Esas No: 2022/2850
Karar No: 2022/7983
Karar Tarihi: 26.05.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/2850 Esas 2022/7983 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2022/2850 E. , 2022/7983 K.Özet:
Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi, hizmet tespiti davasında istinaf başvurularının esastan reddine karar verdi. Ancak temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra davacı, davalı ve fer'i müdahil kurum vekilleri tarafından dosya incelendi. Davacı, işyerinde 19.11.2008-31.12.2012 tarihleri arasında kesintisiz çalıştığını ve sigortasının eksik bildirildiğini iddia etmişti. Davalı ise kısmi süreli çalışma konusunda anlaşma yapıldığını, ayda 14 gün, 3,5 saat üzerinden çalıştığını ve sigorta kayıtlarına yansıtıldığını savunmuştu. Fer'i müdahil kurum da hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddedilmesini istemişti. Mahkemenin yapması gereken inceleme ve araştırmalar açıklanarak, yapılan sözleşmelerin aidiyeti incelenmeli ve çelişkiler giderilmelidir denilerek, Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi kararının kaldırılması ve ilk derece mahkemesi hükmünün bozulması kararı verilmiştir. Kanun maddeleri olarak da, hizmet tespiti taleplerinin geçici 7. maddesi gereğince 506 sayılı Kanunun 79/10. ve 5510 sayılı Kanunun 86/9. maddeleri olduğu belirtilmiştir.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
İlk DereceMahkemesi : Kayseri 1. İş Mahkemesi
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı taraf ve fer'i müdahil kurum vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince verilen kararın, taraf ve fer'i müdahil kurum vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı, davalı işyerinde mantı ustası olarak 19.11.2008-31.12.2012 tarihine kadar sigortalı olarak kesintisiz çalıştığını, işveren tarafından sigortasının aylık 7 gün üzerinden bildirildiğini, tam süreli çalıştığını ileri sürerek müvekkilinin 19.11.2008-31.12.2012 tarihleri arasında kesintisiz olarak çalıştığının tespiti ile bu süre içinde eksik bildirilen 1058 günün tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
II-CEVAP
Davalı vekili, davacının iddialarının doğru olmadığını, davacı ile kısmi süreli çalışma konusunda anlaşma yapıldığını, ayda 14 gün, 3,5 saat üzerinden çalıştığını, bu günlük 3,5 saat çalışmasının 14 gün üzerinden toplanıp günlük 7 saata bölünerek ay içerisindeki fiilen çalışma süresi olan 7 günün sigorta kayıtlarında ve bordrolarda gösterildiğini, sözleşmenin ve bordroların ihtirazi kayıt olmaksızın davacı tarafından imzalandığını, bordro ve sözleşme ihtirazi kayıtsız imzalandığı için bunun aksinin ancak yazılı belge ile ispatlanması gerektiğini beyanla davanın reddini istemiştir.
Feri Müdahil kurum vekili, 28.12.2012 tarihinden önceki taleplerin 5 yıllık hak düşürücü süreye tabi olduğunu, öncelikle davanın hak düşürücü süre nedeni ile reddi gerektiğini, davacının diğer davalı ... İskender Et Lokantası Tic.Ltd.Şti isimli işyerinde hizmet cetveli ve dönem bordrolarında yer alan çalışmaları haricinde bir çalışmasının bulunmadığını, kurumca yapılan işlemlerin kanuna ve mevzuata uygun olduğunu beyanla hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini istediğini beyan etmiştir.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
"Davanın kısmen kabulü ile ;
1- Davacının 2012 yılı Şubat ayında kuruma bildirilen hizmet süreleri dışında 23 gün süre ile davalı işyerinde sigortalı olarak çalıştığının tespitine. Fazlaya ilişkin talebin reddine" karar verilmiştir.
B-BAM KARARI
"1-)Taraf vekillerinin Kayseri 1.İş Mahkemesi 17/09/2020 Tarih ve 2017/627 Esas - 2020/316 Karar sayılı kararına yönelik istinaf başvurularının, HMK' nin 353/1-b maddesinin (1) numaralı bendi uyarınca esastan reddine" karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacı vekili, davanın kabulü gerektiğini, verilen hükmün eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olduğunu beyanla, davaya konu kararın bozulmasını talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini beyanla, davaya konu kararın bozulmasını talep etmiştir.
Fer'i müdahil kurum vekili, verilen hükmün eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olduğunu beyanla, davaya konu kararın bozulmasını talep etmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
1) Hizmet tespitine ilişkin talebin yasal dayanağı 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun geçiş hükümlerini içeren Geçici 7. maddesi gereğince 506 sayılı Kanunun 79/10. ve 5510 sayılı Kanunun 86/9. maddeleri olup Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin bu tür davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip gerek görüldüğünde kendiliğinden araştırma yapılarak delil toplanabileceği açıktır.
Bu tür davalarda mahkemece yapılacak iş, davacıyla ilgili varsa tüm belge ve kayıtlar işverenden istenilmeli, çalışmanın gerçekleştiği ileri sürülen işyerinin Kurum nezdinde bulunan dosyası, işverence hazırlanması gerekli ücret ödeme bordroları, puantaj kayıtları ve diğer kayıtlar getirtilmeli, dönemsel sigorta primleri bordrosuyla veya aylık prim ve hizmet belgesiyle bildirimleri yapılan sigortalılar tanık sıfatıyla dinlenilmeli, Kurum müfettişlerince inceleme yapılıp yapılmadığı sorulmalı, inceleme yapılmışsa belgeler getirtilmeli, aynı çevrede faaliyet yürüten ve davacının çalışmasını bilebilecek durumda olan tarafsız nitelikte başka işverenler ve bordrolu çalışanlar yöntemince saptanarak tanık sıfatıyla dinlenilmeli, işçilik alacaklarına ilişkin dava dosyasının varlığı araştırılarak celbedilmeli ve işçilik hakları davasında dinlenen tanıkların anlatımları ile bu dosyada bilgi ve görgüsüne başvurulan tanıkların anlatımları karşılaştırılmalı, varsa çelişki giderilmeli, yargılama sürecinde dinlenen tanık anlatımlarının değerlendirilmesinde, iş yerinin kapsamı, kapasitesi ve niteliği nazara alınmalı, işin mevsimlik olduğu anlaşılırsa dönemleri belirlenmeli, bu dönemde davacı ile işveren arasındaki sözleşmenin askıda olduğu ve mevsimlik dönemlerde hak düşürücü sürenin işlemeyeceği gözönünde bulundurulmalı; böylelikle; çalışmanın varlığı, başlangıç ve bitiş tarihleri, mevsimlik mi, sürekli mi olduğu, yapılan işin kapsam ve niteliği de nazara alındığında kısmi çalışma mümkün olduğundan kısmi ve kesintili olup olmadığı yöntemince araştırılmalıdır.
Bu yasal düzenleme ve açıklamalar ışığı altında inceleme konusu dava değerlendirildiğinde, eldeki davada, 2009/3. ayından itibaren çalışmanın sona erdiği 2012 yılının 12. ayına kadar ayda 7 gün üzerinden davacının sigorta bildirimlerinin yapıldığı, bu tarihten önceki çalışmaların tam bildirildiği, davacı ile davalı işveren arasında 13.11.2008 ve 19.11.2008 tarihli iki adet kısmi süreli iş sözleşmesi imzalandığı, 13.11.2008 tarihli noter onaylı sözleşmede işe başlama tarihinin 14.11.2008 olduğu, aylık çalışma gün sayısının 14 gün, günlük çalışma saatinin ise 3,5 saat olduğunun belirtildiği ve sözleşmenin işveren temsilcisi ile davacı tarafından imzalandığı; 19.11.2008 tarihli sözleşmenin ise noter onayı olmaksızın taraflar arasında imzalandığı, sözleşmede işe başlama tarihinin 19.11.2008 olduğu, aylık çalışma gün sayısının ise diğer sözleşmeden farklı olarak 01.03.2009 tarihinden itibaren 7 gün olduğunun belirtildiği, 13.11.2008 tarihli noter onaylı sözleşmede ise bu yönde bir ibarenin yer almadığı, davacının 19.11.2008 tarihli sözleşmedeki imzanın kendisine ait olmadığını belirttiği, davacı vekilinin ise müvekkilinin okuma yazma bilmediğini iddia ettiği anlaşılmakla; davacının mukayeseye uygun imza örnekleri temin edilip, mahkeme huzurunda imza ve yazı örnekleri de alınarak bilirkişi marifetiyle imza incelemesi yaptırılmak suretiyle aidiyeti saptanarak ve iki sözleşme arasındaki çelişki giderilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
O hâlde, taraf ve fer'i müdahil kurum vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin taraf ve fer'i müdahil kurum vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1. maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden ilgililere iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 26.05.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.