Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2021/13053 Esas 2022/8155 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/13053
Karar No: 2022/8155
Karar Tarihi: 30.05.2022

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2021/13053 Esas 2022/8155 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Nevşehir 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi'nde açılan bir dava sonucu, davacının yaşlılık aylığı bağlanmasına hak kazandığı ve Kurum işleminin iptal edilmesine karar verilmiştir. Ancak, Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi, davalı Kurum vekilinin temyiz başvurusunu kabul ederek, Kurum işleminin doğru olduğu sonucuna varmış ve İlk Derece Mahkemesi'nin kararını bozmuştur. Kararda, Türk vatandaşlarının yurtdışında geçirdikleri hizmetlerin borçlandırılarak Türkiye'de sosyal güvenlik mevzuatında geçmiş hizmet gibi değerlendirilmesi hakkındaki 3201 sayılı Kanunun 5. maddesi ayrıntılı bir şekilde açıklanmıştır.
10. Hukuk Dairesi         2021/13053 E.  ,  2022/8155 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
    İlk DereceMahkemesi : Nevşehir 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi


    Dava, yaşlılık aylığı bağlanmasına hak kazandığının tespiti, aksine Kurum işleminin iptali istemine ilişkindir
    İlk Derece Mahkemesince, davanın kabulüne dair verilen karara karşı, davalı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi kararının davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    I-İSTEM:
    Davacı vekili; davacının 03.07.2006-04.03.2007 tarihleri arasında Hollanda ülkesinde çalıştığı süre ile yurtdışında bulunduğu 22.12.1989 - 02.07.2006 tarihleri arasındaki ev kadınlığı süresini borçlandığını, borçlanma ile birlikte ilk sigortalılık başlangıç tarihinin 26.10.1991 tarihi olacağı ve bu tarihe göre de yaşlılık aylığı bağlanmasına hak kazandığının tespiti, aksine Kurum işleminin iptalini istemiştir.
    II-CEVAP:
    Davalı Kurum vekili, davanın reddini istemiştir.
    III-MAHKEME KARARI:
    A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
    Mahkemece, davanın kabulü ile, davacının, 23.12.2019 tarihli talebine istinaden takip eden aybaşı olan 01.01.2020 tarihi itibarıyla aylık bağlanmasına, aksine kurum işleminin iptaline karar verilmiştir.
    B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
    Bölge Adliye Mahkemesi, davalı Kurum vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b maddesinin (1) numaralı alt bendi uyarınca esastan reddine karar vermiştir.
    IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
    Davalı Kurum vekili, mevzuatı uygulayan kurumun işlemi hatalı olmayıp haksız açılmış olan davanın reddi gerekirken yerel mahkemece kabulü yönünde karar verilmiş olması hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu belirterek temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
    V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
    Türk vatandaşlarının yurtdışında geçen hizmetlerinin borçlandırılarak, ülkemiz sosyal güvenlik mevzuatında malullük, yaşlılık ve ölüm hallerinde Türkiye’de geçmiş hizmet gibi değerlendirilmesini sağlamak amacıyla kabul edilen 3201 sayılı Kanunun 5. maddesi; “Madde 5 – (Değişik birinci fıkra: 17/4/2008-5754/79 md.) Yurt dışındaki sigortalılık sürelerinin tespitinde, bunu belirten ve istek sahibinin ibraz edeceği ispatlayıcı belgelerde kayıtlı bulunan tarihler arasındaki son tarihten geriye doğru olmak üzere gün sayıları esas alınır, bu tespitte 1 yıl 360 gün, 1 ay 30 gün hesaplanır.
    Sosyal güvenlik kanunlarına tabi hizmetleri olanların, borçlandıkları gün sayısı, prim ödeme gün sayıları ile ilgili hizmetlerine katılır. Sigortalılığın başlangıç tarihinden önceki süreler borçlanılmış ise, sigortalılığın başlangıç tarihi, borçlanılan gün sayısı kadar geriye götürülür. Sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi hizmeti bulunmayan istek sahiplerinin sigortalılıklarının başlangıç tarihi, borçlarını tamamen ödedikleri tarihten borçlanılan gün sayısı kadar geriye götürülen tarihtir.
    (Ek fıkra: 17/4/2008-5754/79 md.) (Değişik fıkra:17/7/2019-7186/10 md.)Yurt dışı hizmet borçlanmasına ait süreler 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında geçmiş sigortalılık süresi olarak kabul edilir.
    (Ek fıkra: 17/4/2008-5754/79 md.) Sosyal güvenlik sözleşmesi yapılmış ülkelerdeki hizmetlerini, bu Kanuna göre borçlananların, sözleşme yapılan ülkede ilk defa çalışmaya başladıkları tarih, ilk işe giriş tarihi olarak dikkate alınmaz.(Ek cümle: 10/9/2014-6552/29 md.) Ancak, uluslararası sosyal güvenlik sözleşmelerinde Türk sigortasına girişinden önce âkit ülke sigortasına girdiği tarihin Türk sigortasına girdiği tarih olarak kabul edileceğine ilişkin özel hüküm bulunan ülkelerdeki sigortalılık sürelerini borçlananların âkit ülkede ilk defa çalışmaya başladıkları tarih, ilk işe giriş tarihi olarak kabul edilir.
    (Ek fıkra:17/7/2019-7186/10 md.) Türkiye’deki sigortalılığın başlangıç tarihinden önceki sürelerin borçlandırılması hâlinde bu süreler 5510 sayılı Kanunun 41 inci maddesinde yer alan hükümler esas alınarak Türkiye’deki sigortalılık başlangıç tarihinden, Türkiye’de sigortalılık yok ise borçlanma tutarının tamamen ödendiği tarihten geriye götürülen sürelere ait ilgili aylara mal edilir.” düzenlemesini içerir.
    Yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde, davacının sigorta başlangıç tarihinin 3201 sayılı Kanunun 5'inci maddesine göre, Türkiye'de ilk defa 24.8.2016 tarihinde çalışmaya başladığından bu tarihten önceki borçlanılan süre kadar (5530 gün) kadar geriye gidilmek suretiyle 14.4.2001 olarak tespit edilmesine ve davacının 23..12.2019 tarihli tahsis istemininin reddine yönelik Kurum işlemi doğru olduğundan, Mahkemece, davanın reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi kararının HMK'nın 373/1. Maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 30.05.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.







    Hemen Ara