Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/5244 Esas 2022/8165 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/5244
Karar No: 2022/8165
Karar Tarihi: 31.05.2022

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/5244 Esas 2022/8165 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2022/5244 E.  ,  2022/8165 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
    İlk Derece Mahkemesi : Malatya 1. İş Mahkemesi


    Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    I-İSTEM
    Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin dava dışı ...Komisyonculuk Gıda Turz. Tic. San. Ltd. Şti. işçisi olarak davalı firmanın marketlerinde manav reyonu bölümünde 14/07/2013 tarihi itibarı ile çalışmaya başladığını, alt iş veren şirketin manav reyonunu bırakınca 12/09/2015 tarihinde müvekkilinin resmi çıkışının verildiğini, ancak müvekkilinin fiilen davalı bünyesinde çalışmaya devam ettiğini, 02/11/2016 tarihine kadar davalı işçisi olarak sigortasız çalışan müvekkilinin bu tarih itibarı ile İşkur kapsamında çalışmasının gösterildiğini ve 23/01/2016 tarihinde iş akdine son verildiği tarihe kadar çalışmasının devam ettiğini belirterek 12/09/2015-02/11/2016 tarihleri arasında davacının sigortasız çalışmalarının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
    II-CEVAP
    Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yasal süresinde açılmadığından öncelikle hak düşürücü süre yönünden reddi gerektiğini, davanın müvekkili şirkete yönlendirilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ve husumet yönünden reddi gerektiğini, dosya içerisinde bulunan "Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğü'ne" başlıklı belgede davacının kendi imzasının bulunduğunu, bu belgeye göre davacının program başlamadan önceki 3 ay içerisinde müvekkili şirkette kayıtlı veya kayıt dışı çalışmadığını, son 6 ay içerisinde de herhangi bir iş yerinde bir gün dahi çalışmadığını bildirdiğini, davacının müvekkili şirkette proje kapsamında işe başlama tarihinin 02/11/2015 olup iddia edilen 12/09/2015 tarihinde müvekkili şirkette çalışmasının mümkün olmadığını, davacının müvekkili şirkete dilekçe ile başvurarak 23/01/2016 tarihinden itibaren işten ayrılmak istediğini bildirdiğini ve işten ayrıldığını, müvekkili iş verenin ise 26/01/2016 tarihinde İşkur müdürlüğüne davacının isteği ile projeden ayrıldığını bildirdiğini, davacının müvekkili işyerinde çalıştığı döneme ilişkin herhangi bir eksik bildiriminin bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Fer'i müdahil Kurum vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının ... sicil numaralı dava dışı ...şirketinde 14.07.2013-12.09.2015 tarihleri arası sigortalı çalışmaları olduğunu, akabinde 23.02.2016 tarihinde ... sicil numaralı (dava dışı) işyerinde sigortalı çalışmaya başladığını, davacının tüm çalışmalarının işveren tarafından Kuruma bildirildiğini, sigortalılığın oluşumu yönünden çalışma olgusunun varlığının zorunlu olduğunu, eylemli veya gerçek biçimde çalışmanın varlığı saptanmadıkça hizmet akdine dayanılarak dahi sigortalılıktan söz edilemeyeceğini, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    III-MAHKEME KARARI
    A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
    İlk Derece Mahkemesi, yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacı vekilinin dava dilekçesinde 12/09/2015-02/11/2016 tarihleri arasında müvekkilinin davalı iş yerinde çalıştığını iddia ettiği, taraf tanıklarının ve resen seçilen bordro tanıkları ile komşu iş yeri tanıklarının beyanlarının dosyamız arasına alındığı, dinlenen tanıkların davacının hangi tarihler arasında davalı iş yerinde çalıştığını bilmediklerini beyan ettikleri, davacının sigorta sicil dosyasının incelenmesinde ... sicil numaralı dava dışı ...şirketinde 14/07/2013-12/09/2015 tarihleri arasında sigortalı çalışmasının olduğu , akabinde 23/02/2016 tarihinde ... sicil numaralı iş yerinde sigortalı çalışmaya başladığının anlaşıldığı, davacının çalışmasına ilişkin tüm günlerin iş veren tarafından kuruma bildirildiği, davacı vekili tarafından fiilen çalışmaya devam edildiği iddia edilmiş ise de; 506 sayılı kanun uyarınca sigortalılığın oluşumu yönünden çalışma olgusunun varlığı zorunlu olup eylemli veya gerçek biçimde çalışmanın varlığı saptanmadıkça hizmet akdine dayanılarak dahi sigortalılıktan söz edilemez. Fiili veya gerçek çalışmayı ortaya koyacak belgeler ise işe giriş bildirgesi ile birlikte sigortalının gün sayısının kazanç durumunu çalışma tarihleri ile birlikte ortaya koyan aylık sigorta gün bilgileri ve prim bordroları gibi kuruma verilmesi zorunlu olan belgelerdir. Dosya kapsamında toplanan delillerden davacının kuruma bildirilen süreler dışında dava dilekçesinde talep ettiği günlere ilişkin fiili çalışması ispatlanamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
    B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI:
    Davacı vekilinin, Malatya 1. İş Mahkemesi'nin 2016/602 Esas, 2018/331 Karar sayılı ilamına yönelik istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine, karar verilmiştir.
    IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
    Davacı vekili, işçinin aynı işyerinde kısa sürelerle giriş çıkış yapmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, dinlenen tanıkların davacının çalıştığını beyan ettiklerini, hizmet tespitine yönelik olarak yargı yoluna taşınan sigortalı hizmetlerin kamu düzenini ilgilendirdiği ve özel bir duyarlılık gösterilerek hâkimin bu tür davalarda re’sen delilleri toplaması gerektiğinden bahisle kararın bozulmasını talep etmiştir.
    V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
    Davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Yasa’nın 79. maddesidir. Bu tür davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunlu olup mahkemece, tarafların sunduğu deliller ile yetinilmemeli, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun ilgili hükümleri esas alınarak kendiliğinden araştırma ilkesi benimsenmeli, sigortalılığın kabulü ve hüküm altına alınabilmesi için hizmet akdinin ve eylemli çalışmanın varlığı ortaya konulmalıdır.
    6100 sayılı HMK m. 119/1-e gereğince davacının, iddiasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerini bildirmek, m. 194 gereğince de taraflar, dayandıkları vakıaları, ispata elverişli şekilde somutlaştırma yükümlülüğü vardır. Tarafların, dayandıkları delilleri ve hangi delilin hangi vakıanın ispatı için gösterildiğini açıkça belirtmeleri zorunludur.
    Bir davada haklı çıkabilmek için soyut veya genel hatlarıyla bir iddiayı ortaya koymak yeterli değildir. Aynı zamanda bu iddiaların, ispata elverişli hale getirilerek zaman, mekân ve içerik olarak somutlaştırılması gerekir. En azından iddianın araştırılabilmesine yönelik somut bilgi ve açıklamaların sunulması gerekir. İddia somutlaştırıldıktan sonra hâkim ve karşı taraf, bunun üzerinden savunma ve yargılama yapabilecektir. Soyut iddialar ve vakıalar üzerinden değerlendirme yapılması mümkün değildir.
    Somutlaştırma yükü, genel anlamda tarafların açıklama ödevinin bir parçası ve layihalar teatisi aşamasındaki tezahür şeklidir. Somutlaştırma yükü, basit yargılama ve kendiliğinden araştırma ilkesinin uygulandığı davalarda da geçerlidir.
    HMK m. 31 gereğince, Hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir. Davaya konu talebin somutlaştırılmaması halinde önce hâkim, m. 31 ve 119/1-e gereğince davayı aydınlatma ödevi ve ön incelemedeki görevi gereği, somut olmayan hususların belirlenmesini davacıdan istemeli, gerekirse tarafa açıklattırma yaptırmalı, bu eksiklik giderildikten sonra yargılamaya devam etmelidir.
    Hizmet tespiti davalarının amacı hizmetlerin karşılığı olan sosyal güvenlik haklarının korunmasıdır.
    Bu nedenle özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu çerçevede hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyerek, gerekli araştırmaların re'sen yapılması ve kanıtların toplanması gerektiği göz önünde bulundurulmalıdır.
    Dosya kapsamında, davacının 14.07.2013-12.09.2015 tarihleri arasında ... sicil sayılı ...Komisyonculuk Gıda Turz. Tic. San. Ltd. Şti., 02.11.2015-23.01.2016 tarihleri arasında ... sicil sayılı Türkiye İş Kurumu ... İl Müdürlüğü, 23.02.2016-03.08.2016 tarihleri arasında ... sicil sayılı ...Gıda Mad. San. ve Tic. Ltd. Şti., 04.08.2016 tarihinden itibaren 18531 sicil sayılı Makro Market A.Ş. adına tescilli işyerlerinden hizmet bildiriminin yapıldığı, davalı şirket ile dava dışı ...Gıda Ltd. Şti. arasında 01.01.2015-31.12.2015 tarihleri arasında geçerli konsinye ürün alım sözleşmesi ile manav ürünlerinin temin edilmesi için sözleşme imzalandığı, davacının Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü Malatya Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğü İş Başı Eğitim Programı Tip Sözleşmesi kapsamında satış elemanı olarak başladığı görevinden imzalı dilekçesiyle 23.01.2016 tarihinde ayrılmak istediğini bildirdiği, bir kısım tanık beyanlarında davalı şirketin değişik numaralı şubelerinde davacı ile birlikte çalıştıklarını beyan ettikleri, tanık ...’nin beyanında markette kiralık reyonlar olduğunu bildirdiği anlaşılmaktadır.
    Mahkemece, öncelikle davacıya dava konusu dönemde davalı şirket nezdinde sürekli çalışıp çalışmadığı, hangi işyeri/şubesinde ne kadar süre çalıştığı, bu kapsamda hizmet cetveli irdelendiğinde talep döneminde dava dışı işyerlerinden bildirimler olduğu saptandığından, bu işyerlerindeki çalışmalarının iptalinin de talep edilip edilmediği sorularak, talebi açıklattırılmalı, şayet davacının iptal talebi varsa, iş bu husus dava dışı işverenlerin hak alanını ilgilendirdiğinden HMK m. 124 gereğince usulüne uygun bir biçimde dava dışı işverenlere husumet yöneltmesi için davacıya mehil verilip, davaya dahil edilerek, sunacakları deliller toplanmalı, davalı şirket adına tescilli birden fazla işyeri olup olmadığı araştırılmalı, birden fazla işyeri tescili varsa davacı taraftan hangi işyerinde çalıştığı sorularak açıklığa kavuşturulmalı, davalı şirket ile dava dışı ...Komisyonculuk Gıda Turz. Tic. San. Ltd. Şti. arasındaki ilişkinin niteliği ortaya konulmalı, dava konusu edilen hizmetlerin tespitine ilişkin yapılacak araştırma kapsamında dava dışı işyerleri ve davalı şirket adına tescilli işyeri/işyerlerine ait dönem bordroları celp edilerek, bordro tanıkları dinlenmeli, dinlenen tanıkların hizmet döküm cetvelleri celp edilerek beyanları denetlenmeli ve varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.
    İlk Derece Mahkemesince, bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek eksik araştırma ve inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 10.Hukuk Dairesi kararının HMK'nın 373/1. maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen İlk Derece Mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 31/05/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Hemen Ara