Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/6455 Esas 2022/8492 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/6455
Karar No: 2022/8492
Karar Tarihi: 06.06.2022

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/6455 Esas 2022/8492 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi, davalı Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından istinaf başvurusunun esastan reddine karar verdiği bir hizmet tespiti davasında, İlk Derece Mahkemesi'nin kararını bozdu. Davacı, davalıya ait iş yerinde kesintisiz olarak çalıştığını ve sigortasının yapılmadığını iddia ederek hizmet tespiti talep etmişti. İlk Derece Mahkemesi davanın kabulüne karar verirken, Bölge Adliye Mahkemesi bu kararı, yeterli araştırma yapılmadan verildiği gerekçesiyle bozdu. Mahkeme, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin bu tür davalarda özel bir duyarlılık ve özen gösterilmesi gerektiğini vurgularken, işverenin kim olduğunun bilinmesinde yasal zorunluluk olduğunu belirtti. Kararda, 506 sayılı Kanunun 4. maddesi ile 5510 sayılı Kanun'un 86/9. maddeleri de referans gösterildi.
10. Hukuk Dairesi         2022/6455 E.  ,  2022/8492 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
    İlk Derece Mahkemesi : Merzifon 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi


    Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair karara karşı davalı Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı Sosyal Güvenlik Kurumu vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, temyiz konusu hükme ilişkin dava, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 369. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hallerden hiçbirine uymadığından, temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması isteminin reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    I-İSTEM
    Davacı vekili; davacının davalıya ait iş yerinde 25/11/2013 tarihinden 04/01/2014 tarihine kadar kesintisiz çalıştığını hiç bir gerekçe gösterilmeden işten çıkarıldığını, müvekkilinin sigortasının yapılmadığını, müvekkilinin 25/11/2013 tarihinden 04/01/2014 tarihine kadar sigortalılığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
    II-CEVAP
    Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; Davacının talebine ilişkin gerekli kamu araştırmasının yapılmasının gerektiğini, eylemli veya gerçek biçimde çalışmanın varlığı saptanmadıkça hizmet akdine dayanılarak dahi sigortalılıktan söz edilemeyeceği, kayıt ve belgelerin kuruma bildirilmesi mevburiyetinin işverene ait bir yükümlülük olduğu ve kurumun sorumlu tutulmayacağı, kurum aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    ... San. ve Tic. Ltd. Şti. temsilcisi cevap dilekçesinde özetle; Dava dilekçesinde şirket ünvanının bulunmadığını, davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını ve şirketlerinde hiç çalışmadığını, davacıyı tanımadığını beyan ederek açılan davanın rerdini talep etmiştir.
    III-MAHKEME KARARI
    A-İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
    “Davanın kabulü ile; davacının davalı şirkete ait 1020912.05.04 sicil sayılı iş yerinde 25/11/2013-04/01/2014 tarihleri arasında kesintisiz olarak, 25/11/2013-30/11/2013 arası 6 gün
    01/12/2013-31/12/2013 arası 30 gün, 01/01/2014-04/01/2014 arası 4 gün, toplam 40 gün olmak üzere hizmet akdine dayalı sigortalı çalıştığının tespitine” karar verilmiştir.
    B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
    “İlk derece mahkemesinin kararının yasal ve hukuksal gerekçeleri ile dayanağı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığından davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK 'nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine” karar verilmiştir.
    IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
    Davalı Kurum vekili, davanın ispatlanamadığı, eksik araştırma ve incelemeyle karar verildiği gerekçeleriyle kararın bozulmasını talep etmiştir.
    V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
    Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 79. maddesi ile 5510 sayılı Kanunun 86/9. maddeleri olup anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin bu tür davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip gerek görüldüğünde kendiliğinden araştırma yapılarak delil toplanabileceği açıktır.
    506 sayılı Kanunun 4. maddesinde “sigortalıları çalıştıran gerçek ve tüzel kişiler” işveren olarak tanımlanmıştır. “Çalıştıran” olgusu, tespiti istenen sürelere ilişkin hizmet akdinin tarafı konumunda olan ve hizmet akdini düzenleyen “işvereni” ifade etmektedir. Hizmet tespitine yönelik davalarda, çalışma ilişkisinin nitelik ve süresinin belirlenmesinde, bu yöndeki işyeri bilgi ve belgelerine ulaşılmada, kısacası, davanın sübutu ve verilen kararın infazı açısından, işverenin kim olduğunun bilinmesinde yasal zorunluluk vardır.
    Eldeki dosyada, davacı 25.11.2013 – 04.01.2014 tarihleri arasında çalıştığının tespitini talep etmiş, dava dilekçesinde taraf ehliyeti olmayan “...”e husumet yöneltmiş, mahkemece gerçek işveren belirlenmeksizin ve karar başlığında “...” yazılmak suretiyle, herhangi bir tüzel kişiliği temsil etmeyen taraf hakkında, kararın infazı açısından tereddüte yol açabilecek şekilde karar verilmiştir.
    Mahkemece davacının çalışmasının gerçekliği ile süresi, işin ve iş yerinin kapsam ve niteliğinin belirlenebilmesi, ayrıca davanın kamu düzenine ilişkin niteliği gereği HMK’nın 124. maddesi uyarınca husumetin doğru işverene yöneltilmesi için davacıya mehil verilmeli, davacının çalıştığı gerçek işveren davaya usulüne uygun şekilde dahil edilmeli ve hukuki dinlenilme hakkı sağlanmalı ve işverenin göstereceği deliller toplanmalı, gerektiğinde resen de araştırma yapılabileceği de gözetilerek oluşacak kanaate göre karar verilmelidir.
    Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece usulüne uygun taraf teşkili sağlanmaksızın yargılama yapılarak karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak, İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm sair yönler incelenmeksizin bozulmalıdır.
    SONUÇ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi kararının, HMK'nın 373/1 maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 06.06.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.













    Hemen Ara