Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/3280 Esas 2022/8329 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/3280
Karar No: 2022/8329
Karar Tarihi: 01.06.2022

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/3280 Esas 2022/8329 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2022/3280 E.  ,  2022/8329 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : ... 17. İş Mahkemesi

    Dava; meslek hastalığı ve maluliyet oranının tespitine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davalı taraf vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    I) DAVACININ İSTEMİ :
    Davacı vekili, davacının davalı işyeri nezdinde çalışmış olduğu süre zarfında meydana gelmiş olan meslek hastalıklarının ve maluliyet oranının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    II) CEVAP :
    Davalı şirket vekili sunduğu cevap dilekçesi ile davacının dava dilekçesinde bahsettiği iş kazalarının iddia ettiği meslek hastalığıyla ilgisi bulunmadığını, aralarında illiyet bağını gösteren bir delil de bulunmadığını, davacının davalı şirkette ağır işlerde çalıştırıldığı iddiasının tamamen gerçek dışı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı vekili cevap dilekçesi ile Kurumun yaptığı işlemin kanuna uygun olduğu belirtilerek davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
    III) MAHKEME KARARLARI :
    A) İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI :
    İlk Derece Mahkemesince, “davanın kısmen kabulüne, 15.10.1974 doğumlu davacı ...'in servikal diskopati hastalığının mesleki olduğunun tespitine, ancak 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında malul olmadığının tespitine” karar verilmiştir.
    B) BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİNİN KARARI :
    Davalı taraf vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
    IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
    Davalı şirket vekili tarafından sunulan temyiz dilekçesi ile Adli Tıp Kurumu raporunda belirtilen davacının boyun fıtığı rahatsızlığının mesleki olup olmadığının belirlenmesinin mümkün olmadığı, davacının maluliyetinin bulunmadığı ve bu yöndeki talebin reddine de karar verilmiş olmasına rağmen aleyhlerine vekalet ücretine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğu özet olarak belirtilerek kurulan hükmün bozulmasına karar verilmesi talep edilmiştir.
    Davalı Kurum vekili tarafından sunulan temyiz dilekçesi ile eksik inceleme neticesi oluşturulmuş hukuka ve kanuna aykırı mahkeme kararının bozularak kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
    V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
    1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlerle temyiz kapsam ve nedenleri göre; davalı şirket vekilinin tüm, davalı Kurum vekilinin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
    2-1982 Anayasası 142/3 maddesinde “Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır.” şeklinde düzenleme mevcuttur.
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297/1-c. maddesinde, bir mahkeme hükmünün kapsamının ne şekilde olması gerektiği açıklanmıştır.
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Hükmün Kapsamı” başlıklı 297. maddesinde:
    “(1) Hüküm "Türk Milleti Adına" verilir ve bu ibareden sonra aşağıdaki hususları kapsar:
    a)Hükmü veren mahkeme ile hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa hükmün hangi sıfatla verildiğini.
    b)Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini.
    c)Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri.
    ç)Hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini.
    d)Hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzalarını.
    e)Gerekçeli kararın yazıldığı tarihi.
    (2)Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” şeklinde düzenleme getirilmiştir.
    Yine 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 298. maddesinde de hüküm kısmında iki tarafa yükletilen hak ve borçların tereddüde yer vermeyecek şekilde belirtilmesi zorunluluğu tekrarlanmıştır. HMK’nın “Hükmün yazılması” başlıklı 298. maddesi;
    “(1) Hüküm, hükmü veren hâkim, toplu mahkemelerde başkan veya hükme katılmış olan hâkimlerden başkanın seçeceği bir üye tarafından yazılır.
    (2) Gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz.
    (3) Hükümde gerekçesi ile birlikte karşı oya da yer verilir.
    (4) Hüküm, hükmü veren hâkim veya hâkimler ile zabıt kâtibi tarafından imzalanır.”
    Mahkeme kararı kanunda açıkça belirtilmiş unsurları ihtiva etmeli ve belli bir şekle uygun olarak yazılmalıdır. Kararda bulunması gereken hususlar HMK 297. maddede ayrıntılı olarak tek tek sayılarak gösterilmiştir. Bunun sebebi, kararın açık ve gerekçeli olması, infazı kabil olması ve hukuki dinlenilme hakkının yerine getirilmesidir. 298. maddeye göre de gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacaktır.
    Kararda yazılması gereken en önemli unsurlardan birisi de hüküm sonucudur. Zira hüküm sonucu, davacının somut talepleri hakkında infaz edilebilecek ve kesin hükme konu olabilecek şekilde kaleme alınmalıdır. Madde 297/2 “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir”.
    Yukarıda yapılan açıklamalar gereğince hükümde taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde, infaza elverişli olarak gösterilmesi zorunludur.
    Eldeki dava dosyasında davalı Sosyal Güvenlik Kurumu’nun 16/11/2015 tarih 594 Karar nolu raporunda “servikal disk bozuklukları (sekel) mesleki hastalık tespit edildiği, intervertebral disk bozuklukları (sekel) tespit edildiği, maluliyet bırakmadığı, yardıma muhtaç olmadığı, kontrolünün gerekmediğinin” belirtildiği, davacının itirazı üzerine Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunun 23/03/2016 tarih, 23/4621 Karar sayılı raporunda; “servikal disk bozuklukları ve intervertebral disk bozukluklarının Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre değerlendirildiğinde mesleki olduğu, maluliyeti gerekmediği, başka birinin sürekli bakımına muhtaç olmadığının” belirtildiği, davacı tarafından açılan tazminat dava dosyası kapsamında Mahkemece 18.10.2017 tarihli celsede davacıya rahatsızlıkların meslek hastalığı olduğuna, iş kazası geçirildiğine ve maluliyet oranının tespitine dair SGK ve işveren hasım gösterilmek üzere dava açmak için süre verildiği, eldeki davanın 31.10.2017 tarihinde açıldığı, Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu’nun 17.06.2019 tarih ve 10120 sayılı raporunda “mevcut belge ve grafilere göre davacıda servikal diskopati hastalığının mesleki olduğu ancak 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında maluliyetine neden olacak düzeyde araz tespit edilmediğinden maluliyet tayinine mahal olunmadığına oy birliği ile karar verildiğinin” belirtildiği ve toplanan deliller doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.
    Mahkemece, davalı Kurum tarafından da davacının hem hastalığının mesleki olduğuna, hem maluliyetinin bulunmadığına karar verilmiş olması nedeniyle davalı Kurum yönünden davanın reddine karar verilmesi, davalı şirket yönünden ise şirketin davacının mesleki hastalığına itiraz etmiş olması nedeniyle ve yargılama aşamasında da davacının hastalığının mesleki olduğunun subut bulmasına göre şimdiki gibi karar verilmesi gerekir iken her iki davalı yönünden de davanın kabul ve reddi nedenlerinin aynı gösterilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1. maddesi gereği kaldırılarak, temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden ilgiliye iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğininin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 01/06/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara