Esas No: 2022/5852
Karar No: 2022/8475
Karar Tarihi: 02.06.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/5852 Esas 2022/8475 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2022/5852 E. , 2022/8475 K.Özet:
Davacı, çalışma süresinin tespiti için dava açmıştır. İlk derece mahkemesi davanın reddine karar vermiştir. Davacının temyiz başvurusu üzerine Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi, istinaf başvurusunun reddine karar vermiştir. Davacının temyiz itirazları kabul edilerek, istinaf kararı kaldırılmış ve ilk derece mahkemesi kararı bozulmuştur. Kanun maddeleri olarak; davacının yasal dayanağı 5510 sayılı Kanunun 86/9. maddesi, sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamaz ve vazgeçilemez olan 506 sayılı Kanunun 6. maddesi olarak belirtilmiştir.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
İlk DereceMahkemesi : ... İş Mahkemesi
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 7.Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esasdan reddine karar verilmiştir.
Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince verilen kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi
I-İSTEM
Davacı 07.01.1991-30.04.1991 ve 01.08.1992-31.08.1995 tarihleri arasında çalıştığının tespitini talep etmiştir.
II-CEVAP
Davalılar vekilleri davaya cevap vermemişlerdir.
MAHKEME KARARLARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk derece mahkemesi, davanın reddine karar vermiştir.
B-BAM KARARI
Samsun Bölge Adliye Mahkemesince, davacının istinaf başvurularının HMK nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ayrı ayrı esasdan reddine karar verildi.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacı vekili; komşu işyeri tanığı olarak dinlenilen tanıkların tamamının müvekkilinin 1990 yı yallarda çalıştığını iddia ettikleri işyerinin olduğu adreste bugün itibarı ile faaliyet gösteren işyeri sahipleri ya da çalışanları olduğunu, dolayısıyla müvekkilini tanımaları veya çalışmasından haberdar olmalarının mümkün olmadığını, dosyanın istinaf incelemesi öncesi yapılan yargılaması esnasında alınan bilirkişi raporunda bordro tanıkları, komşu işyeri tanıkları ve davacı tanıklarının kıyaslaması yapılmış ve netice olarak da ...ve ...'in beyanlarına dayanılarak 01/08/1992 - 31/08/1995 tarihleri arasında kesintisiz olarak isgortalı olması gerektiğinin mütalaa edildiğini, yargılama esnasında komşu işyerlerinin tespiti bakımından, hizmet tespiti talebinin kamu düzeninden olması ve re'sen araştırma ilkesinin geçerli olması sebebiyle, işyerlerinin olduğu adreslerde keşif yapılmasını da talep ettiklerini, bu hususun da irdelenmeden karar verildiği için red kararının eksik inceleme ile verildiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmişlerdir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Kanunun 86/9. maddesidir. 506 sayılı Kanunun 6. maddesinde ifade edildiği üzere, “sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamaz ve vazgeçilemez.” Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davaların, kamu düzenine ilişkin olması nedeni ile özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde resen araştırma yapılarak kanıt toplanması gerektiği özellikle göz önünde bulundurulmalıdır.
İnceleme konusu dosyada; davacı 07.01.1991 - 30.04.1991 ve 01.08.1992 - 31.08.1995 döneminde çalıştığının tespitini talep etmiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Davacının hizmet cetvelinde 01.05.1991-31.07.1992 tarihleri arasında davalı iş yerinden bildirimlerinin bulunduğu, aynı zamanda 01.05.1991 tarihli işe giriş bildirgesinin de olduğu anlaşılmaktadır. Vergi Dairesinden gelen bilgi ve belgelerden davalı şirketin 08.03.1989 tarihinde ...'da faaliyetine başladığı, sigorta acenteliği işini 01.03.1990 tarihinde Çankaya Vergi Dairesine naklettiği, ancak aynı iş yerinde şube iş yeri olarak faaliyetine devam ettiği, daha sonra 31.07.1992 tarihinde işini terk ettiği görülmektedir. Diğer yandan davalı kurum iş yerinin 31.07.1992 tarihinde kanun kapsamından çıktığını, iş yeri dosyasının imha edildiğini bildirmiştir. kurum imha kayıtlarında iş yeri adresinin Gazi Cad., Altınhan İşhanı, No:84/3 Daire 22 ... olarak yer aldığı, 01.05.1991 tarihli işe giriş bildirgesinde ise Topal Sokak, No:1 K/315 ... olarak belirtildiği görülmektedir.
Mahkemece, öncelikle çalışmanın hangi adreste geçtiğine dair beyanı alınmalı, işe giriş bildirgesindeki adres ile imha tutanaklarındaki adresin farklı olması nedeniyle ...'daki çalışma iddiasına konu adreste değişiklik olup olmadığı tespit edilmeli, davacı tarafından beyan edilecek adreste, işe giriş bildirgesinde yer alan adreste ve imha tutanağında kayıtlı adreste komşu iş yeri araştırması yapılarak, ihtilaf konusu dönemde davalı iş yerine komşu olan iş yeri işverenleri ve bordrolu çalışanları tespit edilerek tanık olarak beyanları alınmalı, tanık beyanları arasında çelişki olması halinde bu çelişkiler giderilmeli, dosyada dinlenen ve dinlenecek tanıklara ilişkin çalışma kayıtları ve hizmet cetvelleri celp edilerek tanıkların beyanları denetlenmeli, bu şekilde çalışmanın varlığı ve süresi tespit edilmeli, elde edilecek deliller değerlendirilmek suretiyle karar verilmelidir.
Mahkemece yukarıda belirtilen hukuki ve maddi olgular göz önünde bulundurulmaksızın eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması, usûl ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 02.06.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.