Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2021/5720 Esas 2022/8171 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/5720
Karar No: 2022/8171
Karar Tarihi: 31.05.2022

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2021/5720 Esas 2022/8171 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

İş kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olan davada, ilk derece mahkemesi davanın kabulüne karar vermiştir. Ancak davalı tarafın temyiz başvurusu sonucunda, Kapatılan 21. Hukuk Dairesi'nin bozma ilamına uyulduğu ve sürekli iş göremezlik oranı kesinleştirildikten sonra dosyanın hesap bilirkişisine gönderildiği ortaya çıkmıştır. Davacının 04/02/2021 tarihinde yaptığı ıslah sonucunda, davanın kabul edilmesiyle 18.023,47 TL maddi tazminatın 10.000,00 TL'sine haksız fiilin gerçekleştiği tarihten, bakiye 8.023,47 TL'sine ise ıslah tarihi olan 04/02/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Ancak davalı taraf zamanaşımı def‘i ileri sürdüğü halde, bu hususlar hakkında bir değerlendirme yapılmaksızın davanın esası hakkında yazılı şekilde karar verilmiştir. Bu durum, hükümde usul ve yasaya aykırılık oluşturmaktadır. İlgili kanun maddeleri: Zamanaşımı, alacak hakkının belli bir süre kullanılmaması yüzünden dava edilebilme niteliğinden yoksun kalabilmesini ifade eder. (Madde 115 Hukuk Muhakemeleri Kanunu) Zamanaşımı savunması bir defi olup, ileri sürüldüğünde, şartları gerçekleşmişse hakkın dava edilebilme niteliği ortadan kalkacağından, artık mahkemenin işin esasına girip onu incelemesi mümkün değildir. (İçtihadı Birleştirme Kararı 15/70)
10. Hukuk Dairesi         2021/5720 E.  ,  2022/8171 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi


    Dava, İş kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesi bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, davanın kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    Dava, 26/11/2007 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
    Mahkemece, Kapatılan 21. Hukuk Dairesi'nin Bozma ilamı öncesinde, 6.850,33 TL maddi tazminat ile 1.708,77 TL tedavi masrafı olmak üzere toplam 8.559,10 TL nin 26/11/2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, 2.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verildiği, hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi sonucunda; Kapatılan 21. Hukuk Dairesi'nin 08/05/2014 tarihli, 2014/1954 esas ve 2014/10122 karar karar sayılı bozma ilamı ile mahkemece verilen bahse konu kararın “ .. prosedür izlenerek, maluliyet oranının tespiti ve belirlenen oran üzerinden davacıya SGK'nce gelir bağlanmasından sonra, Kurumca bağlanan gelirlerin ilk peşin değerinin rücu edilebilecek kısmının hesaplanarak, bilirkişi raporunda bu verilerle belirlenecek zarar tutarından indirilmesi gerektiği, kabul şekline göre de, davacı tarafından yapılan sağlık harcamalarının, davalı işverenden tahsiline karar verilmesinin hatalı olduğu ” şeklinde belirtilerek bozulduğu; akabinde Yerel Mahkemece Dairenin Bozma İlamına uyulduğu, sürekli iş göremezlik oranı kesinleştirildikten sonra dosyanın hesap bilirkişisine gönderildiği, hesap raporunda belirlenen maddi tazminat alacağından bakiye talebi için davacının 04/02/2021 tarihinde ıslah yolu ile talebini artırdığı, mahkemece davanın kabulü ile 18.023,47 TL maddi tazminatın 10.000,00 TL'sine haksız fiilin gerçekleştiği 26/11/2007 tarihten, bakiye 8.023,47 TL'sine ıslah tarihi olan 04/02/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, manevi tazminat yönünden bir bozma söz konusu olmadığından bu hususta tekrar karar verilmesine yer olmadığına, karar verildiği anlaşılmıştır.
    Dosya kapsamından, kaza tarihinin 26/11/2007, ıslah tarihinin 04/02/2021 olduğu, davalı tarafın ıslaha karşı zamanaşımı def‘i ileri sürdüğü, buna karşılık mahkeme gerekçesinde bu konuda bir değerlendirme yapılmadığı anlaşılmaktadır.
    Zamanaşımı, alacak hakkının belli bir süre kullanılmaması yüzünden dava edilebilme niteliğinden yoksun kalabilmesini ifade eder. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere zamanaşımı, alacak hakkını sona erdirmeyip sadece onu “eksik bir borç” haline dönüştürür. Bu itibarla zamanaşımı savunması bir defi olup, ileri sürüldüğünde, şartları gerçekleşmişse hakkın dava edilebilme niteliği ortadan kalkacağından, artık mahkemenin işin esasına girip onu incelemesi mümkün değildir. 11.01.1940 tarihli 15/70 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı'nda aynı husus "zamanaşımı defi davanın esası hakkında her türlü muameleye manidir. Bu sorun halledilmeden davanın esası incelenemez." şeklinde ifade edilmiştir.
    Yukarıda açıklanan nedenlerle, somut olayda davalı tarafın ıslaha karşı zamanaşımı def‘i ileri sürdüğü gözden kaçırılarak, bu hususlar hakkında bir değerlendirme yapılmaksızın davanın esası hakkında yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur.
    Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, bozmanın niteliğine göre tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 31/05/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Hemen Ara