Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/6215 Esas 2022/8305 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/6215
Karar No: 2022/8305
Karar Tarihi: 01.06.2022

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/6215 Esas 2022/8305 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2022/6215 E.  ,  2022/8305 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
    İlk Derece Mahkemesi : ... İş Mahkemesi


    Dava, davacının Kuruma bildirilmeyen hizmet sürelerinin tespiti istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı fer’i müdahil Kurum vekili ve davalı şirket vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden hüküm kurularak, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Gziantep Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, fer’i müdahil Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    I-İSTEM:
    Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 13/05/1991 ile 31/05/1991 tarihleri arasında davalılardan ...' un diğer davalı TŞFAŞ' ye bağlı ... şeker fabrikasında taşeron olarak ihale aldığı işte işçi sıfatı ile çalıştığını, sözkonusu hizmetlerin kurumca kayıt altına alınmadığını iddia ederek müvekkilinin sigortalılık başlangıç tarihinin 13/05/1991 olarak tespitini talep ve dava etmiştir.
    II- CEVAP:
    Davalı ... AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; Şirket aleyhine açılan iş bu davayı kabul etmediklerini, davacının diğer davalı ...’un yanında işçi sıfatı ile çalıştığını, iş bu davada müvekkili fabrikanın taraf sıfatının bulunmadığını, ayrıca davanın zamanaşımına uğradığını, davacının hiçbir şekilde müvekkili şirket nezdinde çalışmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
    Fer'i müdahil kurum vekili cevap dilekçesinde özetle; " 5510 Sayılı Kanunun geçici 8. Maddesine göre 4. Maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (4) numaralı alt bendine tabii (tarımsal faaliyet gösterenler hariç) sigortalılık niteliği taşıdıkları halde 1479 Sayılı Kanun gereğince 04.10.2000 tarihine kadar kayıt ve tescil işlemlerini yaptırmayanların sigortalılıkları 04.10.2000 tarihinden itibaren başlatılacaktır." hükmüne amir olduğunu, dava konusuna esas teşkil etmek üzere kurum kayıtlarında yapılan inceleme sonucu ...'un 11.07.2018 tarihinde başvurusu olduğunu, 04.10.2000 tarihinden önce ilgili madde uyarınca herhangi bir başvurusu olmadığından bağ-kur sigortalılığının başlatılamadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
    Davalı ... dosyaya cevap dilekçesi sunmamıştır.
    III- MAHKEME KARARI:
    A- İLK DERECE MAHKEME KARARI
    İlk Derece Mahkemesince, "Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda 07.07.2020 tarih ve 2018/248 Esas, 2020/342 Karar sayılı ilamı ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu karar, davalı vekilince istinaf edilmiş olup ... 10. Hukuk Dairesi'nin 05.11.2020 tarih ve 2020/1194 Esas, 2020/749 sayılı ilamı ile;
    '...Somut uyuşmazlıkta, ilk derece mahkemesinin yargılamayı sonuçlandırdığı kısa kararda "davanın kabulüne, davacının davalı ... isimli işyerinde çalıştığının tespitine" denildiği ve diğer davalı ...Ş. hakkında olumlu/olumsuz hüküm kurulmadığı, gerekçeli kararda ise "diğer davalı ...Ş. yönünden davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerekmiş ise de kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki olamayacağından ek karar ile davalı yönünden davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine" karar verildiği görülmektedir. Bu durum ek karara ilişkin yapılan açıklama çerçevesinde, HMK.'nin 294/3. maddesine aykırılık teşkil ettiğinden 10/04/1992 gün ve 1991/7 esas, 1992/4 karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararı uyarınca kısa karar ile gerekçeli karar arasındaki çelişkinin giderildiği bir hüküm kurulmak üzere..." gerekçesi ile Mahkememiz ilamı ortadan kaldırılmıştır.
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin ilamı doğrultusunda önceki hüküm ve ek karar dikkate alınarak davalı TŞFAŞ yönünden davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilerek, davacının davalı ... nezdinde SGK kayıtlı işçi olarak çalışmış olduğunun tespiti ile, davalı ... adlı işverenin ise her ne kadar davalı TŞFAŞ ile aralarında asıl işveren alt işveren ilişki olacak şekilde sözleşmeleri var ise de davacının asıl işveren konumundaki davalı TŞFAŞ'nin işçisi olmadığı alt işveren konumundaki ... adlı işverenin işçisi olduğu sabit olup, TŞFAŞ' nın sadece işçilik alacakları yönünden açılacak davada sorumluluğunun olacağı Gerekçesiyle, Davanın kabulü ile; Davacının; 4 4120 01 01 0020119 046 04-44 işyeri sicil numaralı davalı ... isimli işyerinde 13.05.1991-31.05.1991 tarihleri arasında asgari ücret ile çalıştığının tespitine, Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş. yönünden davanın husumet yokluğundan reddine, karar verilmiştir.
    İSTİNAF SEBEPLERİ
    Feri müdahil SGKB vekili, mahkemece Yargıtay içtihatları doğrultusunda araştırma yapılmadığı, tanık beyanlarının yetersiz olduğu, mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu istinaf başvuru sebepleri olarak ileri sürmüştür.
    Davalı ... AŞ vekili, davanın husumet yokluğu nedeni ile reddedilmesi dolayısı ile lehimize vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yerel mahkeme tarafından yazılan gerekçeli kararda sehven söz konusu hususa yer verilmemiştir. Bu nedenle; yerel mahkeme tarafından yazılan gerekçeli kararda maddi hata yapılmış olunup, söz konusu maddi hataya ilişkin olarak istinaf incelemesi neticesinde müvekkil şirket yönünden vekalet ücretine hükmedilmesini gerektiğini istinaf başvuru sebepleri olarak ileri sürmüştür.
    B- BAM KARARI
    Bölge Adliye Mahkemesi, “1-A)Feri müdahil SGKB ve Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş. vekillerinin istinaf başvurusunun kabulüyle, ... İş Mahkemesi'nin 18/01/2021 tarih 2020/742 Esas - 2021/49 Karar sayılı kararının HMK’nin 353/1-b maddesinin (2) numaralı alt bendi uyarınca, kaldırılarak, düzeltilerek esas hakkında yeniden karar verilmesi suretiyle;
    1-Davanın kabulü ile; Davacının; 4 4120 01 01 0020119 046 04-44 işyeri sicil numaralı davalı ... isimli işyerinde 13.05.1991-31.05.1991 tarihleri arasında asgari ücret ile çalıştığının tespitine, Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş. yönünden davanın husumet yokluğundan reddine,” karar verilmiştir.
    TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
    Feri müdahil Kurum vekili, istinaf dilekçelerindeki beyanlarını tekrarla verilen kararı temyiz etmişlerdir.
    IV- İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
    Dava, 506 sayılı Kanunun 79/10. (5510 sayılı Kanun’un m. 86/9.) maddesi uyarınca açılmış hizmet tespiti davasıdır. Maddeye göre, “Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları nazara alınır.”
    Hizmet akdi ile bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılanların hizmetlerin tespitine ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkindir. Bu nedenle özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu çerçevede hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyerek, gerekli araştırmaların re'sen yapılması ve kanıtların toplanması gerektiği göz önünde bulundurulmalıdır.
    Hizmet tespiti davalarının amacı hizmetlerin karşılığı olan sosyal güvenlik haklarının korunmasıdır. Hizmet akdine dayalı çalışma olgusunun ispatında delil sınırlandırması yoksa da davacının Kurum sicil dosyası, işyeri özlük dosyası temin edilip işyerinin Kanunun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlendikten sonra iddia edilen çalışmanın başlangıç ve bitiş tarihleri, hangi işyerinde ne iş yapıldığı, işyerinin kapsam, kapasite ve niteliği, prime esas kazanca tabi ücretin ne olduğu, çalışmanın sürekli, kesintili, mevsimlik olup olmadığı eksiksiz bir şekilde açıklığa kavuşturulmalıdır.
    Yukarıdaki yasal düzenlemeler ve açıklamalar ışığı altında somut olay değerlendirildiğinde; eldeki dosyada, davacının davalı şirketin izolasyon ve boru işini davalı ... ve kardeşleri ile birlikte aldığı, davacı ...’nin de davalı ...’nin kardeşi olduğunun anlaşılması karşısında, her ne kadar davacının işe girip çalıştığı sabit ise de davacının işin bitimine kadar çalışıp çalışmadığı konusunda mahkemece yapılan araştırma yetersiz bulunmuştur. Kurum cevabına göre işyeri dönem bordrolarına ulaşılamaması ve bordro tanığı tespit edilememesine göre, mahkemece re'sen araştırma ilkesi gereğince Türkiye Şeker Fabrikaları AŞ bünyesinde bu işin yapımını denetleyen, yapımına refakat eden, kabulünü yapan şef, ustabaşı gibi yöneticiler tespit edilerek tanık olarak bilgi ve görgülerine başvurulmalı, ,işin niteliği, kimler tarafından yapıldığı, ne kadar sürede yapıldığı, davacının işin bitimine kadar çalışıp çalışmadığı ne kadar çalıştığı tanıklara sorularak, elde edilecek sonuca göre karar verilmelidir.
    Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O hâlde, fer'i müdahil Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin fer'i müdahil Kurum vekili ve Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile davanın kısmen kabulüne dair kararı bozulmalıdır.
    SONUÇ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının yukarıda açıklanan nedenlerle HMK’nın 373/2 maddesi gereği BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 01.06.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Hemen Ara