Ceza Genel Kurulu 2008/46 E. , 2008/182 K.
"İçtihat Metni"
Kararı veren
Yargıtay Dairesi : Ceza Genel Kurulu
Mahkemesi :Ceza Dairesi
Günü : 06.12.2007
Sayısı : 26-63
Görevde yetkiyi kötüye kullanmak suçundan, sanık ... hakkında açılan kamu davasında, Yargıtay 4. Ceza Dairesince 06.12.2007 gün ve 26-63 sayı ile verilen beraat hükmünün, suçun oluştuğundan bahisle Yargıtay C.Başsavcılığı tarafından temyiz edilmesi üzerine,
Yargıtay C.Baş¬savcılığının 08.02.2008 gün ve 177294 sayılı “bozma” istekli tebliğ¬namesiyle, Yargıtay Birinci Başkanlığına gön¬¬de¬rilen dosya; Yargıtay Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Manavgat C.Başsavcısı olarak görev yaptığı dönemde, mal beyanında bulunmamak suçun¬dan Manavgat İcra Ceza Mahkemesinin 2004/839, 838, 837 ve 836 Esas, 2004/860, 859, 863 ve 853 Karar sayılı dosyalarda, ceza kararnamesi ile toplam 40 gün hafif hapis cezasına hükümlü olan ....."nin, hakkında çıkarılan yakalama müzekkeresi uyarınca yakalanıp adliyeye getirildiği, ancak C.Başsavcısı olan sanığın şifahi talimatı ile Jandarma görevlisi tarafından bir tutanakla 18.01.2005 günü 4.732,00,YTL borcunu ödemek şartı ile Sarılar Belediye Başkanı Mustafa Erkan Ersoy"a teslim edildiği, ertesi gün olan 18.01.2005 tarihinde borcun ödenerek İcra Ceza Mahkemesince tüm dosyalarda 2004 sayılı İcra ve İflas Yasasının 354. maddesi uyarınca, hapis cezalarının bütün neticeleriyle ortadan kaldırılmasına karar verilip, C.Başsavcılığına bildirilmesi üzerine, ilamların bila infaz mahke¬meleri iade edildiği somut olayda;
Ceza Genel Kurulunca, değerlendirilmesi gereken husus, mevcutlu olarak getirilen sanığın, cezaevine alınması yerine, ödeme koşuluyla serbest bırakılması keyfiyetinin görevde yetkiyi kötüye kullanma suçu kapsamında değerlendirilip, değerlendirilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
İncelenen dosyada, ..... hakkında, 30.07.2004 tarihinde mal beyanında bulunmadığından bahisle, İİY’nın 337. maddesi uyarınca, aynı Yasanın bilahare yürürlükten kaldırılan 352/a maddesinin tanıdığı yetkiye dayanılarak, on’ar gün hafif hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verildiği, süresinde itiraz edilmediğinden bahisle kesinleştirilen ceza kararnamelerinin infaz için C.Başsavcılığına gönderildiği, hükümlüye davetname çıkarılarak, yedi gün içinde gelmediği taktirde, yakalama müzekkeresi ile getirileceğinin belirtildiği, ancak hükümlünün adresini değiştirmesi ve yeni adresinin de saptanamaması üzerine, tebliğ belgesinin C.Başsavcılığına iade edildiği, bu iade keyfiyeti değerlendirilmeksizin, hakkında yakalama müzekkeresi düzenlendiği, 17.01.2005 tarihinde saat 16.30 sıralarında mevcutlu olarak Manavgat C.Başsavcılığına getirilen hükümlünün, mesainin bitmesi ve alacaklı TEDAŞ avukatının hava şartları nedeniyle o gün Manavgat’a gelememesi nedeniyle, kanser hastası olan .....’nin paranın ertesi günü yatırılması koşuluyla, cezaevine alınmaksızın, jandarma görevlisince tutulan tutanakla, Sarılar Belediye Başkanına teslim edildiği, ertesi gün hükümlü tarafından dört adet dosyadaki 4.624.00 YTL. borcun icra müdürlüğü veznesine 2005/33-127 sayılı tahsilat makbuzu ile ödenerek, ödeme belgesinin ibrazı üzerine, Manavgat İcra Ceza Mahkemesince, borcun ödenmesi nedeniyle, İİY’nın 354. maddesi uyarınca hapis cezasının tüm sonuçlarıyla ortadan kaldırılmasına karar verildiği, tali karar fişi düzenlenerek C.Başsavcılığına gönderildiği, karar gereğince, C.Başsavcılığınca infaz evrakının Manavgat İcra Ceza Mahkemesine iade edildiği, serbest bırakılan .....’nin ise bir süre sonra mevcut hastalığı nedeniyle öldüğü anlaşılmaktadır.
Ceza Genel Kurulunca yapılan değerlendirme ve sonuç;
1-Olay tarihinde yürürlükte bulunan 1412 sayılı CYUY’nın 401. maddesi uyarınca hükümlünün öncelikle cezasını çekmek üzere davet edilmesi, verilen sürede gelmediği tak¬dirde yakalama müzekkeresi çıkarılacağı hüküm altına alınmış olduğundan, somut olayda tebligatın ilgiliye ulaşmaması nedeniyle kendisine bu imkânın verilmediği saptanmakla, C.Savcısı olan sanığın görevin gereklerine aykırı bir davranışı bulunmamaktadır.
2- Bilahare Anayasa Mahkemesinin 28.02.2008 gün ve 71-69 sayılı kararı ile iptal edilmiş bulunan ve eylem tarihinde henüz 5358 sayılı Yasa ile değişmemiş hali yürürlükte olan, İcra ve İflas Yasasının 337. maddesinde düzenlenen mal beyanında bulunmama eylemi hafif hapis cezasını gerektirmekte olup, aynı Yasanın 354. maddesi ile de müştekinin feragati veya borcun itfa edildiği sabit olduğu takdirde, davanın ve bütün neticeleri ile beraber cezanın düşeceğine amirdir. Anılan düzenlenmede amaçlanan husus, cezanın infaz kurumunda çektirilmesinden daha çok, borcun ödenmesinin sağlanarak cezanın tüm sonuçlarıyla ortadan kaldırılmasına yöneliktir. Aksi kanıtlanamayan ve tanık anlatımı ile davetnamenin tebliğ edilemediğine dair belgelerle örtüşen savunma doğrultusunda, amansız bir hastalığı bulunan ve ancak yakalama sonucunda hakkındaki cezadan haberdar olan ilgilinin, olay anında mesainin bitmesi ve alacaklı vekiline ulaşılamaması nedeniyle ertesi gün ödemede bulunmak koşuluyla serbest bırakılması ve borcun ödenmesinin sağlanarak, cezanın bütün sonuçlarıyla ortadan kaldırıl¬ması şeklinde gerçekleşen olayda yapılan işlem İİY’nın 354. maddesindeki düzenlemenin ruhuna ve amacına uygun bulunduğundan, sanığın olaydaki davranış biçimi hukuka aykırılık oluşturmamaktadır.
3-Bir an için sanığın biçimsel olarak normlara aykırı davrandığı kabul edilse dahi, ekonomik zarar olarak değerlendirilen kamu zararı ile kişi mağduriyeti ve malvarlığında bir artış meydana getirecek şekilde haksız kazanç sağlanma unsurlarından hiç biri somut olayda gerçekleşmemiştir
Bu itibarla, Yargıtay C.Başsavcılığının tüm temyiz itirazlarının reddi ile Özel Dairece verilen beraat kararının onanmasına karar verilmelidir.
SONUÇ :
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay C.Başsavcılığının tüm temyiz itirazlarının reddi ile Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 06.12.2007 gün ve 26-63 sayılı hükmünün ONANMASINA,
2- Dosyanın Yargıtay 4. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine, 08.07.2008 tarihinde gerçekleştirilen müzakerede tebliğnamedeki düşünceye aykırı olarak oybirliği ile karar verildi.