Esas No: 2011/10664
Karar No: 2011/2587
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2011/10664 Esas 2011/2587 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA :Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili,davacının devamsızlık yaptığına dair tutanaklar tutulmasına rağmen davacının anılan tarihlerde işi başında olduğunu bu nedenle iş sözleşmesinin haklı neden olmadığı halde davalı tarafından feshedildiğini belirterek işe iade kararı verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili,davacının müvekkili şirkette çalıştığı bölümden işi ile ilgili şikayet gelmesi üzerine davacıya aynı konuda başka yerde çalışmasının önerilmesine rağmen davacının bu öneriyi kabul etmediğini, davacının 11-12-13/06/2009 tarihlerinde amirlerinden izin almadan işi terk ettiğinin tespit edilmesi nedeni akdin haklı nedenle feshedildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece taraf vekillerinin ve davacı asilin duruşmadaki beyanlarından işe iade konusunda uzlaşamadıkları, davalı vekilinin duruşmadaki davacının işe iade talebinin kabul ettikleri yönündeki beyanlarından feshin geçerli nedenle yapıldığı davalı tarafından ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 18 ve devamı maddelerinde belirtilen iş güvencesi hükümlerinin amacı, işverenin iş sözleşmesini meşru ve makul görülebilecek bir neden olmaksızın keyfi olarak sone erdirmesinin engellenmesi, dolayısıyla iş ilişkilerinde sürekliliğin sağlanmasıdır. Sözü edilen düzenlemeler, işverene emredici kurallarla bir takım yükümlülükler getirmekle birlikte, işçinin de yasanın bu korumasından yararlanması için dürüstlük kurallarına uygun davranması gerekir. Başka bir anlatımla iş ilişkisinde sürekliliğin sağlanması noktasında işçi de iyiniyet kurallarına uygun olarak kendisinden beklenen davranışları ortaya koymalıdır. Bu nedenle, işe iade davasında hedef, işe başlatılma olmalıdır. Davacının işe davete icabet etmemesi, iş ilişkisinin devamı ile ilgili talebinde samimi olmadığını, nihai hedefinin boşta geçen süre ücreti ile işe başlatmama tazminatını ESAS NO : 2011/10664
almak olduğunu gösterir. Ne var ki, bu amaca yönelik talebin iş güvencesi hükümlerince korunması mümkün değildir.
Ancak, dava açılmasına işveren sebebiyet vermiş olduğundan yargılama gideri ve vekalet ücretinden davalı işveren yerine davacının sorumluluğuna karar verilmesi gerekir.
Dosya içeriğine göre davacı işçi yargılama sırasında davalı tarafça 24.08.2009 tarihli cevap dilekçesinde, 08.10.2010 günlü celsede ve bozma sonrası 12.05.2011 günlü celsede işe davet edildiği halde davacı işçi haklı bir neden olmadığı halde davete icabet etmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda davanın reddi gerekirken yukarıda anılan gerekçe ile kabulüne karar verilmesi hatalı olup 4857 sayılı İş Yasasının 20/3 maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM : Yukarda açıklanan gerekçe ile;
1. Mahkeme kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. Davanın REDDİNE,
3. Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4. Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
5. Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.100.00 TL. ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6. Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine,
Kesin olarak 11.10.2011 gününde oybirliği ile karar verildi.