Esas No: 2022/5587
Karar No: 2022/8111
Karar Tarihi: 30.05.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/5587 Esas 2022/8111 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2022/5587 E. , 2022/8111 K.Özet:
Davacı, çalıştığı dönem boyunca sigortasız çalıştırıldığını iddia ederek hizmet tespiti davası açtı. İlk derece mahkemesi, davacının 16 yıl 5 ay boyunca davalı işyerinde çalıştığını tespit etti. Ancak, temyiz kanun yoluna başvuran davalı kurum vekili, davacının çalışma tarihlerine dair yeterli kanıt bulunmadığını ve davanın hak düşürücü süre içinde açılmadığını iddia etti. Yargıtay kararı, hizmet akdini daha eskiye götüren her türlü şüpheden uzak somut delil bulunmadığına işaret ederek, davacının işe başlama tarihini 1994 yılına çekti. Mahkemece davacının çalıştığına dair başkaca deliller varsa toplanmalı, yok ise 01.01.1994 tarihinden itibaren çalışmaya başladığı kabul edilerek karar verilmelidir. Bu nedenle, ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararı kaldırılarak, ilk derece mahkemesi kararı bozuldu. Kanun Maddeleri: 506 sayılı Kanunun 79/10. ve 5510 sayılı Kanun’un m. 86/9. maddesi.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
İlk Derece Mahkemesi : ... 41. İş Mahkemesi
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalıların vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf istemlerinin esastan reddine karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının Turan Emeksiz Sok. No: 6 GOP/... adresinde bulunan davalı ... Büyükelçiliğinde ilk olarak Haziran 1990 tarihinde makam şoförü olarak işe başladığını, davalının davacıya sigortasını yaptıracağını söylemesine rağmen yıllarca sigortasını yaptırmadığını, bu şekilde Kasım 2006 tarihine kadar sigortasız çalıştırdığını, bizzat büyükelçi tarafından imzalanan belgede davacının 1990 tarihinden beri özel makam şoförü olarak çalıştığının bildirildiğini ve davacıya görevi ile ilgili hüviyet verildiğini, davacının şoför olarak işe başlamış ise de banka işleri Büyükelçilik adına Metro Grosmarketten alışveriş yapma işi, makam araçlarının bakım temizlik vs. birçok iş yaptığını, dilekçe ekinde sunulan belgelerden davacıya banka ve marketlerde yetkili olduğunu belirten yazıların davacının çalışmasını kanıtladığını, davalının davacıyı dava açmaması halinde kıdem tazminatının ödeneceği yönünde tehdit ettiğini, şantajla davacının ... 25. Noterliği’nin 27.02.2014 tarih ve 06215 yevmiye nolu ibraname alındığını, ibranamede davacının Ocak 1994 tarihinden 02.01.2014 tarihine kadar çalıştığının yazılı olduğunu, yine davacı ve bir kısım çalışanların çalışma şartları ve ücretleri ile ilgili olarak davalı elçiliğe hitaben 09.05.2006 tarihli dilekçe verdiklerini, davalının herhangi bir yükümlülük altına girmemek için davalıdan taahhüt almak istediğini ancak davacının anılan belgeyi imzalamadığını, davalı tarafından verilen 04.07.2006 tarihli belgede davacının çalıştığının ve ücretinin yazılı olduğunu, davalının çalışanların sigortasını yaptırmama ve haklarını ödememe konusunun gazetelere konu olduğunu, davacının da 07.06.2006 tarihli Radikal gazetesinde 16 yıldır sigortasız çalıştırıldığına dair beyanının olduğunu, dilekçe ekinde davacının Haziran 1990 – 02.01.2014 tarihleri arasında davalı işyerinde çekilmiş fotoğraflarını sunduklarını, davacının haksız olarak işine son verildiğini, oysa görevindeki başarısı nedeniyle 28.07.2005 tarihli resmi belge ile onurlandırıldığını, davacının emeklilik için SGK’na başvurduğunu ancak sonucun olumsuz olduğunu, davalı işyerindeki bir kısım çalışmalarının dikkate alınmadığını, sigortasız dönem ile ilgili davalıya karşı alacak davası da açılacağını beyanla, davacının davalı işyerinde Haziran 1990 – Kasım 2006 tarihleri arasında çalıştığının tesbitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II- CEVAP
Davalı kurum vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının çalıştığını iddia ettiği yıllara ait işyeri kayıtları ve ücret bordrolarının celbi gerektiğini, hak düşürücü süre itirazında bulunduklarını, çalışma olgusunun yazılı delillerle ispatı gerektiğini, Kurumun dava açılmasına sebebiyet vermediğini belirterek davanın reddini istemiştir.
III- MAHKEME KARARI
A- İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
“Davacının davalıya ait 1113433.06 sicil sayılı işyerinde 01.06.1990-31.10.2006 arası 16 yıl 5 ay (5910 gün) çalıştığının tespitine” karar verilmiştir.
B- BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
“Davalı Kurum ve davalı Büyükelçilik vekillerinin istinaf başvurularının HMK'nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine” karar verilmiştir.
TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ
Davalı Kurum vekili, davanın 5 yıllık hak düşürücü süreden sonra açıldığı, kabule yeterli delil bulunmadığı, kurumun feri müdahil olması ve yargılama giderlerinden sorumlu tutulmaması gerektiği gerekçeleriyle kararın bozulmasını talep etmiştir.
IV- İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME
Dava, 506 sayılı Kanunun 79/10. ve 5510 sayılı Kanun’un m. 86/9. maddesi uyarınca açılmış hizmet tespiti davasıdır. Maddeye göre, “Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları nazara alınır.”
Hizmet akdi ile bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılanların hizmetlerin tespitine ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkindir. Bu nedenle özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu çerçevede hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyerek, gerekli araştırmaların re'sen yapılması ve kanıtların toplanması gerektiği göz önünde bulundurulmalıdır.
Eldeki davada; her ne kadar davacının 01.06.1990 tarihinden itibaren davalı büyükelçilikte çalışmaya başladığı kabul edilmişse de resmi belge niteliğindeki noter evrakında Ocak 1994’ten itibaren çalıştığını ve işvereni ibra ettiğini beyan ettiğinin anlaşılması karşısında, hizmet akdini daha eskiye götüren her türlü şüpheden uzak somut delil bulunmadığı anlaşılmakla işe başlama tarihinin 1990 yılına götürülmesi isabetsizdir.
Mahkemece davacının çalıştığına dair başkaca deliller varsa toplanmalı, yok ise 01.01.1994 tarihinden itibaren çalışmaya başladığı kabul edilerek karar verilmelidir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek, eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf isteminin esastan reddine dair kararı kaldırılarak ilk derece mahkemesince verilen karar bozulmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak, ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, karardan bir örneğin Bölge Adliye Mahkemesine, dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 30.05.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.