Esas No: 2022/4932
Karar No: 2022/8663
Karar Tarihi: 07.06.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/4932 Esas 2022/8663 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2022/4932 E. , 2022/8663 K.Özet:
Davacı, sigortalılık başlangıç tarihinin 01/10/1992 olduğuna ve 01/10/1992- 26/04/2001 tarihleri arasında 678 gün sigortalı olarak çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme, daha önce verilen reddetme kararını bozarak davanın özel bir duyarlılıkla incelenmesi gerektiğini belirtmiştir. Davacının hangi tarihte, hangi sicilli, hangi konumda işverenin inşaatında çalıştığı belirlenmeli ve bordro tanıkları dinlenilerek, sonucuna göre karar verilmelidir. Bu tür davalarda özel bir ispat yöntemi öngörülmediği için, davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği de araştırılmalıdır. Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı ve 5510 sayılı yasaların ilgili maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiştir. Ancak, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği için özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerekmektedir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 16.9.1999, 30.6.1999 ve 3.11.2004 günü almış olduğu kararlar da bu doğrultudadır.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :... Mahkemesi
Davacı, sigortalılık başlangıç tarihinin 01/10/1992 olduğuna 01/10/1992- 26/04/2001 tarihleri arasında 678 gün sigortalı olarak çalıştığının tespitine, diğer hizmetleriyle birleştirilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, (kapatılan) 21. Hukuk Dairesinin bozma kararına uyularak,
ilamında belirtildiği şekilde, davanın reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava, davacının sigorta başlangıç tarihinin 1.10.1992 olarak tespiti ile 1.10.1992-24.6.2001 tarihleri arasında geçen ve Kuruma eksik bildirilen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece bozma ilamı öncesi davanın reddine dair verilen kararın davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; 21. Hukuk Dairesince ,“ ……..Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davalı şirkete ait değişik işyerlerinde 1.10.1992- 18.7.2001 tarihleri arasında davacı adına kesintili olarak sigortalı hizmet bildiriminde bulunulduğu,davalı işyerinden Kuruma intikal ettirilen tespite konu döneme ilişkin dönem bordrolarının celbedilmediği,dinlenen tanıkların davacının çalışma sürelerine ilişkin olarak net beyanda bulunmadıkları anlaşılmaktadır.
Yapılacak ...; davacıya ,tespitini istediği çalışmaların davalıya ait hangi işyerlerinde geçtiğini açıklatmak, işveren(ler)in Kurum nezdindeki ihtilaf konusu döneme ait dönem bordroları celp edilerek, tespiti istenen dönemde çalışması bulunan diğer bordro tanıklarının adresini Sosyal Güvenlik Kurumu ve zabıta marifetiyle araştırıp, tespit ederek bu tanıkları dinlemek, bordrolarda adı geçen kişilerin adreslerinin tespit edilememesi veya bunların tanıklığıyla yetinilmediği taktirde, ... ilgili il müdürlüğünden, gerekirse zabıta, vergi dairesi ve meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle işyerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu ... yeri çalışanlarının; yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak, tanık beyanları arasındaki çelişkiyi gidermek ve davacının işe giriş ve çıkış sürelerini net belirlemek ve gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde 506 sayılı Yasanın 2, 6, 9 ve 79/10 maddeleri gereğince ortaya koyduktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir….” şeklinde bozulmuş olup; ikinci kez davanın reddine dair karar verilmiş olup, bozma ilamına uyulmuş olmasına karşın, bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa'nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa'nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay'ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21- 510- 527, 30.6.1999 gün 1999/21- 549- 555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Eldeki davada, mahkemece yapılacak ..., öncelikle davacıya eksik bildirilen günler açıklattrılmak suretiyle, hangi tarihte, işverenin hangi sicilli, hangi konumdaki inşaatında çalıştığının belirlenmesi gerekmekle; bu kapsamda dönemler itibariyle belirlenen o işyerlerine ait sicilden bildirimi yapılan bordro tanıkları celp edilerek, dinlenilerek ve sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden ilgiliye iadesine, 07/06/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.