Esas No: 2022/6267
Karar No: 2022/8682
Karar Tarihi: 08.06.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/6267 Esas 2022/8682 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2022/6267 E. , 2022/8682 K.Özet:
Davacı, ölüm aylığı almakta iken eşinden Avusturya’da boşanmış olduğundan bahisle Kurum tarafından aylığının kesildiğini belirterek Kurum işleminin iptali ile aylıkların kesildiği tarihten itibaren faiziyle ödenmesi gerektiğinin tespitini talep etmiştir. Mahkeme, bozma ilamına uyularak davanın reddine karar vermiştir. Temyiz isteği üzerine yapılan incelemede, davacının tenfiz istemi hüküm ifade etme şartını sağlamadığı, tenfiz kararının tenfiz edilebilmesi için kesinleşmiş olması gerektiği belirtilmiştir. Bu nedenle, Kurum işleminin tenfiz kararı kesinleştikten sonra yerinde olduğu ancak öncesi yönünden yerinde olmadığına karar verilmiştir. Davanın yasal dayanağı, 506 sayılı Yasanın 65 ve devamı maddeleri, 5510 sayılı Yasanın 96 ve 5718 sayılı Yasanın 50 ve devamı maddeleridir. 5718 sayılı Yasanın 50/1 fıkrasında, \"Yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak verilmiş ve o devlet kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan ilâmların Türkiye'de icra olunabilmesi yetkili Türk mahkemesi tarafından tenfiz kararı verilmesine bağlıdır.\" denilmektedir. 59. maddesinde ise \"Yabancı ilâmın kesin hüküm veya kesin delil etkisi yabancı mahkeme kararının kesinleştiği andan itibaren hüküm ifade eder.\" denilmektedir.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Davacı, müteveffa eşinden ölüm aylığı almakta iken eşinden Avusturya’da boşanmış olduğundan bahisle Kurum tarafından aylığının kesildiğini belirterek Kurum işleminin iptali ile aylıkların kesildiği tarihten itibaren faiziyle ödenmesi gerektiğinin tespitini talep etmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı ve davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1--Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davacının sair, davalının tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacının eşi ..., Kurumdan yaşlılık aylığı almakta iken 12.01.2011 tarihinde vefat etmiştir. Davacının Kuruma müracaatı üzerine 01.02.2011 tarihinden itibaren dul aylığı bağlanmıştır. Avusturya mercileri ile yapılan yazışmalar sonucunda davacının Avusturya’da 18.05.1994 tarihinde eşinden boşanmış olduğunun bildirilmesi üzerine almakta olduğu dul aylığı başlangıç tarihi itibariyle iptal edilerek 01.02.2011-24.09.2011 tarihleri arasında kendisine fuzulen ödenen 5.132,88 TL borç kaydedilmiştir. Mahkemenin kabulüne dair verdiği ilk hüküm dairemizce; 28.02.2014 tarihli ilam ile bozulmuş olup bozma sonrası yapılan yargılama neticesinde; davanın reddine dair karar verilmiştir. Bozma sonrası yapılan yargılamada; davalı Kurum tarafından, Avusturya mahkemeleri tarafından verilen boşanma ilamının tanınma ve tenfizi için 06.02.2014 tarihinde açılan dava neticesinde kabule yönelik kurulan hüküm Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 2021/8407 Esas ve 2021/8403 Karar sayılı ilamı ile 10.11.2021 tarihinde onama yoluyla kesinleşmiştir.
Davanın yasal dayanağı, 506 sayılı Yasanın 65 ve devamı maddeleri, 5510 sayılı Yasanın 96 ve 5718 sayılı Yasanın 50 ve devamı maddeleridir.
5718 sayılı Yasanın 50/1 fıkrasında “Yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak verilmiş ve o devlet kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan ilâmların Türkiye'de icra olunabilmesi yetkili Türk mahkemesi tarafından tenfiz kararı verilmesine bağlıdır.”
52. maddesinde “ (1) Kararın tenfiz edilmesinde hukukî yararı bulunan herkes tenfiz isteminde bulunabilir. Tenfiz istemi dilekçe ile olur. Dilekçeye karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenir. Dilekçede aşağıdaki hususlar yer alır:
a) Tenfiz isteyenle, karşı tarafın ve varsa kanunî temsilci ve vekillerinin ad, soyad ve adresleri.
b) Tenfiz konusu hükmün hangi devlet mahkemesinden verilmiş olduğu ve mahkemenin adı ile ilâmın tarih ve numarası ve hükmün özeti.
c) Tenfiz, hükmün bir kısmı hakkında isteniyorsa bunun hangi kısım olduğu.”
59. maddesinde “Yabancı ilâmın kesin hüküm veya kesin delil etkisi yabancı mahkeme kararının kesinleştiği andan itibaren hüküm ifade eder.” denilmektedir.
Davaya konu boşanma ilamının tenfizinin ülkemizde hüküm ifade edebilmesi için kesinleşmiş olması şartı arandığına göre anılan ilamın kesinleşme tarihinden sonra hüküm ifade edebileceği hususu açıktır.
Mahkemece; tenfiz kararın kesinleştiği tarih olan 10.11.2021 tarih sonrası için Kurum işleminin yerinde olacağı ancak öncesi yönünden Kurum işleminin yerinde olmadığı hususu gözetilmeksizin karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden ilgiliye iadesine, 08.06.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.