Esas No: 2022/5875
Karar No: 2022/8339
Karar Tarihi: 01.06.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/5875 Esas 2022/8339 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2022/5875 E. , 2022/8339 K.Özet:
Dava, ödeme emrinin iptali istemine ilişkin olup, mahkeme önceki bozma ilamına uyarak davanın reddine karar vermiştir. Temyiz isteği üzerine yapılan incelemede, Kurum borçlusu olan Anonim Şirket hakkında ticaret mahkemesince verilen tedbir kararının, mahkeme tarafından haklı sebep olarak kabul edilmesi gerektiği belirtilmiştir. Ancak mahkeme, bu sebebe rağmen davayı reddetmiştir. Bu nedenle, Yargıtay kararına göre mahkeme kararı bozulmuştur. 5510 sayılı Kanunun 88. maddesi, Kurumun sigorta primleri ve diğer alacakları haklı bir sebep olmaksızın belirtilen sürelerde ödenmez ise kamu idarelerinin sorumluluğuna ilişkindir. Ancak, hangi hallerin haklı sebep teşkil ettiği, her bir davadaki özel koşullar ile hukuki ve maddi olayların özelliklerine göre mahkemece belirlenir. İflasnın ertelenmesi süreci öncesine ilişkin prim borçları için şirketin iflasının ertelenmesi, üst düzey yönetici yönünden haklı neden oluşturmamaktadır.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Eldeki dava dosyasında, Mahkemece “... SGK İl Müdürlüğünün 08/11/2016 tarihli cevabi yazısında "Merkezimizde işlem gören 1139182.45 - (114266.45 ve 1134855.45 sicil numaralı işyerleri işvereni ve ... vergi numaralı ... İnşaat Elektronik Turizm Yazılım Makina Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi'nin olan borçlarından dolayı hakkında 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun Hükümlerine göre tevhitli 2013/64938 dosya 27371 kart numarası ile icra takibi yürütülmekte iken ... 1. Aşliye Ticaret Mahkemesinin 09/11/2015 tarih, 2014/109 Esas sayılı ilamı ile yukarıda ünvam geçen tüzel kişilik hakkında iflas kararı alındığı öğrenilmiştir. Tüzel kişilik hakkında iflas kararı alınması nedeniyle ise iflas kararından sonra tüzel kişilik adına açılmış olan 2016/33016- 2016/33017- 2016/33018 dosya numaralı ödeme emirleri iptal edilmiştir." şeklinde cevap verildiğinden davacının davasının reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
5510 sayılı Kanunun 88. maddesinde; "Kurumun sigorta primleri ve diğer alacakları haklı bir sebep olmaksızın bu Kanunda belirtilen sürelerde ödenmez ise kamu idarelerinin tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri, tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin şirket yönetim kurulu üyeleri de dahil olmak üzere üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri ile kanuni temsilcileri Kuruma karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur." hükmüne yer verilmiş ise de bu sorumluluk, “haklı sebep olmaksızın” ödememe hali ile sınırlandırılmıştır.
Haklı nedenlerin neler olduğu konusunda kanunda bir açıklık bulunmamaktadır. Hangi hallerin haklı sebep teşkil ettiği, her bir davadaki özel koşullar ile hukuki ve maddi olayların özelliklerine göre mahkemece belirlenecektir. Bu belirleme yapılırken; diğer Kanunlardaki düzenlemelerden yararlanılmalı ve bilhassa sosyal güvenlik ilkeleri göz önünde tutulmalıdır.
İflasın ertelenmesi, İcra ve İflas Kanunun 179’uncu maddesinde düzenlenmiş olup, “borca batık durumda olan (aktifi pasifini karşılamayan) bir sermaye şirketi veya kooperatif hakkında, Ticaret Mahkemesi’nce iflas kararı verilmeyerek önerilen iyileştirme projesi çerçevesinde borca batık durumdan kurtulmalarını sağlayan ve iflaslarını önleyen bir kurum”dur. Anılan Kanunun 179/b,I maddesi uyarınca, erteleme kararı üzerine borçlu aleyhine 6183 sayılı Kanuna göre yapılan takipler de dâhil olmak üzere hiçbir takip yapılamaz ve evvelce başlamış takipler de durur. Bu sonuç kanundan doğduğundan, mahkemenin kararında ayrıca belirtmesine gerek olmadan ve ilan edilmese dahi gerçekleşir.
Bu bağlamda; İcra ve İflas Kanunu’nun 179’uncu maddesi uyarınca iflasının ertelenmesine karar verilen ve malvarlığının korunması için gerekli tedbirler alınan şirketten, anılan Kanun’un 179/b maddesindeki “Erteleme kararı üzerine borçlu aleyhine 6183 sayılı Kanuna göre yapılan takipler de dâhil olmak üzere hiçbir takip yapılamaz...” düzenlemesi uyarınca primler tahsil edilemeyecektir. Söz konusu tahsil imkânsızlığı, yönetim kurulu üyesinin kusurundan değil, doğrudan Kanundan doğduğundan, yönetim kurulu üyesi yönünden 5510 sayılı Kanun’un 88’inci maddesinde yer alan “haklı sebep” kavramı kapsamında kabul edilecektir.
İflasın ertelenmesine ilişkin devam eden yargılama sırasında, borçlu şirket hakkında yapılan icra takiplerinin, ihtiyati haciz ve tedbir uygulamalarının tedbiren durdurulmasına ilişkin mahkeme kararlarının da sonuç itibariyle yukarıda açıklanan iflasın ertelenmesi işlemleri ve haklı sebep kapsamında değerlendirilmesi gerekeceği dikkate alınmalıdır.
Ancak, 5510 sayılı Kanun ancak, 5510 sayılı Kanunun 88. maddesinin 1. fıkrasında; “4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen sigortalıları çalıştıran işveren, bir ay içinde çalıştırdığı sigortalıların primlerine esas tutulacak kazançlar toplamı üzerinden bu Kanun gereğince hesaplanacak sigortalı hissesi prim tutarlarını ücretlerinden keserek ve kendisine ait prim tutarlarını da bu tutara ekleyerek en geç Kurumca belirlenecek günün sonuna kadar Kuruma öder.” Hükmü yer almakta olup, önce prime esas kazançlara ilişkin Kurum Tebliği, ardından bu tebliği yürürlükten kaldıran İşveren Uygulama Tebliği, bu süreyi "takip eden ayın sonuna kadar" olarak belirlemiştir. Bu madde çerçevesinde, erteleme sürecinden öncesine ilişkin prim borçları yönünden, borcun ait olduğu ayı takip eden ay sonu itibariyle tahakkuk ve tediye, dolayısıyla da müteselsil sorumluluk gerçekleştiğinden sonradan şirket yönünden verilen iflasın ertelenmesi kararı üst düzey yöneticinin sorumluluğunu etkilemeyecektir. Bir başka deyişle; iflasın ertelenmesi süreci öncesine ait prim borçları için şirketin iflasının ertelenmesi, üst düzey yönetici yönünden haklı neden oluşturmayacaktır.
Belirtilen açıklamalar ışığında somut olaya dönüldüğünde, Kurum borçlusu dava dışı Anonim Şirket hakkında ... 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nce 2014/109 Esas sayılı dava dosyası kapsamında 29.01.2015 tarihinde “şirket aleyhine 6183 sayılı Yasa'ya göre yapılan takiplerde dahil olmak üzere mevcut ve ileri de yapılacak tüm takiplerin ve ihtiyati hacizlerin tedbirine durdurulmasına,” şeklinde karar verildiği, iflas karar tarihi olan 09.11.2015 tarihine kadar tedbir kararının devam ettiği, davalı Kurum tarafından ödeme emirlerine konu olan borcun tedbir kararından sonraki dönem olan 2015/07, 08, 09. aylarına ilişkin prim, işsizlik sigorta prim borcu ve damga vergisi borcuna ilişkin olarak tahakkuk ettirildiği anlaşılmakla, tedbir kararının verilmiş olması davacı yönünden yukarıda belirtilen haklı sebebi oluşturduğundan davanın kabulüne karar verilmesi gerekir iken davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Mahkemece verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden ilgiliye iadesine, 01/06/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.