Esas No: 2022/6210
Karar No: 2022/8755
Karar Tarihi: 08.06.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/6210 Esas 2022/8755 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2022/6210 E. , 2022/8755 K."İçtihat Metni"
Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
İlk Derece Mahkemesi : ... 1. İş Mahkemesi
Dava, davacının Kuruma bildirilmeyen hizmet sürelerinin tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davacı vekili, davalı vekili ve fer’i müdahil Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı vekili ve fer’i müdahil Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacının 30/08/2013 tarihinde davalı iş yerinde aşçı olarak çalışmaya başladığını, ancak sigorta girişinin bu tarihte yapılmadığını, beyan ederek, davacının 30/08/2013-31/10/2015 ile 11/03/2017-19/03/2018 tarihleri arasında kuruma eksik bildirilen günlerinin, prime esas kazancının tespit edilerek, davacının çalışmalarının sigortalı çalışma olduğunun tespitine ve kurum kayıtlarının düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II- CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesi vermemiştir.
Feri müdahil vekili cevap dilekçesinde özetle, davacıya ait kurum kayıtları incelendiğinde ... sicil numaralı iş yerinde, davacının 08/11/2013-31/10/2015 ile 08/05/2017-19/03/2018 tarihine kadar sigortalı olarak çalıştığı günlerin kuruma bildirildiğinin görüldüğünü, kuruma bildirilen günlerin tespitinde hukuki yarar bulunmadığını, kurum kayıtlarının resmi belge olması nedeniyle davacının resmi kayıtlarda görülmeyen hizmetinin varlığını kanıtlamasının ancak aynı güçte deliller ile mümkün olduğunu, bu iddianın tanık beyanları ile ispatının mümkün olmadığını, davacının davalı işverene ait işyerinde kuruma bildirilen günler dışında çalıştığını gösterir bir tespit ve belge bulunmadığını beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III- MAHKEME KARARI:
A- İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesince, "Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, SGK kayıtları, tanık beyanları, yerleşmiş yargıtay içtihatları ve ilgili mevzuat hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, Somut olayda, davacının talebi, davalı şirkete ait ... sicil nolu işyerinde, kuruma bildirilen günler haricinde, 30/08/2013-31/10/2015 tarihleri ve 11/03/2017-19/03/2018 tarihleri arasında hizmet akdine dayalı olarak, aylık net 2.000,00 TL ücretle çalıştığının tespiti istemine ilişkin olup, dava açılış tarihi gözetildiğinde, 5510 sayılı yasanın 86/9. maddesi uyarınca, davanın hak düşürücü süre içerisinde açıldığı ortadadır. Davacının tespitini istediği dönem aralığı olan 30/08/2013-07/11/2013 tarihleri arasında, davalı şirkete ait iş yerinde ya da başkaca bir işyerinde herhangi bir çalışmasının bulunmadığı, 08/11/2013-31/10/2015 tarihleri arasında davalı şirkete ait ... sicil nolu işyerinde çalışmalarının bulunduğu, 11/03/2017-07/05/2017 tarihleri arasında, davalı şirkete ait iş yerinde ya da başkaca bir işyerinde herhangi bir çalışmasının bulunmadığı, 08/05/2017-19/03/2018 tarihleri arasında davalı şirkete ait ... sicil nolu işyerinde çalışmalarının bulunduğu, davalı şirkete ait ... sicil nolu işyerinin 06/03/2012 tarihinde kanun kapsamına alındığı, faaliyetine halen devam ettiği dikkate alındığında, dinlenen davacı tanığı Ümit ÇİÇEK'in beyanlarından, davacının 2013 yılı kasım ayında davalı şirkete ait işyerinde çalışmaya başladığı, sadece askerlik için çalışmaya ara verdiği, askerden terhis edildiği tarih sonrasında davacının 2017 yılı mart ayında yeniden çalışmaya başladığı ve 2018 yılı mart ayında işten ayrıldığı sonucuna varıldığı, davacının 03/11/2015 tarihinde askere sevk edildiği, 03/11/2016 tarihinde terhis edildiği gözetildiğinde, askere sevk öncesi ayrılış tarihinde taraflar arasında herhangi bir ihtilafın bulunmadığı, davacı tarafından iddia olunan 30/08/2013-07/11/2013 tarihleri arası çalışma iddialarının, gerek dosyadaki kayıt ve belgeler gerekse dinlenen davacı tanığı beyanı dikkate alınarak davacı tarafça ispatlanamadığı, ancak dinlenen davacı tanığı beyanlarından davacının askerlik sonrası çalışmaları yönünden kuruma bildirilmeyen 11/03/2017-07/05/2017 tarihleri arasındaki davalı şirkete ait işyerinde çalışma iddialarının ispatlandığı, ihtilaflı dönemdeki diğer tarih aralıklarının da davalı şirket tarafından kuruma bildirildiği anlaşıldığından, davacının, davalıya ait ... sicil nolu işyerinde, kuruma bildirilen günler haricinde, 08/11/2013-31/10/2015 tarihleri ile 11/03/2017-19/03/2018 tarihleri arasında hizmet akdine dayalı olarak çalıştığının kabulü gerekmektedir.
6100 sayılı HMK'nun 30. ve 146. maddeleri uyarınca, dosya muhteviyatında yer alan kayıt ve belgeler ile tanık beyanları doğrultusunda dosyanın neticelendirilmesinin yeterli olduğu ve dosyada mevcut haliyle karar verilmesinin uygun olduğu kanaatine varılmakla, yukarıda yapılan açıklamalar dahilinde, davacının, davalıya ait ... sicil nolu işyerinde, kuruma bildirilen günler haricinde, 08/11/2013-31/10/2015 tarihleri ile 11/03/2017-19/03/2018 tarihleri arasında hizmet akdine dayalı olarak sigorta primine esas kazancın alt sınırından çalıştığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabul kısmen reddi ile davacının, davalıya ait ... sicil nolu işyerinde, kuruma bildirilen günler haricinde, 08/11/2013-31/10/2015 tarihleri ile 11/03/2017-19/03/2018 tarihleri arasında hizmet akdine dayalı olarak sigorta primine esas kazancın alt sınırından çalıştığının tespitine, Fazlaya ilişkin talebin reddine" Karar vermiştir.
B- BAM KARARI
Bölge Adliye Mahkemesi, “Davacı, davalı ve fer'i müdahil Kurum vekillerinin ... 1. İş Mahkemesi'nin 05/02/2019 tarih ve 2018/113 Esas - 2019/104 Karar sayılı kararına yönelik istinaf başvurularının, HMK'nin 353/1-b maddesinin (1) numaralı alt bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Feri müdahil vekili, eksik inceleme sonucu verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
Davalı Boğazköy ... Ltd. Şti. vekili, tanıkların tamamının dinlenmediğini, davalı işveren ile aralarında uyuşmazlıkk bulunan tanık beyanına dayalı olarak hüküm kurulduğunu, hak düşürücü sürenin gerçekleştiğini, mevcut şekilde eksik inceleme sonucu verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
IV- İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Dava, 506 sayılı Kanunun 79/10. (5510 sayılı Kanun’un m. 86/9.) maddesi uyarınca açılmış hizmet tespiti davasıdır. Maddeye göre, “Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları nazara alınır.”
Hizmet akdi ile bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılanların hizmetlerin tespitine ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkindir. Bu nedenle özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu çerçevede hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyerek, gerekli araştırmaların re'sen yapılması ve kanıtların toplanması gerektiği göz önünde bulundurulmalıdır.
Hizmet tespiti davalarının amacı hizmetlerin karşılığı olan sosyal güvenlik haklarının korunmasıdır. Hizmet akdine dayalı çalışma olgusunun ispatında delil sınırlandırması yoksa da davacının Kurum sicil dosyası, işyeri özlük dosyası temin edilip işyerinin Kanunun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlendikten sonra iddia edilen çalışmanın başlangıç ve bitiş tarihleri, hangi işyerinde ne iş yapıldığı, işyerinin kapsam, kapasite ve niteliği, prime esas kazanca tabi ücretin ne olduğu, çalışmanın sürekli, kesintili, mevsimlik olup olmadığı eksiksiz bir şekilde açıklığa kavuşturulmalıdır.
Eldeki dosya kapsamından; 24.3.1993 doğumlu askerlik şubesi kayıtlarında, davacının 03/11/2015 tarihinde askere sevk edildiği, 03/11/2016 tarihinde terhis edildiği, davalı şirkete ait ... sicil nolu işyerinde çalışmalarının bulunduğu, davalı şirkete ait ... sicil nolu işyerinin 06/03/2012 tarihinde kanun kapsamına alındığı, faaliyetine halen devam ettiği, faaliyet alanının lokanta ve seyyar yemek hizmetleri olduğu, davacının tespitini istediği dönem aralığı olan, 30/08/2013-07/11/2013 tarihleri arasında, davalı şirkete ait iş yerinde ya da başkaca bir işyerinde herhangi bir çalışmasının bulunmadığı, 08/11/2013-31/10/2015 tarihleri arasında davalı şirkete ait ... sicil nolu işyerinde çalışmalarının bulunduğu, 11/03/2017-07/05/2017 tarihleri arasında, davalı şirkete ait iş yerinde ya da başkaca bir işyerinde herhangi bir çalışmasının bulunmadığı, 08/05/2017-19/03/2018 tarihleri arasında davalı şirkete ait ... sicil nolu işyerinde çalışmalarının bulunduğu anlaşılmıştır.
Yukarıdaki yasal düzenlemeler ve açıklamalar ışığı altında somut olay değerlendirildiğinde; eldeki dosyada, sadece davacı tarafından gösterilen tanık beyanlarına başvurmak suretiyle eksik araştırma sonucu, yazılı şekilde karar verilmesi hatalı bulunmuştur. Mahkemece, dinlenen tanık beyanının yetersiz olması karşısında, öncelikle; re'sen araştırma ilkesi gereğince dava konusu dönemi kapsayacak şekilde çalışması olan bordro tanıkları tespit edilerek, yeteri kadar bordro tanıkları dinlenilmeli, davacının askerlik öncesi ve sonrasında çalışma dönemlerinde eksik bildirililen sürelerle ilgili davacının çalışmasının tam olarak hangi tarihlerde başladığı somut olaylara dayanarak belirlenmeli,deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek, çalışma olgusu böylece hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde belirlenmelidir.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalı ve fer'i müdahil Kurum vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi kararının HMK'nın 373/1 maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen İlk Derece Mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 08/06/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.