Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/1536 Esas 2022/8146 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/1536
Karar No: 2022/8146
Karar Tarihi: 30.05.2022

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/1536 Esas 2022/8146 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2022/1536 E.  ,  2022/8146 K.

    "İçtihat Metni"

    Bölge Adliye
    Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
    İlk Derece
    Mahkemesi : Develi 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi

    Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir
    İlk Derece Mahkemesince, davanın kabulüne dair verilen karara karşı, davalı ve feri müdahil Kurum vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince davalı ve feri müdahil Kurum vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı ve Feri Müdahil Kurum vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu. Temyiz konusu hükme ilişkin dava, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3. maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 438. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hâllerden hiçbirine uymadığından, temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

    I-İSTEM:
    Davacı, davalı işveren nezdinde yorgan bölümünde çalıştığını, her sene kış aylarında bir buçuk, bazen iki ay olmak üzere çalışmaya ara verdiklerini belirterek, Kuruma bildirilmeyen 01/06/1992-31/01/2011 tarihleri arasındaki hizmetlerinin tespitini istemiştir.
    II-CEVAP:
    Davalı şirket vekili, davanın reddini istemiştir.
    Feri müdahil Kurum vekili, davanın reddini istemiştir.
    III-MAHKEME KARARI:
    A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
    Mahkemece, davanın kabulü ile; davacının davalı işyerinde SGK'ya bildirilen çalışmaları hariç ve icrada tekerrür olmamak üzere 01/06/1992-31/01/2011 tarihleri arasında 16 Mart-31 Aralık tarihleri arasında tam süreli olarak çalışması olduğunun tespitine karar verilmiştir.

    B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
    Bölge Adliye Mahkemesi, feri müdahil Kurum vekilinin ve davalı ... ve Tekstil AŞ vekilinin istinaf isteminin 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar vermiştir.
    IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
    Davalı şirket vekili, davanın hak düşürücü sürenin dolmuş olması sebebiyle reddedilmesi gerektiğini, davacının davalı işyerinde kesintili çalıştığını, davacının davasının reddi gerekirken kabule yönelik Yerel Mahkeme kararı hatalı bulunduğunu belirterek temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
    Feri müdahil Kurum vekili, davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını, eksik inceleme ve araştırma neticesinde karar verildiğini belirterek temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
    V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
    Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 79/10./5510 sk 86 maddesi olup anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin bu tür davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip gerek görüldüğünde kendiliğinden araştırma yapılarak delil toplanabileceği açıktır.
    Hizmet tespiti davalarının amacı, hizmetlerin karşılığı olan sosyal güvenlik haklarının korunmasıdır. Hizmet akdine dayalı çalışma olgusunun ispatında delil sınırlandırması yoksa da davacının Kurum sicil dosyası, işyeri özlük dosyası temin edilip işyerinin Kanunun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlendikten sonra iddia edilen çalışmanın başlangıç ve bitiş tarihleri, hangi işyerinde ne iş yapıldığı, işyerinin kapsam, kapasite ve niteliği, prime esas kazanca tabi ücretin ne olduğu, çalışmanın sürekli, kesintili, mevsimlik olup olmadığı eksiksiz bir şekilde açıklığa kavuşturulmalıdır.
    Taraf tanıklarının sözleri değerlendirilirken bunların inandırıcılığı üzerinde durulmalı, verdikleri bilgilere nasıl vakıf oldukları, işveren ve işçiyle, işyeriyle ilişkileri, bazen uzun yılları kapsayan bilgilerin insan hafızasında yıllarca eksiksiz nasıl taşınabileceği düşünülmeli ve tanıklar buna göre dinlenilmeli, re’sen araştırma kapsamında sadece taraf tanıkları ile yetinilmeyip mümkün oldukça işyerinin müdür, amir, şef, ustabaşı ve postabaşı gibi görevlileri ve o işyerinde çalışan öteki kişiler ile o işyerine komşu ve yakın işyerlerinde bu yeri bilen ve tanıyanlar dahi dinlenerek tanık beyanlarının sağlığı denetlenmeli ve çalışma olgusu böylece hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde belirlenmelidir.
    Öte yandan 506 sayılı Kanunun 4. maddesinde; “sigortalıları çalıştıran gerçek ve tüzel kişiler” işveren olarak tanımlanmıştır. “Çalıştıran” olgusu, tespiti istenen sürelere ilişkin hizmet akdinin tarafı konumunda olan ve hizmet akdini düzenleyen “işvereni” ifade etmektedir. Hizmet tespitine yönelik davalarda, çalışma ilişkisinin nitelik ve süresinin belirlenmesinde, bu yöndeki işyeri bilgi ve belgelerine ulaşılmada, kısacası, davanın sübutu ve verilen kararın infazı açısından, işverenin kim olduğunun bilinmesinde yasal zorunluluk vardır. Bu nedenle, sigortalının taraf olduğu hizmet akdinin hangi işverenler tarafından düzenlenmiş olduğu tespit edilip, hizmet tespitine yönelik davanın, anılan Yasa'nın 79/10. maddesine göre, sigortalıyı fiilen çalıştıran işverenlere yöneltilmesi gerekir.
    Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 44225 sicil sayılı işyerinden 01/12/2009 tarihinden itibaren 2009/12.ayında 10 gün; 2010/1.ayında 5 gün olmak üzere bildirimleri bulunduğu, davalı tarafından sunulan şahsi sicil dosyasında, işten ayrılma (istifa) dilekçesi ile ücretsiz izin kullanmak istendiğine dair imzalı dilekçe bulunduğu, bir kısım bordro tanıklarının dinlendiği anlaşılmaktadır.
    Davacı, davalı şirkette her sene kış aylarında bir buçuk, bazen iki ay olmak üzere çalışmaya ara verdiklerini belirterek, 01/06/1992-31/01/2011 tarihleri arasındaki çalışmalarının tespitini istemiş, Mahkemece, davacının davalılara ait işyerinde kuruma bildirilen günler haricinde 01/06/1992-31/01/2011 tarihleri arasında 16 Mart-31 Aralık tarihleri arasında tam süreli olarak çalıştığı kabul edilerek hüküm kurulmuşsa da, yapılan araştırma ve inceleme yetersiz olup, hüküm kurmaya elverişli değildir.
    Mahkemece, hizmet akdinin oluşabilmesi için işyerinin varlığı öncelikli koşul olduğundan, 44225 sicil sayılı işyerinin hangi tarihte yasa kapsamına alındığı ve talep konusu dönemde müfettiş raporları olup olmadığı araştırılmalı, işveren tarafından ibraz edilen davacının imzası bulunan belgelerin bulunması karşısında davacı isticvap olunarak davacıya bu belgelere karşı diyecekleri sorulmalı, imza inkarı halinde yöntemince imza incelemesi yapılmalı, uzun süreyi kapsayan tespit davasında bordro tanıklarının kayıtlı çalışma dönemlerinin mahkemece tespitine karar verilen sürenin tamamını kapsamadığı, Mahkemece çalışma iddiasının ispatı bakımından, tespite karar verilen sürede kayıtlı çalışması bulunan yeteri kadar bordro tanığı tespit edilerek dinlenilmeli, dinlenen tanıkların hizmet cetvelleri davalı kurumdan istenmeli, aynı işyerinde çalışan ve davalı işverene karşı aynı şekilde dava açan davacıların hizmetlerinin neden uzun süre eksik ve/veya hiç bildirildiği üzerinde durulmalı, çalışma süresi her türlü şüpheden uzak somut şekilde belirlenerek hüküm kurulmalıdır.
    Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın, eksik inceleme ve araştırmayla ... şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davalı ve feri müdahil Kurum vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi kararının HMK'nın 373/1. Maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 30/05/2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara