yapılan ödemeler ile bağlanan gelirin, gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamının, sigortalı veya hak sahibinin işverenden talep edebileceği tutarlarla sınırlı olmak üzere, işverene ödettirileceği belirtilmiştir. Bu kanunun uygulanması halinde, rücu alacağından sorumluluk belirlenirken, gelirin başladığı tarih itibariyle 5510 sayılı Kanun'un 54. maddesi uyarınca indirilen tutarın ve indirme tarihine kadar yapılan fark fiili ödeme miktarının eklenmesi suretiyle bulunan tutar ile yarıya indirilmemiş tam gelir üzerinden hesaplanan ilk peşin sermaye değerinin karşılaştırılması sonucu düşük olan esas alınarak belirlenmelidir.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi
İlk DereceMahkemesi : ... 1. İş Mahkemesi
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı taraf vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesince verilen kararın, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Dava rücuan tazminat istemine ilişkindir.
II-CEVAP
Davalı davanın reddini talep etmiştir.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI:
İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen hükmün hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davacı Kurum ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacı Kurum ve davalı vekili kararın bozulmasını istemiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davacı kurum ve davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı Kurum, 13.04.2017 tarihli sağlık raporu uyarınca meslek hastalığına yakalanan sigortalıya bağlanan gelir ve tedavi masraflarından oluşan Kurum zararının davalıdan tahsilini talep etmiş olup, davanın yasal dayanağı olay tarihinde yürürlükte bulunan 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunudur.
5510 sayılı Kanunun 21. maddesinin 1. fıkrasında, iş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamının, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirileceği, işverenin sorumluluğunun belirlenmesinde kaçınılmazlık ilkesinin dikkate alınacağı belirtilmiştir. Anlaşılacağı üzere rücu alacağından sorumluluk belirlenirken, gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri ile yargılamada yöntemince hesaplanacak gerçek (maddi) zarar karşılaştırması yapılıp düşük (az) olan tutarın hükme esas alınması gerekmektedir. Eldeki dava dosyasında mevcut belgeler incelendiğinde, sigortalıya hem sürekli iş göremezlik geliri hem de yaşlılık aylığı bağlandığı görülmüştür. 506 sayılı Kanunun 92. maddesinde, "malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları ile iş kazalarıyla meslek hastalıkları sigortasından hak kazanılan aylık ve gelirler birleşirse, sigortalıya veya hak sahibine bu aylık ve gelirlerden yüksek olanın tümü, eksik olanın da yarısı bağlanır. Bu aylık ve gelirler eşitse, iş kazalarıyla meslek hastalıkları sigortasından bağlanan gelirin tümü, malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarından bağlanan aylığın da yarısı verilir." düzenlemesini içermektedir. Bu düzenleme iş kazasının meydana geldiği tarihte yürürlükte olan 5510 sayılı Kanunun 54. maddesinde de yer almaktadır. Dava konusu edilen gelirlerin, 5510 sayılı Yasa’nın 54. maddesi uyarınca indirildiğinin anlaşılması halinde; davalının tazminle sorumlu olduğu ilk peşin sermaye değerli gelir miktarı; gelirin başladığı tarih itibariyle 5510 sayılı Yasa’nın 54. maddesi uyarınca indirilmiş hali üzerinden hesaplanan ilk peşin sermaye değerli gelir miktarına, indirme tarihine kadar yapılan fark fiili ödeme miktarının da eklenmesi suretiyle bulunan tutar ile yarıya indirilmemiş tam gelir üzerinden hesaplanan ilk peşin sermaye değerinin karşılaştırılması sonucu düşük olan esas alınarak belirlenmelidir. Bu itibarla mahkemece, sigortalıya bağlanan iş kazası gelirlerine 5510 sayılı Kanunun 54. maddesinin uygulanıp uygulanmadığının davacı Kurumdan sorulması ve anılan kanunun 54. maddesinin iş kazası gelirlerine uygulandığının anlaşılması halinde yukarıda belirtilen şekilde hesaplama yapılarak karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması yerinde görülmemiştir.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davacı Kurum ve davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilerek, ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararı kaldırılarak, İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi kararının, HMK'nın 373/1. maddesi gereğince kaldırılarak, temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine ve kararın bir örneğinin ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 26.05.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.