Esas No: 2022/5419
Karar No: 2022/8792
Karar Tarihi: 08.06.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/5419 Esas 2022/8792 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2022/5419 E. , 2022/8792 K."İçtihat Metni"
Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
İlk Derece Mahkemesi : ... 41. İş Mahkemesi
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı, davalı apartman yönetimi vekili ile davalı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf istemlerinin esastan reddine karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı apartman yönetimi vekili ile davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacının davalı apartman yöneticiliği nezdinde kesintisiz çalıştığı halde, 15/06/2010-13/06/2011 tarihleri arasındaki çalışmalarının kuruma bildirilmediğini, 14/06/2011-01/10/2013 tarihleri arasında yapmış olduğu çalışmalarının ise SGK’ya kısmi süreli olarak bildirildiğini, müvekkilinin apartmanın kaloriferinin yakılıp söndürülmesi, ısısının ayarlanması, çöplerin toplanması, dairede oturanların alışverişlerinin yapılması, günlük rutin servis hizmetinin verilmesi ve apartmanın temizliğinin yapılması gibi hizmetleri yaptığını, kapıcı dairesinde ailesi ile birlikte oturmasının tam zamanlı çalışmasının göstergesi olduğunu belirterek, davacının 15/06/2010-13/06/2011 tarihleri arasındaki bildirilmeyen çalışmasının, 14/06/2011-01/10/2013 tarihleri arasında ise kısmi süreli sigorta bildirimi yapılmış çalışmalarının tam zamanlı çalışma olduğunun eksik yapılan bildirim süresinin tespitini talep ve dava etmiş, yargılama aşamasında 12.06.2017 tarihinde davacı vefat etmiş, mirasçıları davaya dahil edilmiştir.
II- CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının davalı işyerinde 15/06/2010 tarihinde işe başladığını, taraflar arasında iş sözleşmesinin kısmi çalışma esasına göre 15/06/2011 tarihinde yapıldığını, davacının kat maliklerine karşı olumsuz davranışlarda bulunduğunu, 07/08/2013-10/08/2013 tarihleri arasında yazılı izni olmaksızın işyerine gelmediğini, devamsızlık nedeniyle tutanak tutulduğunu, iş akdinin haklı nedenle feshedildiğini, müvekkili tarafından sehven bazı prim borçlarının yatırılmadığının fark edilmesi üzerine SGK Başkanlığına pişmanlık dilekçesi verilerek 8.700,00 TL tutarında prim borcunun ödendiğini beyanla, davanın reddini yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacının üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
Davalı kurum vekili cevap dilekçesinde özetle; görev, yetki, derdestlik, husumet ve hak düşürücü süre, zamanaşımı itirazında bulunduklarını, bu tip davalar kamu düzenine ilişkin olduğundan işyerinin belirtilen tarihlerde yasa kapsamında olup olmadığı, ücret ödenip ödenmediğinin bordro tanığı ya da komşu işyerlerinde çalışan tanıkların dinlenmesi gerektiğini, davanın açılmasına sebebiyet vermediklerinden mahkeme masrafı ile vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğini beyanla davanın reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmişlerdir.
III- MAHKEME KARARI
A- İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesince; "davanın kısmen kabulü ile;
1-Davacının kuruma bildirilen süreler dışında davalıya ait ... sicil numaralı işyerinde 01.01.2012-27.09.2013 tarihleri arasında tam süreli olarak toplam 627 gün çalıştığının tespitine,
2-Fazlaya ilişkin istemlerin reddine," karar verilmiştir.
Davalı ...Apartman Yöneticiliği vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, dosya kapsamındaki delil ve itirazların yeterince incelenmediğini, bilirkişi raporunda yapılan tespit ve hesaplamaların hatalı olduğunu, davacının çalışmasının kısmi süreli olup, davacının aksi yöndeki iddiasını yazılı belgeler ile ispatlayamadığını belirterek, kararın istinaf incelemesi ile kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Kurum vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, prim ödeme gün sayıları ile sigorta primlerini gösteren kayıt belgelerin kuruma bildirilmesi mecburiyetinin işveren ait bir yükümlülük olduğunu, davalı kurumun sorumlu tutulmasının mümkün olamayacağını belirterek, kararın istinaf incelemesi ile kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini, kurum yararına yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını, ayrıca; Kurum yararına davanın reddine karar verilmesi talepli istinaf nedenlerinden ve taleplerinden vazgeçiyor anlamına gelmemek kaydıyla, Mahkemece verilen davanın kısmen kabulüne dair kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun kabul edilmesi halinde de, Kuruma bildirim mecburiyetinin işverene ait bir yükümlülük olup, bildirilmeyen kayıtlar için Kurumun sorumlu tutulmasının mümkün bulunmaması, Kurumun dava açılmasına da sebebiyet vermemesi nedenleriyle, Kurum aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesine karar verilmesini talep etmiştir.
B- BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Davalı apartman yönetimi vekili ve davalı Kurum vekilinin istinaf başvurularının Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ
Davalı apartman yönetimi vekili ve davalı Kurum vekili; kabule konu dönemde davacılar murisinin çalışmasının olmadığı gerekçeleriyle kararın bozulmasını talep etmişlerdir.
IV- İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME
Dava, 506 sayılı Kanunun 79/10. ve 5510 sayılı Kanunun 86/9. maddesi uyarınca açılmış hizmet tespiti davasıdır. Maddeye göre, “Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları nazara alınır.”
Hizmet akdi ile bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılanların hizmetlerin tespitine ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkindir. Bu nedenle özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu çerçevede hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyerek, gerekli araştırmaların re'sen yapılması ve kanıtların toplanması gerektiği göz önünde bulundurulmalıdır.
Somut olayda, 16/09/1978 doğumlu davacının davalıya ait ... işyeri numaralı apartman işyeri ile ilgili sigortasının bir yıl sonra yapıldığı şeklinde Kuruma yapmış olduğu şikayeti üzerine Kurum denetmeninin bina sakinlerinin beyanlarına, karar defterinde kapıcı ücreti ibarelerini ve kısmi süreli iş sözleşmesine istinaden düzenlediği 14/11/2013 tarihli raporda, davalı işverenin 07/08/2013 tarihli dilekçesi ile Kuruma davacı adına 15/06/2010 - 2011 yılı 6. ay arası dönem için vermiş olduğu aylık prim ve hizmet bildirgelerinin işleme alınması gerektiğinin belirtildiği ve buna istinaden işveren tarafından bu döneme ilişkin verilen asıl ve ek aylık prim hizmet belgesinin işleme alındığı, işverenin davacı adına 7,8,9,10/08/2013 tarihli devamsızlık tutanakları düzenlediği, 20/08/2013 tarihli ihtarname ile de iş akdini feshettiğini bildirdiği, 15/06/2011 tarihli davacının da imzası bulunan iş sözleşmesine göre aylık 10 gün çalışacağı şeklinde bir belirleme yapıldığı, ek bildirimlerle birlikte davacının 16/06/2010-14/06/2011 tarihleri arası hizmetlerinin tam olduğu, 14.06.2011 tarihinden itibaren Haziran 2013 sonuna kadar aylık 13-15 gün arası hizmet bildirildiği, 2012/7. ay bildirim olmadığı, Temmuz 2013-Eylül 2013 arası ise aylık 10 gün bildirim yapıldığı, dosya içine alınan karar defteri sayfa fotokopileri ve işletme defter fotokopilerine göre kapıcı ücretinin 2010-2011 yıllarında aylık 250 TL olduğu, taraflar arasında yapılan iş sözleşmesinde de aylık 250 TL ücretle çalışacağının kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır.
Mahkemece kabule konu dönemde davacının çalışmasının mevcudiyeti, niteliği, süresi hususlarında eksik araştırma ve incelemeyle karar verilmiş olması isabetsizdir.
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında; davacılar murisi ile davalı apartman yönetimi arasında ayda 10 gün olmak üzere, çalışamanın kapsam ve süresinin tespiti için kısmi çalışmaya ilişkin taraflar arasında akdedilmiş olan 15/06/2011 tarihli sözleşme de göz önüne alınmak suretiyle,apartmanın kaç katlı ve kaç daireden oluştuğu belirlenmeli, bu şekilde apartmanda yapılacak işlerin mahiyeti ve süresi tespit edilmeli, çalışmanın varlığına ilişkin olarak yeteri kadar apartman sakini mülkiyet ve ikamet durumlarına ait bilgi ve belgeler de celp edilmek suretiyle dinlenilmeli, ayrıca komşu apartman iş yerlerinin bordroda kayıtlı çalışanları ile sözleşmeye konu dönemde servis hizmetlerinin satın alındığı market, kasap vs. tanık olarak dinlenilmeli, bu kişilerin çalışmalarına ilişkin bilgi ve belgeler celp edilmek suretiyle beyanları denetlenmeli, çalışmanın varlığının tespiti halinde davalı apartmanın büyüklüğüne ve durumuna göre çalışmanın tam zamanlı mı yoksa kısmi zamanlı mı (part- time) olduğu belirlenmeli, buna kısmi zamanlı çalışma durumunun olduğunun kabulü halinde davalı apartmanın büyüklüğü, daire sayısı, bahçesi, büyüklüğü, ısınma sistemi göz önünde bulundurulup günlük çalışma saatine göre (4857 sayılı İş Kanununun 63. maddesi gereğince 7.5 saat çalışmanın 1 günlük çalışma hesabı ile) haftalık ve aylık çalışma süresinin kaç gün olduğu belirlenmeli, çalışmanın var olup olmadığı, sürekli veya kesintili olup olmadığı yönünden irdeleme yapılarak toplanan tüm deliller değerlendirilmek suretiyle bir karar verilmelidir.
Bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek, eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf istemlerinin esastan reddine dair kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen karar bozulmalıdır.
SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının HMK'nın 373/1 maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden ilgiliye iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 08.06.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.