Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/4914 Esas 2022/8614 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/4914
Karar No: 2022/8614
Karar Tarihi: 07.06.2022

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/4914 Esas 2022/8614 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Dava, bir arabuluculuk sözleşmesinden doğan tazminat talebine ilişkindir. Mahkeme, davalı şirketin ticaret sicilinden terkin edildiğini belirterek, tüzel kişiliğin yeniden ihyası için davacıya süre verilmesi gerektiğini kararlaştırdı. Ancak mahkeme, tüzel kişiliğin ihyası sonrası taraf teşkilinin sağlanması ve akabinde karar verilmesi gerektiği yönündeki yasal prosedürü atlayarak hüküm vermiştir. Bu sebeple davalı vekilinin temyiz itirazları kabul edilerek, mahkeme kararı bozulmuştur. Kanun maddeleri olarak, dava ehliyeti, taraf sıfatı, hükümsüzlük ve tasfiye işlemleri gerektiği şekilde tamamlanmadan tüzel kişilik hakkında hüküm verilemeyeceği kuralı incelemeye değer maddelerdir.
10. Hukuk Dairesi         2022/4914 E.  ,  2022/8614 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Hukuk (...) Mahkemesi

    Dava, ... kazası ölümünden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
    Mahkemece, (kapatılan) 21. Hukuk Dairesinin bozma kararına uyularak ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    Dava ehliyeti, kişinin bizzat veya vekili aracılığıyla bir davayı davacı veya davalı olarak takip etme ve usuli işlemleri yapabilme ehliyetidir. Dava ehliyeti, medeni hakları kullanma ehliyetinin usul hukukunda büründüğü şekildir; dolayısıyla, medeni hakları kullanma ehliyetine ( fiil ehliyetine ) sahip gerçek ve tüzel kişiler dava ehliyetine de sahiptirler.
    Taraf sıfatına gelince; bir hakkı dava etme yetkisi ( dava hakkı ) kural olarak o hakkın sahibine aittir. Bir hakkın sahibinin kim olduğu, dolayısıyla o hakkı dava etme yetkisinin kime ait olduğu, (o davada davacı sıfatının kime ait olacağı) tamamen maddi hukuk kurallarına göre belirlenir. Ancak, bir davanın davacısının o dava yönünden davacı sıfatına sahip bulunmadığının belirlenmesi halinde, mahkeme dava konusu hakkın mevcut olup olmadığını inceleyemeyeceği ve sıfat yokluğundan davanın reddine karar vermek zorunda olduğu için, taraf sıfatı usul hukukunun da düzenleme alanındadır.
    Eş söyleyişle, sıfat, dava konusu sübjektif hak (dava hakkı) ile taraflar arasındaki ilişkidir. Taraf ehliyeti, dava ehliyeti ve davayı takip yetkisi, davanın taraflarının kişilikleriyle ilgili olduğu halde, taraf sıfatı dava konusu sübjektif hakka ilişkindir (...-... Medeni Usul Hukuku, 7. baskı, ... 1995, s. 231).
    Bu nedenle, davanın tarafları, taraf ehliyetine sahip olmalıdır. Yani, bir davada taraf olabilmek için, ya, hakiki şahıs; ya da, hükmi şahıs olmak gerekir. Zira, taraf ehliyeti, medeni hukukun haklardan istifade ehliyetine tekabül eder ( Saim Üstündağ, Medeni Yargılama Hukuku, C. I-II, 7. Baskı, ... 2000, s.288).
    Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.06.2007 tarih, 2007/10-358 Esas, 2007/337 Karar sayılı kararında da benimsendiği üzere; ticari şirketin tüzel kişiliği ticaret sicilinden silinmesi (terkini) ile sona erer. Tüzel kişiliğin sona ermesi için tasfiye işlemlerinin eksiksiz yapılmış olması gerekir. Şayet tasfiye işlemleri gerektiği gibi tamamlanmamış ve tasfiyesi gereken hususlar eksik bırakılmış ise, tüzel kişilik ticaret sicilinden silinse bile A.Ş.'nin tüzel kişiliğinin sona erdiğinin kabulü olanaksızdır. Bu durumda, tüzel kişiliğin yeniden ihyasına gidilerek taraf teşkili sağlanmak suretiyle yargılamanın devamının sağlanması gerekir.
    Şu halde yapılması gereken ...; anılan HGK kararı çerçevesinde, davalılardan Sistem Elektrik Medikal İnş. Gıda San. ve Tic. Ltd. Şti. ’nin 03/02/2015 tarihinde yargılama esnasında ticaret sicilinden terkin olduğu belirlendiğinden, bu davalının ihyası için tasfiye memurluğu ile Ticaret Siciline husumet yöneltilerek ayrı bir dava açılması için davacı tarafa uygun bir süre verilmeli, dava açıldığı takdirde bu davanın sonucu beklenmeli, tüzel kişiliğin yeniden ihyası halinde, taraf teşkili sağlanarak, sonucuna göre karar verilmelidir.
    Mahkemece, davalı şirket hakkında ihya yapılması için yasal prosedür işletilmek suretiyle ihyasına dair karar alındıktan sonra, usulüne uygun şekilde taraf teşkilinin sağlanması ve sonrasında karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve infazı mümkün olmayacak şekilde, karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O hâlde, davalı ... vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm sair yönleri incelenmeksizin bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, sair hususlar incelenmeksizin, 07/06/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Hemen Ara