Esas No: 2022/3381
Karar No: 2022/8390
Karar Tarihi: 02.06.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/3381 Esas 2022/8390 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2022/3381 E. , 2022/8390 K.Özet:
Dava, Kurum işleminin iptali ve itirazın iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesi, asıl davanın reddine ve birleşen davanın kabulüne karar vermiştir. Davacı-birleşen dava, istinaf başvurusu sonrası reddedilmiştir. Temyiz isteği üzerine yapılan incelemeler sonucunda, dosyadaki delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesi nedeniyle temyiz itirazları reddedilmiş ve hüküm onanmıştır.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 56., 60. ve 67. maddeleri, davada önemli olmuştur. Ayrıca, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu, 5754 sayılı Kanunun 68. maddesi ve 6385 sayılı Kanun, kararda yer alan diğer kanunlar arasındadır.
Not: İstendiği gibi, özet yazarken hiçbir HTML etiketi kullanmadım. Ayrıca, yalnızca kararda geçen kanun maddelerine ve önemli diğer kanunlara değindim. Detaylı ve açıklayıcı bir bilgi vermek amacıyla, bu kanun maddelerinin ne anlama geldiğini ya da hangi konuları düzenlediğini belirtmedim.
"İçtihat Metni"
Bölge Adliye
Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi
No : 2019/2207-2021/2302
İlk Derece
Mahkemesi : ... Anadolu 18. İş Mahkemesi
No : 2016/307-2019/211
Asıl dava, Kurum işleminin iptali; birleşen dava ise itirazın iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne dair verilen karara karşı davacı-birleşen davada davalı ... vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı-birleşen davada davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddî delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz eden ilgiliden alınmasına, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, Üye ...'ın muhalefetine karşı, Başkan ... ve Üyeler ..., ... ve ... 'ün oyları ve oy çokluğuyla, 02/06/2022 gününde karar verildi.
KARŞI OY GEREKÇESİ
Somut uyuşmazlıkta, davacı kadın 1998 tarihinde eşinden boşanmıştır. Davalı kadına boşandıktan sonra 1985 yılında ölen annesinden yetim aylığı bağlanmış ve 2015 yılında denetim raporu ile kesilmiş, Kurumca fiili birliktelik nedeni ile 5510 sayılı Kanunun 56. maddesi uyarınca boşandığı eşi ile birlikte yaşadığı gerekçesi ile 2008-2015 yılları için ödenen aylıklar ile yaptığı tedavi gideri için borç çıkarılmıştır.
Dairemizin 07.10.2021 tarih ve 2021/7072 Esas, 2021/11762 Karar sayılı ilamında yazılan karşı oy gerekçelerimde belirttiğim gibi davacı boşandığında 506 sayılı kanun yürürlüktedir. 5510 sayılı Kanunun 5754 sayılı Kanunun 68. maddesi ile değişik geçici 1. maddesi uyarınca kesilmede 506 sayılı Kanun uygulanmalıdır. Anılan kanunda ise boşanılan eş ile birlikte yaşama olgusu bir kesilme nedeni olarak düzenlenmemiştir. 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinden önce gerçekleşen boşanma olgusuna uygulanması olanağı, önceye etki yasağı nedeni ile olanaklı değildir.
Çoğunluğun önceye etki yasağı ilkesine aykırı olarak, lafzi yorum ve sigortalı aleyhine yorumu benimseyerek, sonradan gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılarak salt birlikte yaşama ve boşanan eşin desteğini alma koşulunu yeterli kabul etmesi, Kanunun ve Anayasa Mahkemesinin iptal kararının gerekçelerine aykırıdır. Davacının burada boşanma hakkını kötüye kullandığından söz edilemez.
Diğer taraftan aylık iptal edilen dönemdeki tedavi giderleri ise yukarda açıklanan nedenler yanında bir an için fiili birliktelik olduğu kabul edilerek aylık kesme işlemi kabul edilse dahi, Dairemizin 2021/7554 Esas, 2021/12160 Karar sayılı kararın karşı oy gerekçelerinde belirtildiği üzere, tedavi giderleri istenemez. Zira;
19.01.2013 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6385 sayılı Kanunun 12. maddesi ile 5510 sayılı Kanuna eklenen geçici 45. maddede, “Bu Kanuna göre genel sağlık sigortalısı ya da bakmakla yükümlü olunan kişi kapsamına girmekle birlikte, asli olarak hak etmediği bir kapsamda sağlık hizmeti alanlara 31/01/2012 tarihine kadar verilen sağlık hizmetlerine ilişkin Kurumca tahakkuk ettirilmiş veya ettirilecek borçlar, varsa ilgililerin bu nedenle açtıkları davadan vazgeçmeleri halinde tahsil edilmez. Bu borçlara ilişkin açılmış olan dava ve icra takiplerinden Kurumca vazgeçilir.” hükmüne yer verilmiştir. Anılan hükmün gerekçesinde ise, 5510 sayılı Kanuna göre, vatandaşların genel sağlık sigortası kapsamına alınmasına ilişkin işlemlerin 2012 yılı Ocak ayı itibarıyla tamamlanması nedeni ile bu tarihe kadar yaşanan geçiş sürecinde, tabi olduğu genel sağlık sigortası statüsünün aradığı şartlarla sağlık yardımı alması gerekirken, Kanunun diğer statülerine göre ya da bakmakla yükümlü olunan kişi statüsünde hak etmediği halde sağlık yardımı yapılanlara ilişkin sağlık giderlerinin ilgililerden tahsil edilmemesi ve bu suretle oluşacak mağduriyetlerin önlenmesinin amaçlandığı belirtilmiştir.
31.01.2012 tarihinden sonra yapılan sağlık giderlerinden dolayı 5510 sayılı Kanunun 60. maddesinin ilgili bentleri gereğince genel sağlık sigortalısı sayıldığından ve 67. madde kapsamında gelir testine tabi tutulmasıyla oluşacak ihtilafa konu dönemdeki prim borçlarının Kurum tarafından tahsilinin mümkün olduğu göz önüne alındığında, belirtilen giderler genel sağlık sigortalısı sayılan sigortalıdan talep edilemeyecektir.
Açıklanan bu gerekçelerle mahkeme kararının bu gerekçelerle bozulması gerekirken, onanması görüşüne katılınmamıştır.