Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
Davacı vekili, müvekkilinin davalı bölge satış müdürü olarak çalışırken iş akdinin haksız olarak feshedildiğini, işe iade isteminin kabul edilip yasal haklarının hüküm altına alındığını ancak işverence hak ve alacaklarının eksik ödendiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla; kıdem-ihbar tazminatları, işe başlatmama tazminatı farkı, boşta geçen süre ücreti farkı ve yıllık izin ücreti alacaklarının ödetilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının tüm alacaklarının ödendiğini, başkaca alacağının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Yerel mahkemece, işe başlatmama tazminatı farkı, boşta geçen süre ücreti farkı dışındaki alacaklar yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İşçinin işe iade sonrasında başvurusuna rağmen işe başlatılmaması halinde, işe başlatılmayacağının sözlü ya da eylemli olarak açıklandığı tarihte veya bir aylık başlatma süresinin sonunda iş sözleşmesi işverence feshedilmiş sayılır.
İşe başlatmama tazminatının da fesih tarihindeki ücrete göre hesaplanması gerekir.
Boşta geçen süreye ait en çok 4 aya kadar ücret ve diğer haklar için ise, feshi izleyen dönem ücretlerine göre hesaplama yapılmalıdır. Geçersiz sayılan fesih tarihinden sonra boşta geçen en çok dört aylık sürede işçinin çalışması devam ediyormuş gibi ücret ve
diğer haklar belirlenmelidir.
Boşta geçen sürenin en çok 4 aylık kısmı içinde gerçekleşen diğer haklar kavramına, ikramiye, gıda yardımı, yol yardımı, yakacak yardımı ve servis hizmeti gibi para ile ölçülebilen haklar dahil edilmelidir. .
İşe iade davası ile tespit edilen en çok 4 aya kadar boşta geçen süreye ait ücret ve diğer haklar için de 4857 sayılı İş Kanununun 34. Maddesinde sözü edilen özel faiz türü uygulanmalıdır. Ancak işe başlatmama tazminatı niteliği itibarıyla tazminat olmakla uygulanması gereken faiz, yasal faiz olmalıdır.
Somut olayda boşta geçen süreye ait ücret ve diğer haklarla işe başlatmama tazminatı ilk fesih tarihi olan 17.11.2003 tarihindeki ücrete göre hesaplanarak işverence ödendiği için davacının fark alacağının bulunmadığı sonucuna varılarak istemlerin reddi doğru olmamıştır. Mahkemece davalı işveren tarafından bu kalemlerde hangi alacak için ne kadar ödeme yapıldığı araştırılıp sorulmalı,konusunda uzman bir bilirkişiye yukarıda açıklanan ilke ve esaslar doğrultusunda yeniden hesaplama yaptırılmalı, işverence yapılan ödemeler ilgili kalemden mahsup edilmek suretiyle davacının fark alacakları belirlenmelidir.
Öte yandan davacının davalı işverene 07.03.2005 tarihli ihtarnameyi göndererek alacaklarının ödenmesini istediği anlaşılmaktadır. Dosyada ihtarnamenin tebliğ şerhi bulunmadığından temerrüt tarihi anlaşılamamaktadır. Mahkemece ilgili noterden ihtarnamenin tebliğ belgesi getirtilerek davacının talebi açık olduğundan ihbar tazminatı ve yıllık izin ücreti alacağında faizin başlangıç tarihinin buna göre belirlenmesi gerekmektedir.
Dava konusu diğer alacaklar yönünden işe başlatmama tarihindeki emsal ücret olarak davacı tarafından bildirilen ve davalının açıkça itiraz ettiği başka bir işyerinin Bölge müdürünün maaşını hesaplamaya esas alınması doğru görülmemiştir. Mahkemece yapılacak iş, davalı işverenden varsa emsal nitelikteki işçilerin işe başlatmama tarihindeki ücretlerini gösterir belgelerin istenmesi, ilgili meslek odaları ve sendikalardan emsal ücret araştırması yapılması ve buna göre konusunda uzman bir bilirkişiden rapor alınarak sonucuna göre bir hüküm kurulmasıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 10.10.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.