Esas No: 2022/5605
Karar No: 2022/8454
Karar Tarihi: 02.06.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/5605 Esas 2022/8454 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2022/5605 E. , 2022/8454 K.Özet:
Davacı, sigorta başlangıç tarihinin 01.10.1986 olarak tespiti ile yaşlılık aylığı bağlanması istemiyle dava açmıştır. İlk derece mahkemesi davanın kabulüne karar verirken, istinaf sonrası Bölge Adliye Mahkemesi davanın reddine hükmetmiştir. Temyiz sonunda ise Yargıtay, mahkemenin eksik inceleme sonucu hüküm kurduğunu belirterek, sigortalılık başlangıcı yönünden salt işe giriş bildirgesi verilmiş olmasının yeterli olmayacağını, çalışma olgusunun ortaya koyulması gerektiğini ve hâkimin, doğrudan soruşturma yaparak sigortalılık koşullarının oluşup oluşmadığını resen belirlemesi gerektiğini vurgulamıştır. Bu nedenle, mahkemenin eksik inceleme sonucu karar vermesi usul ve yasaya aykırıdır. Kanun maddeleri olarak 506 sayılı Kanunun 108. ve 79/8. maddelerine atıfta bulunulmuştur.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi : ... 16. İş Mahkemesi
Dava, sigorta başlangıç tarihinin 01.10.1986 olarak tespiti ile yaşlılık aylığı bağlanması istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince davalı kurum vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı, sigorta başlangıç tarihinin 01.10.1986 olarak tespiti ile yaşlılık aylığı bağlanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
II-CEVAP
Davalı kurum vekili, davacının ... sicil numaralı ... unvanlı işyerinden verilmiş bulunan 01.10.1986 tarihli ilk işe giriş bildirgesine istinaden ilk defa sigortalı olarak tescil kaydının yapıldığını ve imzası ile doğrulandığını ancak anılan işyerinin 1986/3. dönem bordrosu mevcut olmadığından davacının bu işyerinde 1 gün dahi fiilen çalıştığının kabulünün mümkün olmadığını, yaşlılık aylığı koşullarının da oluşmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
"1-Davanın kabulü ile;
... T.C. Kimlik numaralı davacı ...'nın Sosyal Güvenlik Kurumunda ....035 sicil sayılı dosyada işlem gören ... ait iş yerinden verilen 01/10/1986 tarihli ilk işe giriş bildirgesine göre sigortalılık başlangıç tarihinin 18 yaşını doldurduğu 17/03/1988 tarihi olduğunun ve bu kabulüne göre 17/03/2020 tarihli tahsis başvurusuna istinaden 506 sayılı Yasa'nın 4759 sayılı Yasa ile değişik geçici 81/B-g maddesi gereğince tahsis talep tarihini takip eden aybaşı olan 01/04/2020 tarihinden geçerli olmak üzere yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine" karar verilmiştir.
B-BAM KARARI
"1-Davalı vekilinin istinaf talebinin kabulüyle; ... 16. İş Mahkemesi'nin, 05.10.2021 tarihli, 2020/101 E, 2021/345 K. sayılı kararının Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-b.2 maddesi uyarınca kaldırılmasına,
2- Davanın reddine" karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacı vekili, davaya konu kararın eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeye dayalı olduğunu beyanla bozulmasını talep etmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanunun geçici 7/1. maddesi hükmünde yer alan düzenleme ile genel olarak Kanunların geriye yürümemesi (geçmişe etkili olmaması) kuralı karşısında, davanın yasal dayanağının 506 sayılı Kanun olduğu kabul edilmelidir.
Dava konusu somut olayda mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş ise de; sigortalılık başlangıcının tespitine ilişkin YHGK’nun 01.06.2011 günlü 2011/307 E. - 2011/366 K. sayılı, 21.09.2011 günlü ve 2011/527 E. - 2011/552 K. sayılı ilamları gözetildiğinde eksik inceleme sonucu hüküm kurulduğu anlaşılmıştır.
YHGK’nun belirtilen ilamlarında da bahsedildiği üzere, 506 sayılı Kanunun 108.maddesi uyarınca, sigortalılık başlangıcı yönünden salt işe giriş bildirgesi verilmiş bulunması yeterli olmayıp, ayrıca Kanunun 2.maddesinde öngörülen şekilde fiili çalışmaların aranması da gereklidir.
Bu nedenledir ki, somut olayda uyuşmazlık fiili çalışma olgusunun yöntemince kanıtlanmış olup olmadığı, mahkemece bu yönde yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Yöntemince düzenlenip süresi içinde kuruma verilen işe giriş bildirgesi, kişinin işe alınmış olduğunu gösterirse de, fiili çalışmanın varlığının ortaya koyulması açısından tek başına yeterli kabul edilemez. Sigortalılıktan söz edebilmek için, çalışmanın varlığı, Yargıtay uygulamasında 506 sayılı Kanunun 79/8.maddesine dayalı sigortalılığın tespiti davaları yönünden kabul edilen ilkelere uygun biçimde belirlenmelidir. Zira sigortalılığın başlangıcına yönelik her dava, aynı zamanda sigortalılığın tespiti istemini de içerir. Aksine düşünce, özellikle yaşlılık aylığının kabulü için öngörülen sigortalılık süresi yönünden çalışanlar ile çalışmayanlar arasında, adaletsiz ve haksız bir durum yaratır. Bu nedenle, işe giriş bildirgesinin verildiği, ancak, yasal diğer belgelerin bulunmadığı durumlarda, çalışma olgusunu ortaya koyabilecek inandırıcı ve yeterli kanıtlar aranmalı ve Anayasa’nın 60. maddesinde tanımlanan sosyal güvenlik hakkının niteliği gereği bu tür davalarda, hâkim, doğrudan soruşturmayı genişleterek, sigortalılık koşullarının oluşup oluşmadığını resen belirlemelidir.
Bunun için de bu tür davalarda, işyerinde tutulması gerekli dosyalar ile kurumdaki belge ve kanıtlardan yararlanılmalı, ücret bordroları getirtilmeli, müfettiş raporları olup olmadığı araştırılmalı, işyeri çalışanları saptanmalı ve sigortalının hangi işte ne kadar süre ile çalıştığı açıklanmalıdır.
Eldeki davada, Konak/... adresinde, ... unvanlı, 01.07.1980- 06.12.2010 tarihleri arasında 506 sayılı Kanun kapsamında olan, otomobil tamiri yapılan ... sicil numaralı işyerinden, davacının 01.10.1986 tarihinde işe alındığını belirten işe giriş bildirgesinin verilmiş olduğu, davacının talep tarihinden sonraki 1987 yılı 1. ve 2. dönem bordrolarının kurum tarafından kısa vadeli sigorta kolları kapsamında kabul edildiği, dosyada dinlenen tanıkların, davacının çırak olduğu yönünde beyanlarda bulundukları anlaşılmakla; Mahkemece, İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ve okuldan araştırma yapılmalı, davacının eğitim durumu, velisi tarafından imzalanmış çıraklık sözleşmesi olup olmadığı, çıraklık veya eğitim merkezinde dosyasının bulunup bulunmadığı, işveren ile çıraklık eğitim merkezi arasında herhangi bir ilişkinin bulunup bulunmadığı bu çalışmanın mesleki eğitim merkezinin denetiminde pratik eğitim olarak gerçekleşip gerçekleşmediği; eğitim merkezi ile davalı işveren arasında herhangi bir ilişkinin bulunmadığının anlaşılması durumunda, çalışmanın bir mesleğin öğrenilmesine yönelik olarak çıraklık ilişkisine mi, yoksa diğer çalışanlar gibi üretime yönelik olarak mı gerçekleştiği üzerinde durularak, davacının çırak olarak dönem bordrolarının verildiği 1987 dönemine ilişkin bordrolarda adı geçen sigortalıların tanık olarak beyanları alınarak davacının çalışmasının üretime yönelik olup olmadığı belirlenmeli, çalışma olgusu ve niteliği şüpheye yer vermeyecek şekilde belirlenip, sonucuna göre yaşlılık aylığı koşullarının oluşup oluşmadığı da değerlendirilerek bir karar verilmelidir.
Mahkemenin, yukarıda açıklanan esaslar doğrultusunda araştırma yaparak elde edilecek sonuca göre karar vermesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile davanın reddine ilişkin kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının yukarıda açıklanan nedenlerle HMK’nın 373/2 maddesi gereği BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 02.06.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.