Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/4431 Esas 2022/8101 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/4431
Karar No: 2022/8101
Karar Tarihi: 30.05.2022

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/4431 Esas 2022/8101 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

İş Mahkemesi'nde görülen hizmet tespiti davasında, bozma kararı verilerek davanın reddine karar verilmiştir. Ancak davacı vekilinin temyizi üzerine yapılan incelemede, davacının kısmi süreli olarak çalıştığı ve işe başlama tarihlerinin net olmadığı anlaşılmıştır. Bu nedenle, daha detaylı bir araştırma yapılması gerektiği belirtilerek kararın bozulması kararlaştırılmıştır. Davanın yasal dayanağı, 506 sayılı Kanun'un 79/10 ve 5510 sayılı Kanun'un 86/9. maddeleri ile 5510 sayılı Kanun'un Geçici 7. maddesidir. Bu maddeler, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davaların kamu düzeni ile ilgili olduğunu ve özel bir duyarlılıkla yürütülmesi gerektiğini belirtmektedir. Ayrıca, insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için delillerin tam olarak toplanması gerektiği vurgulanmaktadır.
10. Hukuk Dairesi         2022/4431 E.  ,  2022/8101 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :İş Mahkemesi




    Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece, (kapatılan) 21. Hukuk Dairesinin bozma ilâmına uyularak davanın reddine karar verilmiştir.
    Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    Davanın yasal dayanağı, 5510 sayılı Yasanın Geçici 7. maddesi atfı ile 506 sayılı Kanun’un 79/10 ve 5510 sayılı Kanun’un 86/9. maddeleridir. Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin bu tür davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip gerek görüldüğünde kendiliğinden araştırma yapılarak delil toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.
    Dosyadaki kayıt ve belgelerin incelenmesinde; 02.01.1960 doğumlu davacının hizmet döküm cetveline göre; 01.04.1999-30.05.1999 tarihleri arasında davalı işverenliğe ait 1022278 sicil sayılı dosyada işlem gören iş yerinden, 20.07.1999-13.09.1999 tarihleri arasında yine davalı işverenliğe ait 1034347 sicil sayılı iş yerinden ve 17.11.2001-25.04.2002 tarihleri arasında 1034346 sicil sayılı davalı işyerinden kısmi süreli olarak toplamda 510 gün sigortalı bildiriminin yapıldığı, davalı işverenlikte 01.07.1998, 01.04.1999, 20.07.1999 ve 17.11.2001 tarihlerinde işe başladığına ilişkin işe giriş bildirgelerinin mevcut olduğu, anılan bildirgelerdeki imzanın davacıya aidiyetinin tespitine ilişkin alınan bilirkişi raporunda, davacıya ait olmadığının tespit edildiği, dosya kapsamında dinlenen bir kısım bordro ile davalı tanıklarının ifadelerinde davacının çalışmalarının kesintili olduğu, inşaatlarda yalnızca boya işi olduğu zamanlarda çağrıldığının ifade edildiği, Davacının 01.01.1998- 31.12.2003 tarihleri arasında davalı işverenlikte kesintisiz çalışmalarının tespitini talep ettiği eldeki davada, Mahkemece bozma sonrası kararında, davacının davalı işverenlikte bildirilen süreler kapsamında kesintili ve aralıklı çalıştığı kabul edilerek, talebe konu dönemde kesintisiz çalıştığı yönündeki iddiasını ispatlayamayadığından davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır
    Yukarıda belirtilen yasal mevzuat uyarınca; davacının çalışmalarına yönelik bozma ilamı doğrultusunda tüm süreyi kapsar şekilde tanık dinlenilmiş ise de; dinlenilen tanıkların da davalı iş yerinden yapılan bildirimlerinin de kısmi süreli olduğunun anlaşılmasına göre, özellikle 01.07.1998-01.04.1999 tarihleri arasında davalıya ait işyerinde çalışmaları kayda geçmiş bordro tanıkları dinlenilmeli, davacının hangi tarihte işe başladığı hususu açıkça sorulmalı, yapılan işin kapsam ve niteliği nazara alındığında, kısmi çalışma mümkün olduğundan, çalışmanın kısmi ve kesintili olup olmadığı yöntemince araştırılmalı, tüm deliller toplandıktan elde edilecek sonuca göre karar verilmelidir.
    Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek eksik araştırma ve inceleme sonucu yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve eksik araştırma sonucu oluşturulan hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 30.05.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.








    Hemen Ara