Bireysel kaçakçılık suçundan sanık M.Y..’un, 1918 sayılı Yasanın 25/2, 33/son maddeleri uyarınca 549.991.293 lira tazmini nitelikte ağır para cezasıyla cezalan¬dırılmasına, kaçak mazotun 1918 sayılı Yasanın 25/2 ve suçun işlenmesinde kullanılan nakil vasıtasının aynı Yasanın 47. maddesi uyarınca zoralımına ilişkin Silopi Asliye Ceza Mahkemesince 07.02.2002 gün ve 217-30 sayı ile verilen kararın sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 7. Ceza Dairesince 07.04.2008 gün ve 10729-8306 sayı ile;
“5271 sayılı CMK’nun 5560 sayılı yasa ile değişik 231. maddesinin 5. ve 14. fıkra¬larında değişiklik yapan 5728 sayılı yasanın 562. maddesi uyarınca hüküm açıklanmasının geri bırakılması uygulaması olanaklı hale geldiğinden, 5237 sayılı TCK.nun 7. maddesi gözetilerek, yasal koşullarının oluşup oluşmadığının saptanması ve sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu” gerekçesiyle hükmün diğer yönleri incelenmeksizin bozulmasına karar verilmiştir.
Yargıtay C.Başsavcılığı ise 26.05.2008 gün ve 160391 sayı ile;
“Suç tarihinde yürürlükte olan 1918 sayılı kaçakçılığın Men ve Takibine Dair Kanunun, sanığa yüklenen eylemin yaptırımını düzenleyen 25. maddesinin 2. fıkrası ile 765 sayılı Türk ceza Kanununun dava zamanaşımı ile ilgili 102. maddesinin 4. fıkrasındaki düzenlemeye göre temyiz incelemesine konu kamu davası beş yıllık zamanaşımı süresine tabiidir. Suç tarihi 10.08.2001 olup, kamu davası iddianame ile 3005 sayılı Yasa hükümlerine göre 11.08.2001 günü açılmış, sanığın savunması da aynı gün yapılan duruşmada alınmıştır. Yargılama 07.02.2002 tarihli mahkûmiyet kararı ile sonuçlanmış, bu tarihten sonra zaman¬aşımını kesen başkaca hiçbir usul işlemi yapılmamıştır. Bu durumda hüküm tarihinden Yüksek Dairenin temyiz incelemesi yaptığı ve karar verdiği tarihe kadar altı yıl iki aylık bir süre geçmiş ve dolayısıyla beş yıllık asli zamanaşımı süresi dolmuştur” görüşüyle itiraz yasa yoluna başvurarak, Özel Daire kararının kaldırılmasına, Yerel Mahkeme hükmünün bozul¬masına, olayda daha fazla aydınlatılması gereken bir durumun bulunmaması ve Yargıtay tarafından işin esasına hükmedilebilecek hallerden olması dikkate alınarak, sanık M.Y..hakkında kaçakçılık suçunu işlediği iddiasıyla açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle 765 sayılı TCY.nın 102. maddesinin 4. fıkrası uyarınca ortadan kaldırılmasına, sanığın Irak’tan dönüşü sırasında yurda kaçak olarak soktuğu suça konu 1.600 litre mazotun müsaderesine, kovuşturma aşamasında nakil vasıtasının teslimi için anılan 700.000.000 TL (700 YTL) teminatın iadesine karar verilmesi isteminde bulunmuştur.
Dosya Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Yargıtay Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Sanığa yüklenen bireysel kaçakçılık suçu, 1918 sayılı Yasanın 25. maddesinin 2. fıkrasında düzenlenmiş olup, maddede öngörülen özgürlüğü bağlayıcı ceza tazmini nitelikte para cezasıdır. Suç tarihi olan 10.08.2001 gününde yürürlükte bulunan 765 sayılı Türk Ceza Yasasında 102/4. maddesi uyarınca bu suç bakımından öngörülen asli dava zamanaşımı süresi 5 yıl ve 104/2. maddesinde ise kesintili dava zamanaşımı süresi 7 yıl 6 aydır.
Somut olayda, dava zamanaşımını kesen son işlem Yerel Mahkemenin 07.02.2002 günlü mahkûmiyet hükmüdür. Yerel Mahkemenin hüküm tarihinden itibaren Özel Dairece temyiz incelemesinin yapıldığı 07.04.2008 tarihine kadar, asli dava zamanaşımı süresi olan 5 yıllık süre geçmiş bulunduğundan, haklı nedenlere dayanan Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının kabulüne, zoralım ve teminatın iadesi gibi hususlar da değerlendirilerek bir karar verilmesi için dosyanın Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ :
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,
2- Yargıtay 7. Ceza Dairesinin 07.04.2008 gün ve 10729-8306 sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3- Dosyanın zoralım ve teminatın iadesi gibi hususlar da değerlendirilerek bir karar verilmesi için Yargıtay 7. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine, 24.06.2008 günü oybirliği ile karar verildi.