Esas No: 2022/3741
Karar No: 2022/8310
Karar Tarihi: 01.06.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/3741 Esas 2022/8310 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2022/3741 E. , 2022/8310 K.Özet:
Adana Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi, bir hizmet tespiti davasıyla ilgili olarak verilen ilk derece mahkemesi kararının yerinde olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verdi. Ancak davacı avukatı bu kararın yanlış olduğunu, ilk derece mahkemesinin kararının usul ve kanuna aykırı olduğunu belirterek temyiz başvurusunda bulundu. Gerekçe olarak, davacının çalıştığı döneme ilişkin bildirimlerin dava dışı işverenler tarafından da yapıldığı ve bunların da hak alanını ilgilendirdiği, bu nedenle davacının bu işverenlere karşı dava açabilmesi için mehil verilmesi gerektiği ve tüm delillerin toplanarak infaza elverişli bir karar verilmesi gerektiği gösterildi. Hizmet tespiti davalarının kamu düzenine ilişkin olduğuna dikkat çekilerek, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyerek, gerekli araştırmaların re'sen yapılması ve kanıtların toplanması gerektiği vurgulandı. Kararda, hizmet tespiti davalarının kanunen hangi durumlarda açılabileceği de belirtildi ve 506 sayılı Kanun'un 79/10. ve 5510 sayılı Kanun’un m. 86/9. maddeleriyle ilgili açıklamalar yapıldı.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
İlk Derece Mahkemesi : Silifke 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Adana Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Adana Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalıya ait iş yerinde 01.01.2007-27.10.2013 tarihleri arasında tam gün üzerinden çalıştığının ve sigortalılığın tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II-CEVAP
Davalı işveren vekili özetle; davacının talebinin zamanaşımına uğradığını, SGK kayıtlarında davacının 28.10.2013-10.08.2014 tarihleri arasında çalıştığını, davacının 01.01.2007-27.10.2013 tarihleri arasında başka iş yerlerinde çalışmalarının bulunduğunu, dava konusu dönemin bir kısmında başka iş yerlerinden bildirimler olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı vekili; kamu düzenine ilişkin davada, Yargıtay içtihatlarıyla ortaya konulan ilkelere uygun inceleme ve araştırma yapılması gereğini dile getirerek, davanın 506 sayılı Kanunun 79. maddesi uyarıca hak düşücü sürenin geçmiş olması nedeniyle beyanla, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
HÜKÜM:
Mahkemece, davanın reddine, karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Adana Bölge Adliye Mahkemesi, usul ve esas açısından ilk derece mahkeme kararı yerinde olduğu davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacı vekilince, Bölge Adliye Mahkemesi kararının yerinde olmadığı, ilk derece makkeme kararının usul ve kanuna aykırı olması nedeni ile temyizen bozulmasını istemiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Davacının, 01.01.2007-27.10.2013 tarihleri arasında davalı işveren nezdinde geçen çalışmalarının tespitini istediği eldeki davada; davacının hizmet cetvelinde; 01.01.2007-15.02.2007 tarihleri arasında dava dışı ... yanında, 21.10.2009-31.10.2009 tarihleri arasında dava dışı ... yanında, 26.12.2009-08.01.2010 tarihleri arasında dava dışı ... yanında ve 01.06.2012-30.09.2012 tarihleri arasında dava dışı ... Nakliye Sanayi Ticaret Limited Şirketi yanında bildirimleri bulunmakla davalı işveren yanında ise; 28.10.2013-10.08.2014 tarihleri arasında bildirimleri bulunmaktadır. Davacının dava dilekçesinde ve yargılama aşamasında bulunduğu beyanlarda, dava dışı ... yanında çalıştığını ancak diğer işverenler yanından yapılan bildirimlerin gerçeği yansıtmadığını dile getirmesi karşısında diğer dava dışı (... dışında) işverenlerin davaya dahil edilip elde edilecek sonuca göre bir karar verilmesi gerekmektedir.
Dava, 506 sayılı Kanunun 79/10. ve 5510 sayılı Kanun’un m. 86/9. maddesi uyarınca açılmış hizmet tespiti davasıdır. Maddeye göre, “Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları nazara alınır.”
Hizmet akdi ile bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılanların hizmetlerin tespitine ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkindir. Bu nedenle özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu çerçevede hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyerek, gerekli araştırmaların re'sen yapılması ve kanıtların toplanması gerektiği göz önünde bulundurulmalıdır.
Hizmet tespiti davalarının amacı hizmetlerin karşılığı olan sosyal güvenlik haklarının korunmasıdır. Hizmet akdine dayalı çalışma olgusunun ispatında delil sınırlandırması yoksa da davacının Kurum sicil dosyası, işyeri özlük dosyası temin edilip işyerinin Kanunun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlendikten sonra iddia edilen çalışmanın başlangıç ve bitiş tarihleri, hangi işyerinde ne iş yapıldığı, işyerinin kapsam, kapasite ve niteliği, prime esas kazanca tabi ücretin ne olduğu, çalışmanın sürekli, kesintili, mevsimlik olup olmadığı eksiksiz bir şekilde açıklığa kavuşturulmalıdır.
Mahkemece, davacının,dava konusu dönemde bildirimlerini yapan dava dışı(... dışında) işverenlerin de hak alanını ilgilendirdiğinden ve davanın kamu düzenine ilişkin niteliği gereği HMK.124. maddesi dikkate alınmak suretiyle, anılan dava dışı işverenlere karşı husumet yöneltmesi için davacıya mehil vermek, davaya katılımı sağlanan işverenin göstereceği bütün delilleri toplamak, tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek sonucuna göre infaza elverişli bir karar vermekten ibarettir.
Mahkemece yukarıda belirtilen hukuki ve maddi olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Adana Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararı kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Adana Bölge Adliye Mahkemesi 7. Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden ilgiliye iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesi'ne gönderilmesine, oybirliğiyle 01.06.2022 gününde karar verildi.