Nitelikli dolandırıcılık - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/5603 Esas 2015/2018 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/5603
Karar No: 2015/2018
Karar Tarihi: 28.05.2015

Nitelikli dolandırıcılık - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/5603 Esas 2015/2018 Karar Sayılı İlamı

23. Ceza Dairesi         2015/5603 E.  ,  2015/2018 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Sanık ...’in aldığı yüksek doz ilaç nedeniyle acil servise müracaat ettiği, sağlık karnesi olmadığından diğer sanık ...’in sağlık karnesi ile kayıt yaptırarak tedavi giderlerinin karşılanmasını sağlamak suretiyle kamu kurumu zararına dolandırıcılık suçunu işledikleri iddia edilmekte ise de;
    Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin;
    1. maddesine göre, sözleşmeye taraf devlet, hangi yolla olursa olsun sözleşmede öngörülen haklara riayet yükümlülüğü altındadır.
    2. maddesine göre, her ferdin yaşama hakkı kanunun himayesi altındadır.
    Sağlık Bakanlığı’nın 11.05.2000 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Acil Sağlık Hizmetleri Yönetmeliği’nin 37. maddesinde “Yataklı tedavi kuruluşları, acil sağlık hizmetlerinin bedelini hizmet sundukları kişinin ödeme imkânları çerçevesinde tahsil ederler” hükmü yer almaktadır.
    Yine 2008/13 sayılı Başbakanlık Genelgesi’nin; birinci maddesinde, “Acil sağlık hizmeti vermekle yükümlü bulunan sağlık kuruluşları, acil vakaları hastanın sağlık güvencesi olup olmadığına veya ödeme gücü bulunup bulunmadığına bakmaksızın kabul edecek ve gerekli tıbbi müdahaleyi kayıtsız şartsız ve gecikmeksizin yapacaktır. Hiçbir sağlık kuruluşu acil olarak gelen hastalara yeterli personeli veya donanımı olmadığı, ilgili birimi veya boş yatağı bulunmadığı, hastanın sağlık güvencesi olmadığı ve benzeri sebepler ile gerekli acil tıbbi müdahaleyi yapmaktan kaçınmayacaktır” denilmektedir. Dokuzuncu maddesinde ise, “Herhangi bir sağlık güvencesi olmayan vatandaşlardan ödeme gücü bulunmayanların acil sağlık hizmeti bedelleri kendilerinden talep edilmeyecektir. Bunlardan kamuya ait sağlık kuruluşlarından ve ayakta teşhis ve tedavi yapan özel sağlık kuruluşlarından acil sağlık hizmeti alanların hizmet bedelleri 3294 sayılı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Kanunu hükümleri çerçevesinde sağlık kuruluşunun bulunduğu yer sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakfından talep edilecektir. Bu konuda gerekli tedbirler ilgili vakıf başkanlıklarınca alınacaktır. Özel hastanelerden acil sağlık hizmeti alanların hizmet bedelleri ise talep edilmesi halinde 2219 sayılı Hususi Hastaneler Kanunu"nun 32"nci, 5393 sayılı Belediye Kanunu"nun 38"inci ve 60"ıncı, 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu"nun 18"inci maddeleri gereğince sağlık kuruluşunun bulunduğu yerin belediyesince ödenecektir. Bu amaçla belediyelerce bütçelerine yeterli ödenek konulacaktır” hükmü yer almaktadır.
    Bu açıklamalar çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde; dosya ve tedavi evraklarının incelenmesinde, sanıkların acil servisten giriş yaptıkları anlaşılmakla, Anayasa ve kanuni düzenlemeler dikkate alındığında, suçun yasal unsurlarının oluşmadığı anlaşıldığından sanık hakkında beraat kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden dosya kapsamına uygun olmayan gerekçeyle yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi,
    Bozmayı gerektirmiş, Cumhuriyet savcısı ve sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 28.05.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.












    Hemen Ara