Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/5498 Esas 2022/8283 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/5498
Karar No: 2022/8283
Karar Tarihi: 01.06.2022

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/5498 Esas 2022/8283 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2022/5498 E.  ,  2022/8283 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :İş Mahkemesi

    Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak, davanın ... Holding A.Ş. yönünden husumet yokluğu nedeniyle reddine, ... ve Milli Eğitim Bakanlığı yönünden kabulü ile; davacının ... nezdinde asgari ücret hak eder şekilde sürekli olarak 18.06.2005 -13.11.2005 =146 gün, 01.06.2006- 07.12.2006=187 gün, 30.06.2007- 11.09.2007 =72 gün, 19.04.2008- 10.06.2008=52 gün, 27.12.2008- 23.02.2009 =57 gün, 01.09.2009- 02.11.2009= 62 gün çalıştığı toplam 576 gün süre ile çalıştığının ve bu sürenin Sosyal Güvenlik Kurumu'na bildirilmediğinin tespitine, dair hüküm kurulmuştur.
    Hükmün, davacı ve davalılardan ... ve ... avukatlarınca temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    Davacı, ücretli öğretmen olarak tam gün esası ile çalıştığını ancak çalıştığı dönem içerisinde çalışmalarının Kuruma eksik olarak bildirildiğini ileri sürerek Kuruma bildirilmeyen eksik günlerinin tespiti isteminde bulunmuştur.
    Davanın 5510 sayılı Kanun’un 4/I-a bendi kapsamındaki sigortalılara ilişkin olduğu, geçiş hükümlerini içeren aynı Kanunun Geçici 7’nci maddesi hükmünde “Bu Kanunun yürürlük tarihine kadar 17.07.1964 tarihli ve 506 sayılı, 02.09.1971 tarihli ve 1479 sayılı, 17.10.1983 tarihli ve 2925 sayılı, bu Kanunla mülga 17.10.1983 tarihli ve 2926 sayılı, 08.06.1949 tarihli ve 5434 sayılı Kanunlar ile 17.07.1964 tarihli ve 506 sayılı Kanun’un geçici 20’nci maddesine göre sandıklara tâbi sigortalılık başlangıçları ile hizmet süreleri, fiilî hizmet süresi zammı, itibarî hizmet süreleri, borçlandırılan ve ihya edilen süreler ve sigortalılık süreleri tabi oldukları Kanun hükümlerine göre değerlendirilirler” hükmü gözetildiğinde, eldeki somut uyuşmazlığın dayandığı mevzuat hükümleri 506 sayılı Kanunu’nun 79’uncu maddesi ile 5510 sayılı Kanunun 4/2-f, 80/1-j, 86/9. maddeleri ile 4857 sayılı İş Kanunu hükümleri olup ücretli öğretmenlerin çalışma esasları ve çalışmaları sırasında tabi olacakları statü, bu mevzuat kapsamında düzenlenmiştir.
    5510 sayılı Yasanın usta öğretici ve uzman olarak çalışanların prim ödeme gün sayısını düzenleyen 80/j maddesine göre ise; Milli Eğitim Bakanlığına bağlı her derece ve türdeki örgün ve yaygın eğitim kurumlarında ek ders ücreti karşılığında ilgili mevzuatı çerçevesinde uzman ve usta öğretici olarak çalıştırılanların prim ödeme gün sayısı 30 günü aşmamak kaydıyla, bir takvim ayı içerisinde hak kazandıkları brüt ek ders ücreti toplam tutarının, prime esas günlük kazanç alt sınırına bölünmesi sonucu bulunur. Bu şekilde yapılacak hesaplamalarda tam sayıdan sonraki küsuratlar ise dikkate alınmayacaktır.
    4857 sayılı Kanunun 13. maddesinde, işçinin normal haftalık çalışma süresinin, tam süreli iş sözleşmesiyle çalışan emsal işçiye göre önemli ölçüde daha az belirlenmesi durumunda sözleşmenin kısmî süreli iş sözleşmesi olduğu belirtilmiş, 63. maddesinde, genel bakımdan çalışma süresinin haftada en çok 45 saat olduğu, aksi kararlaştırılmamışsa bu sürenin, işyerlerinde haftanın çalışılan günlerine eşit ölçüde bölünerek uygulanacağı açıklanmıştır. 13. madde hükmü, anılan mevzuattaki düzenlemelere egemen olan ilkelerle birlikte ele alındığında, ücretli öğretmenlerin çalışma ilişkilerinde, “tam süreli iş sözleşmesi” olarak nitelendirilmeye olanak verecek bir bağımlılığın bulunmadığı, bunların, öngörülen ve önceden belirlenen süre içerisinde bir çalışma yükümlülüğünü kabullendikleri ve ders saati karşılığında da ücrete hak kazandıkları belirgindir.
    Davacının, çalışma esasları ile çalışması sırasında tabi olacağı statü yukarıda sıralanan mevzuat çerçevesinde ayrıntılı bir düzenlemeye tabi tutulmuş olup; anılan düzenlemelere egemen ilkeler ve 4857 sayılı İş Kanunu’nun 13’üncü maddesinde yer alan “İşçinin normal haftalık çalışma süresinin, tam süreli iş sözleşmesiyle çalışan emsal işçiye göre önemli ölçüde daha az belirlenmesi durumunda sözleşme kısmi süreli iş sözleşmesidir.” hükmü de gözetildiğinde; çalışma ilişkisinde, “tam süreli iş sözleşmesi” olarak nitelenmeye olanak verecek bir bağımlılık ilişkisinin bulunmadığı, ücretli öğretmenlerin öngörülen ve önceden belirlenen süre dâhilinde bir çalışma yükümlülüğünü kabullendikleri ve ders saati karşılığında da ücrete hak kazandıklarını göstermektedir.
    Somut olayda, Mahkemenin 14.06.2012 tarih ve 2010/612 Esas ve 2012/525 Karar sayılı ilamı, Yargıtay 21.Hukuk Dairesinin (kapatılan) 05.11.2013 tarih ve 2012/15308 Esas, 2013/19704 Karar sayılı ilamı ile bozulmuş, bozma üzerine mahkemece 23/11/2020 tarih ve 2015/364 E, 2020/528 K sayılı ilamı ile davanın kabulüne karar vermiş ve verilen bu karar ise Dairemizin 31/03/2021 tarih ve 2021/1767 E, 2021/442 K sayılı bozma ilamı ile “ ... 18.11.1994 tarihli ... ile ... Halı A.Ş. Genel Müdürlüğü İşbirliğinde Halıcılık ve Kilimcilik Kursları Düzenlenmesine Dair İşbirliği Protokolü ve Diyarbakır Milli Eğitim Müdürlüğü ve 17 İlçe Halk Eğitim Merkezi Müdürlükleri ile ... Holding A.Ş. Diyarbakır Bölge Müdürlüğü arasında düzenlenen 04.11.2009 tarihli Protokol hükümleri kapsamında hizmet akdinin tarafının ve böylelikle işverenin/işverenlerin kim olduğu belirlenmesi kapsamında; iş sözleşmesini oluşturan unsurlardan biri olan ücret unsuru, işveren tarafından ödenebileceği gibi; belirtmek gerekir ki; ücreti ödeyenlere ise salt bu nedenle işverenlik sıfatı kazandırmayacaktır. Eldeki davada, işaret edilmesi gereken husus; davacı ... tarafından görevlendirilmiş olup, Holding tarafından ifade edilen protokol kapsamında ücret ödemesi yapılmış olsa dahi, sırf bu gerekçe ile davalı Holdingin işveren sıfatını kazandığından bahsedilemeyecektir. Bu noktada önceki bozma ilamında da belirtildiği üzere; hizmetlerin anılan davalılar arasında düzenlenen protokollere dayanması, buna göre usta öğreticiler ile ilgili yükümlülüklerin Halk Eğitim Merkezi Müdürlüklerine yüklenmesi, Bakanlığın ödeneğinin bitmesi durumunda usta öğreticilerin ücretlerinin ... Halı Genel Müdürlüğü tarafından ödeneceğinin belirtilmesi karşısında, söz konusu davalılar arasındaki hukuki ilişki açıklıkla ortaya konulmalı, buna ilişkin varsa diğer bilgi ve belgeler getirtilmeli, aralarında asıl işveren - alt işveren veya vekalet ilişkisinin olup olmadığı, ... Holding A.Ş. bünyesinde geçtiği ileri sürülen çalışmalarla ilgili görevlendirmelerin kim tarafından yapıldığı, hizmet yerine getirilirken emir ve talimatların kimden alındığı, izin, sevk v.b. işlemlerin kim tarafından gerçekleştirildiği, yapılan iş ve çalışma şekli ile ilgili tasarrufta bulunma yetkisinin kimde olduğu, hizmetlerin ayrı ayrı her iki işverene bağlı olarak geçip geçmediği hususları saptanmalıdır. Ki bu noktada; kabule konu dönemler bakımından; bozma ilamının gereğinin yerine getirilmediği, davacının tam süre ile çalışmasının kabulüne karşın, belirtilen çerçevede görevlendirildiğinin ispatlanmadığı, Holding tarafından ücret ödemelerinin de kanıtlanmadığı; ücret ödemelerinin karşılığı döneminde açıkça belirlenmediği anlaşılmaktadır. " denilmek suretiyle bozulmuştur.
    Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesi, Davanın ... Holding A.Ş yönünden Husumet yokluğu nedeniyle reddine, diğer davalılar yönünden ise eksik hizmet gün sayılarının tespit edilerek davanın kabulüne karar verildiği ve bu şekilde yazıldığı şekilde sonuca gidildiği anlaşılmaktadır.
    Yargıtayın bozma kararına uyan Mahkeme artık bozma kararı gereğince işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır. Çünkü, Mahkemenin bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli müktesep hak doğmuştur. (09/05/1960 gün ve 21/9 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı)
    Bu nedenle; dava konusu dönemlere ilişkin ders ve yoklama defterleri, ücret bordroları getirtilmeli, bu tür belgelerde noksanlık varsa bunun nedeni araştırılmalı, hüküm altına alınan süreler yönünden davacının resmi belgelerde belirtilen ders saatlerinden sonra kursta kalmasının haklı bir gerekçesinin bulunup bulunmadığı araştırılmalı, resmi kayıtların aksinin tanık delili ile kanıtlanamayacağı göz önünde bulundurulmalı, puantaj kayıtları ve ücret belgeleri de dikkate alınarak 7,5 saatlik çalışma 1 gün kabul edilmek suretiyle bilirkişi tarafından hesaplama yapılarak buna göre davacının Kuruma eksik bildirilen hizmeti olup olmadığı tespit edilmeli, varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.
    Bu maddi ve hukuki olgular ile yukarıda yer alan yasal düzenlemeler ve açıklamalar göz önünde bulundurulmaksızın, yazılı şekilde kurulan hüküm usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O hâlde, davacı ve davalılardan ... ve ... vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden ilgiliye iadesine,
    01/06/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara