Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/5132 Esas 2022/8394 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/5132
Karar No: 2022/8394
Karar Tarihi: 02.06.2022

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/5132 Esas 2022/8394 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı, hizmet tespiti istemiyle dava açmıştır. Mahkeme davanın kabulüne karar vermiştir. Ancak davalılar ve feri müdahil Kurum vekilleri temyiz etmiştir. Sigortalı hizmetlerin tespitine ilişkin davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde resen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği belirtilmiştir. Hizmet tespiti için işverenin kim olduğunun bilinmesinde yasal zorunluluk vardır. Bu nedenle, sigortalının çalıştığı işverenlerin tespit edilmesi ve davalının doğru biçimde belirlenmesi gerekir. İlgili kanun maddesi ise 506 sayılı Yasa'nın 79/10. maddesi olup, bu maddenin gereği süresi tespit edilmek istenen hizmet akdinin tarafı konumunda olan işverenin doğru biçimde belirlenmesi gerektiğini belirtmektedir. Mahkeme kararı temyiz edilmiş ve karar bozulmuştur.
10. Hukuk Dairesi         2022/5132 E.  ,  2022/8394 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :İş Mahkemesi



    Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece, bozmadan sonra ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmün, davalılar ve feri müdahil Kurum vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasanın 79/10. maddesi olup bu tür sigortalı hizmetlerin tespitine ilişkin davaların, kamu düzeniyle ilgili olduğu ve bu nedenle de özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesinin zorunlu ve gerekli bulunduğu açıktır. Bu çerçevede, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde resen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.
    506 sayılı Kanunun 4. maddesinde “sigortalıları çalıştıran gerçek ve tüzel kişiler” işveren olarak tanımlanmıştır. “Çalıştıran” olgusu, tespiti istenen sürelere ilişkin hizmet akdinin tarafı konumunda olan ve hizmet akdini düzenleyen “işvereni” ifade etmektedir. Hizmet tespitine yönelik davalarda, çalışma ilişkisinin nitelik ve süresinin belirlenmesinde, bu yöndeki işyeri bilgi ve belgelerine ulaşılmada, kısacası, davanın sübutu ve verilen kararın infazı açısından, işverenin kim olduğunun bilinmesinde yasal zorunluluk vardır. Bu nedenle, sigortalının taraf olduğu hizmet akdinin hangi işverenler tarafından düzenlenmiş olduğu tespit edilip, hizmet tespitine yönelik davanın, anılan Yasa'nın 79/10. maddesine göre, sigortalıyı fiilen çalıştıran işverenlere yöneltilmesi gerekir.
    İnceleme konusu davada, davacı hareket görevlisi olarak 1998 Şubat ile 20.09.2013 tarihleri arasında kesintisiz çalıştığının tespitini talep etmiş olup, Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüyle ilamında belirtilen şekilde davacının davalı işverenler yanında çalıştığının tespitine karar verilmiş ise de, talep konusu dönem içerisinde davacının davalı işverene ait işyerinde sürekli çalışma iddiası olup, hizmet cetvelinde dava dışı işyerinden bildiriminin bulunması karşısında, dava dışı işverene HMK m. 124 gereğince usulüne uygun bir biçimde husumet yöneltmesi için davacıya mehil verilip, dahil edilen işverenin göstereceği bütün deliller toplandıktan ve bu yerlerdeki bordro tanıkları da dinlenmek suretiyle, gerekli tüm soruşturma yapılıp, dava dışı işyerindeki çalışmaların varlığı, çalışmanın nerede, hangi işveren nezdinde geçtiği araştırılarak uyuşmazlık konusu yönler hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip, tüm kanıtlar değerlendirilerek karar verilmemesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O hâlde, davalılar ve feri müdahil Kurum vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 02.06.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.








    Hemen Ara