Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/4508 Esas 2022/8349 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/4508
Karar No: 2022/8349
Karar Tarihi: 01.06.2022

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/4508 Esas 2022/8349 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2022/4508 E.  ,  2022/8349 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
    İlk Derece Mahkemesi : ... 14. İş Mahkemesi



    Dava, asıl dava ile hizmet tespiti birleşen dava ile aksi Kurum işleminin iptali ile sigortalılığının geçerli olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle asıl ve birleşen davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    I-İSTEM
    Davacı vekili, müvekkilinin Eylül 1992 - Aralık 2009 tarihleri arasında kesintisiz olarak ... İl Milli Eğitim Müdürlüğüne bağlı Necatibey ilköğretim okulunda anasınıfı öğretmen yardımcısı olarak asgari ücretle çalıştığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
    Birleşen dosyada davacı vekili, müvekkilinin hizmet süresinin iptaline ilişkin Kurum işleminin iptali ile, Kurum tarafından haksız olarak iptal edilen sürelerin hizmet süresi olarak tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
    II- CEVAP
    Davalı ... vekili, hak düşürücü sürenin geçtiğini, davacının iddalarının somut ve inandırıcı delillere dayanmadığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
    Fer'i müdahil SGK Başkanlığı vekili, Kurum kayıtlarının incelenmesinde davacının ilk defa 15.12.1998 tarihinde 3501199883406 ss numarası ile 4/a kaydının olduğunun görüldüğünü, diğer davalı işyerinde çalışmasına rastlanmadığını, bu tür davalar kamu düzenine ilişkin olduğundan davanın resmi ve yazılı belgeler ile ispat edilmesi gerektiğini beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Birleşen dosyada davalı SGK Başkanlığı vekili, Kurum kayıtlarına göre davacının anılan tarihlerde çalıştığını iddia ettiği işverenler dışında işverenler nezdinde çalışmaları olmasının, davacının iddialarının doğru olmadığını gösterdiğini, davacının bir kısım çalışmalarının geçtiği işyerlerinin sahte işyeri olarak değerlendirilmiş olması nedeniyle bu günlerinin hizmet bildirme ve birleştirme işlemininde değerlendirilmesinin mümkün olmadığını, Kurum kayıtları ile belirli olan çalışmalar dışındaki iddiaları kabul etmediklerini beyanla, davanın reddini talep etmiştir.
    III- MAHKEME KARARI
    A- İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
    “...Yapılan yargılama sonunda, toplanan deliller, tanık anlatımları, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Kurum tarafından sahte işyeri olduğu belirlenerek iptal edilen ... sicil nolu ... Boya Mob. San. Tic. Ltd. Şti. işyerinden davacı adına bildirilen hizmet sürelerinin 140502.35 sicil nolu İsa Yaşa işyerine aktarıldığı, davacının davalı işyerinde geçen çalışmasının kesintili olduğu bu sebeple 01.11.2006 tarihinden önceki çalışma iddiası yönünden 5 yıllık hak düşürücü sürenin fazlası ile geçmiş olduğu ve Milli Eğitim Bakanlığına bağlı Necatibey İlköğretim Okulunda temizlik hizmetlerini üstlenen alt işverenler nezdinde 01.11.2006 - 13.03.2009 tarihleri arasında 702 gün çalıştığı, 702 günlük bu çalışmasının fer’’i müdahil Kuruma bildirildiği anlaşılmakla...” gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
    İstinaf kanun yoluna başvuran davacı vekili, birleşen dava yönünden verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davanın açılış tarihinde Kurum kayıtlarında müvekkilinin çalışmalarının iptal edildiğinin görüldüğünü, Kuruma bildirim yapılmış olsa dahi Kurum kayıtlarındaki yanlışlığın davanın açılış tarihinde mevcut olduğunu, birleşen davanın konusuz kalması gerektiğini, asıl dava yönünden müvekkilinin tanık anlatımlarıyla fiilen Necatibey İlköğretim Okulu'nda çalıştığı ispat olduğunu, sigorta girişinin üçüncü kişiler üzerinden yapılmış olmasının müvekkilinin gerçek hizmetinin tespitini engellememesi gerektiğini beyanla, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
    B- BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
    Bölge Adliye Mahkemesince, davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı yasanın 353/1-b.1 hükmü gereğince esastan reddine, karar verilmiştir.
    TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ
    Davacı vekili istinaf dilekçe içeriğini tekrarla kararın temyizen bozulmasını talep etmiştir.
    IV- İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME
    5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun Geçici 7. maddesi uyarınca davanın Yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesidir. Anılan Kanunun 6. maddesinde ifade edildiği üzere, “sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamaz ve vazgeçilemez.” Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkin olduğundan, özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde re’sen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.
    506 sayılı Kanunun ”Üçüncü kişinin aracılığı” başlıklı 87'nci maddesi hükmünde, aracı, bir işte veya bir işin bölüm veya eklentilerinde işverenden iş alan ve kendi adına sigortalı çalıştıran üçüncü kişi olarak tanımlanmış, sigortalıların üçüncü bir kişinin aracılığı ile işe girmiş ve bununla sözleşme yapmış olsalar bile, bu Kanunun işverene yüklediği ödevlerden dolayı, aracı olan üçüncü kişi ile birlikte asıl işverenin de sorumlu olacağı belirtilmiştir. Maddede “aracı” olarak nitelenen üçüncü kişi, gerek mevzuatta, gerekse öğreti ve yargı kararlarında; alt işveren, tali işveren, taşeron, alt müteahhit, alt ısmarlanan gibi adlarla anılmaktadır.
    Aracı kavramı, her şeyden önce, asıl işverenin varlığını, bir başka işverenin asıl işverene ait işin bir bölümünü yapmayı üstlenmesini ve asıl işverene ait iş yerinde veya iş yerinin bir bölümünde iş alanın kendi adına sigortalı çalıştırmasını gerektirir.
    Asıl işverenle aracı arasındaki ilişki taşıma, eser ve benzeri sözleşmelere dayanabilir ise de, hiç bir şekilde hizmet akdi unsurları bulunmamalıdır. Burada önemli olan yön, asıl işverene ait işin bir bölümünün aracı tarafından görülmesidir. Aracı kavramının belirleyici özelliği, asıl işverene ait işten bir bölüm iş alınması ve bu işte kendi adına sigortalı çalıştırılmasıdır.
    506 sayılı Kanunun 4. maddesinde ise, “sigortalıları çalıştıran gerçek ve tüzel kişiler” işveren olarak tanımlanmıştır. ”Çalıştıran” olgusu, tespiti istenen sürelere ilişkin hizmet akdinin tarafı konumunda olan ve hizmet akdini düzenleyen “işvereni” ifade etmektedir. Sigortalının taraf olduğu hizmet akdinin alt işverenler tarafından düzenlenmiş olması durumunda, hizmet tespitine yönelik davanın, anılan Yasanın 79/10. maddesine göre, sigortalıyı fiilen çalıştıran işverenlere yöneltmesi gerekir.
    506 sayılı Kanunun 87. maddesi ile, asıl işveren-alt işveren arasındaki ekonomik ve malî yönden sorumluluk hukukunun sınırlarını belirlediği, maddede geçen “bu Kanunun işverene yüklediği ödevler” tanımlamasının asıl işverene, alt işverenin taraf olduğu hizmet sözleşmeleri nedeniyle açılacak hizmet tespiti davalarında “pasif husumet ehliyetini” amaçlamadığı anlaşılmaktadır.
    Dosyadaki kayıt ve belgelerden;Davacının, uyuşmazlık konusu Eylül 1992-Aralık 2009 tarihleri arasında, ... sicil sicil sayılı ... işyerinde 15.12.1998 - 30.12.1998 tarihleri arasında, 1217756.35 sicil sayılı ... işyerinde 01.10.2003 - 31.05.2004 tarihleri arasında sigortalılık bildirimi bulunduğu, ve bu işyerlerinin sahte veya kontrollü bir işyeri olduğu hakkında herhangi bir kayıt bulunmadığı, ... sicil sayılı...işyerinden 05.09.2007 - 16.06.2008 tarihleri arasındaki davacı adına yapılan bildirimlerin Sosyal Güvenlik Denetmeni tarafından düzenlenen 15.06.2006 tarih ve 2016/TK/061 sayılı rapora istinaden fiili olduğunun tesbit edildiği ve “Sahte İşyeri” kodlamasının kaldırıldığı, 12.10.2006-13.06.2007 tarihleri arasında ... Boya Mob. San. Tic. Ltd. Şti.’nden Kuruma bildirilen çalışmaları Kurum tarafından iptal edilmiş ise de, SGK Rehberlik ve Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından düzenlenen 27.10.2010 tarih ve 104672/İNC/07 sayılı rapor ile davacının 01.11.2006 - 13.06.2007 döneminde 140502.35 sicil sayılı İsa Yaşa (Enes Temizlik) işyerinde çalıştığı tespit edildiğinden hizmet döküm cetvelinde Kurum tarafından gerekli düzeltmenin yapıldığı, 01.09.2008-13.03.2009 tarihleri arasında 1312386.35 sicil sayılı...işyerinden bildirimlerinin bulunduğu, anlaşılmıştır.
    Somut olayda, davacının Eylül 1992 - Aralık 2009 tarihleri arasında kesintisiz ve sürekli çalıştığının tespitinin istenildiği davada Mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu asıl ve birleşen davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
    Mahkemece yapılması gereken iş, davacı talebi de dikkate alınarak ihtilaf konusu dönemde davacı adına sigortalılık bildirimi yapılan işverenliklerin yöntemince davaya katılımları sağlanmalı,bu işverenlikler ile davalı ... Bakanlığına bağlı Necatibey İlkokulu arasında hizmet alımı ilişkisinin olup olmadığı araştırılmalı,bu şekilde bir hizmet alımı ilişkisinin olduğunun tespiti halinde dava dışı işverenlerle Okul idaresi arasında imzalanan ihale sözleşmeleri getirtilmeli, bu suretle ihale dönemleri ve ihale dışı kalan ara dönemleri belirleyerek davacının bu dönemlerdeki fiilen çalışma süreleri ile çalışmanın hangi işverenlik nezdinde geçtiği hususları belirlenmeli, bu işyerlerinin de davalı okul idaresi nezdinde çalışmaları geçen bordroları tanıkları tespit edilerek bordrolu tanıklarının duruşmalarda beyanlarına başvurulmalı, sonucuna göre toplanan delillere göre çalışmanın kesintisiz ve sürekli bir çalışmaya dayandığının belirlenmesi halinde, davacının hangi tarihler arasında hangi davalı işyeri nezdinde çalıştığını açıkça ortaya koyan, infaza elverişli bir karar verilmeli,dava dışı sigortalık bildirimlerinin yapıldığı dava dışı işverenlikler ile davalı Okul idaresi arasında ihale sözleşmesine dayalı bir hizmet alımı ilişkisinin var olmadığının tespiti halinde ise hak düşürücü süre de irdelenmek suretiyle toplanan tüm deliller de değerlendirilmek suretiyle bir karar verilmelidir.
    O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf isteminin reddine ilişkin kararı kaldırılarak ilk derece mahkemesi kararı bozulmalıdır.
    SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak, temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 01/06/2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.




    Hemen Ara