Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2008/181 Esas 2008/216 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2008/181
Karar No: 2008/216

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2008/181 Esas 2008/216 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Taahhüdü ihlal eden bir borçlunun cezalandırılması ile ilgili olarak verilen mahkeme kararına yapılan itirazın süresinde olduğu ve adaletin yerine getirilmesi için dosyanın Yargıtay 16. Hukuk Dairesine gönderilmesi gerektiği belirtilmiştir. İtirazın süresinde olduğunun belirlenmesinde, hüküm tarihinden itibaren başlayan 7 günlük itiraz süresinin tatil günlerine rastlaması ve tebliğ sırasında hükümdeki yanıltıcı bilginin düzeltilmediği durumun etkili olduğu ifade edilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- İcra İflas Yasası'nın 5358 sayılı Kanunla değişik 340. maddesi
- İcra İflas Yasası'nın 5358 sayılı Kanunla değişik 353. maddesi
- Ceza Muhakemesi Yasası'nın 5271 sayılı Kanun'un 309. maddesi
Ceza Genel Kurulu         2008/181 E.  ,  2008/216 K.

    "İçtihat Metni"


    Kararı veren
    Yargıtay Dairesi : 16. Hukuk Dairesi
    Mahkemesi :Ağır Ceza
    Günü : 18.01.2008
    Sayısı : 2008/41 D.İş.


    Taahhüdü ihlal eylemi nedeniyle kabahatli ...’nun, İİY’nın 5358 sayılı Yasayla değişik 340. maddesi uyarınca 3 aya kadar tazyik hapsi ile cezalandırılmasına, aynı Yasanın 354. maddesi uyarınca şikayetçi tarafından şikayetinden vazgeçilmesi veya borcun ödenmesi halinde cezanın düşeceğinin takip borçlusuna ihtarına ilişkin Biga İcra Ceza Mahkemesince itiraz yasayolu açık olmak üzere verilen 07.11.2007 gün ve 1690-2012 sayılı karara yönelik itiraz, Çanakkale Ağır Ceza Mahkemesince 18.01.2008 gün ve 41 D.iş sayı ile red edilmiştir.
    Adalet Bakanlığınca Çanakkale Ağır Ceza Mahkemesinin 18.01.2008 gün ve 2008/41 değişik iş sayılı kararına karşı yasa yararına bozma isteminde bulunulması üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 16. Hukuk Dairesince 20.05.2008 gün ve 3689-3589 sayı ile;
    “07.11.2007 tarihli celsede sanığın yüzüne karşı verilip tefhimle geçerlilik kazanan ve hükmün esasını oluşturan kısa kararda, karara karşı yasa yolu belirlenirken kararın tebliğinden itibaren yedi günlük sürenin başlayacağının bildirilmiş olması karşısında, itiraz süresinin bu olaya özgü olarak kararın tebliğinden itibaren hesaplanması gerekecektir. Ancak 14.12.2007 tarihinde kararın borçluya tebliği üzerine 7 günlük itiraz süresi 21.12.2007 tarihi itibarıyla sona ermesine rağmen 24.12.2007 tarihinde Çanakkale Ağır Ceza Mahkemesine itirazda bulunulduğu anlaşılmakla itirazın reddine ilişkin kararda bir isabetsizlik bulunmamaktadır,” gerekçesiyle kanun yararına bozma isteminin reddine karar verilmiştir.
    Yargıtay C.Başsavcılığınca 08.07.2008 gün ve 65779 sayılı ile;
    İtiraz süresinin son gününün 21 Aralık 2007 Cuma gününe (Kurban Bayramının ikinci gününe) rastlaması, 22 ve 23 Aralık 2007 tarihlerinin ise hafta sonu tatili olması nedeniyle 24.12.2007 tarihinde yapılan itirazın süresinde olduğu gerekçeleriyle itiraz yasa yoluna başvurularak, Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin 20.05.2008 gün ve 3689–3589 sayılı kararının kaldırılmasına ve Adalet Bakanlığının yasa yararına bozma isteminin kabulü ile Çanakkale Ağır Ceza Mahkemesinin 18.01.2008 gün ve 2008/41 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMY’nın 309. maddesi uyarınca bozulmasına ve itiraz hakkında bir karar verilmesi için dosyanın mahalline gönderilmesine karar verilmesi isteminde bulunulmuştur.
    Dosya Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Yargıtay Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.


    TÜRK MİLLETİ ADINA
    CEZA GENEL KURULU KARARI
    Kabahatlinin taahhüdü ihlal eylemi nedeniyle İİY’nın 5358 sayılı Yasayla değişik 340. maddesi uyarınca 3 aya kadar tazyik hapsi ile cezalandırılmasına karar verilen somut olayda, Yargıtay Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, tazyik hapsine ilişkin karara yapılan itirazın süresinde bulunup bulunmadığının saptanmasına ilişkindir.
    Şikayetçi Atılım LPG Kimya Mak. San. ve Tic. Ltd. Şti. vekilince verilen 21.08.2007 havale tarihli dilekçede, borçlu aleyhine Biga İcra Müdürlüğünün 2006/669 sayılı dosyasında yapılan taahhütün yerine getirilmediği iddia edilerek borçlunun İİY’nın 340. maddesi uyarınca cezalandırılması isteminde bulunulmuştur.
    Biga İcra Ceza Mahkemesince 07.11.2007 gün ve 1690-2012 sayı ile; borçlunun, İİY’nın 5358 sayılı Yasayla değişik 340. maddesi uyarınca 3 aya kadar tazyik hapsi ile cezalandırılmasına, 5358 sayılı Yasa ile değişik İİY’nın 353. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içerisinde Çanakkale Ağır Ceza Mahkemesine itiraz edilebileceği şeklindeki bildirimle borçlu kabahatli ve şikâyetçi vekilinin yüzüne karşı karar verilmiş, yüze karşı verilen bu kararın 14.12.2007 tarihinde borçlu kabahatliye tebliğ edilmesi üzerine,
    Kabahatli tarafından 24.12.2007 tarihinde Çanakkale Ağır Ceza Mahkemesine itiraz edilmiş, anılan Mahkemece, 18.01.2008 gün ve 41 D.iş sayılı karar ile; hükmün 07.11.2007 tarihinde sanığın yüzüne karşı verildiği gerekçesiyle itiraz red edilmiştir.
    Adalet Bakanlığınca Çanakkale Ağır Ceza Mahkemesinin 18.01.2008 gün ve 2008/41 değişik iş sayılı kararına karşı; yasa yararına bozma isteminde bulunulması üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 16. Hukuk Dairesince de 20.05.2008 gün ve 3689-3589 sayılı karar ile, kabahatlinin yanıltılması nedeniyle itiraz süresinin tebliğle başlayacağının kabulüne karşın, 7 günlük itiraz süresinin 21.12.2007 tarihi itibarıyla sona erdiği, dolayısıyla 24.12.2007 tarihinde Çanakkale Ağır Ceza Mahkemesine yapılan itirazın süresinde bulunmadığı gerekçesiyle yasa yararına bozma isteminin reddine karar verilmiştir.
    İncelenen dosyada, kabahatlinin yüzüne karşı tefhim edilen hükümde başvuru süresi tefhimle başlamasına karşın, mahkemece tefhim ve tebliğ sözcüklerinin ihtiva ettikleri farklı anlamlar nazara alınmaksızın başvuru süresinin tebliğle başlayacağının kabahatliye bildirilmesi nedeniyle, bu yanılgılı bildirimden dolayı 7 günlük itiraz süresi ancak borçlu kabahatliye yapılacak tebliğde, itirazın tebliğle başlayacağına ilişkin açıklamalı davetiye üzerine başlayacaktır, somut olayda tebliğle başlatılan 7 günlük itiraz süresi son günün ve müteakip günlerin 2429 sayılı Yasa uyarınca Resmi Tatil sayılan Kurban Bayramına tesadüf etmesi nedeniyle 24.12.2007 tarihinde sona ermektedir, bu itibarla 24.12.2007 tarihinde yapılan itiraz yasal süresindedir, yine önemle vurgulanması gerekir ki somut olayda son ve müteakip günlerin tatil sayılan bir zaman dilimine rastlaması nedeniyle 24.12.2007 tarihinde yapılan itirazda bir hak kaybı doğmamakta ise de, son günler tatile tesadüf etmemiş olsa dahi, 14.12.2007 tarihinde yapılan tebliğde, önceki yanılgılı bildirimi ortadan kaldıracak şekilde, sürenin tebliğle başlayacağına ilişkin bir açıklamaya yer verilmemiş olması nedeniyle, son gün tatile tesadüf etmemiş olsa dahi itirazın yine süresinde yapılmış sayılması zorunluluğu bulunmaktadır.
    Bu itibarla Yargıtay C.Başsavcılığının itirazının kabulü ile Özel Daire kararının kaldırılmasına, dosyanın yasa yararına bozma istemi hakkında bir karar verilmek üzere Yargıtay 16. Hukuk Dairesine gönderilmesine karar verilmelidir.
    SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle,
    1-Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının bu değişik gerekçe ile KABULÜNE,
    2-Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin 20.05.2008 gün ve 3689-3589 sayılı kararının KALDIRILMASINA,
    3- Dosyanın yasa yararına bozma istemi hakkında bir karar verilmek üzere Yargıtay 16. Hukuk Dairesine gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 14.10.2008 günü yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara