Esas No: 2022/4490
Karar No: 2022/8777
Karar Tarihi: 08.06.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/4490 Esas 2022/8777 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2022/4490 E. , 2022/8777 K."İçtihat Metni"
Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
Dava, sigortalılık başlangıç tarihinin tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne, karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 10.Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı vekili; davacının dava dışı ... adına kayıtlı ... sicil sayılı işyerinde 03.07.1988 tarihinde bir gün süreyle çalıştığının ve 03.07.1988 tarihinin sigortalılık başlangıç tarihi olarak tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II.CEVAP:
Davalı Kurum vekili, yöntemince araştırma yapılması gerektiğini beyanla davanın reddini talep etmiştir.
III.MAHKEME KARARI
A.İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemece, davanın kabulü ile davacının ... ünvanlı ... sicil nolu işyerinde 03.07.1988 tarihinde hizmet akdine dayalı olarak asgari ücretle 1 gün süre ile çalıştığının tespiti ile 506 sayılı yasanın 60/G maddesi uyarınca sigortalılık başlangıcının 18 yaşını doldurduğu 10/12/1991 tarihi olduğunun tespitine, davacının davalı ...'a karşı açtığı dava yönünden feragat nedeni ile davanın reddine, karar verilmiştir.
B.BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI:
Davalı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince “istinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan incelemede; dava dosyasındaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere, vakıa ve hukuki değerlendirme ile yukarıda belirtilen gerekçe kapsamında ve özellikle yargılama aşamasında dinlenen tanık ...'ın beyanı ile davacının ... Mesleki Eğitim Müdürlüğü'nde kaydının bulunmadığı, çalışmasının üretime yönelik olduğu dikkate alındığında, mevcut delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, ilk derece mahkemesi tarafından sigortalılık başlangıç tarihinin tespitine yönelik verilen kararın yerinde olduğu ancak sigortalılık başlangıç tarihi tespitine yönelik davalarda işverene husumet yöneltilmesine gerek bulunmaması ve işveren ...'a dava dilekçesi tebliğ edilmediğinden, hakkında yöntemince açılan bir dava bulunmadığı dikkate alınmadan, ... hakkında hüküm kurulması isabetsiz olmuş, bu hatanın düzeltilmesi için yeniden yargılama yapılması gerekli olmadığından mahkemece verilen karar H.M.K.'nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca kaldırılarak yerine esasa ilişkin aşağıdaki hüküm kurulmuştur.” denilmek suretiyle, davalı ... Başkanlığı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulüyle; ... İş Mahkemesi'nin, 21.05.2021 tarihli, 2019/137 E, 2021/230 K. sayılı kararının Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-b.2 maddesi uyarınca kaldırılmasına, davanın kabulü ile davacı ...'ın ... ünvanlı ... sicil nolu işyerinde 03.07.1988 tarihinde hizmet akdine dayalı olarak asgari ücretle 1 gün süre ile çalıştığının tespiti ile 506 sayılı yasanın 60/G maddesi uyarınca sigortalılık başlangıcının 18 yaşını doldurduğu 10.12.1991 tarihi olduğunun tespitine, şeklinde karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı Kurum vekili tarafından sunulan dilekçe ile; kanıtlanamayan davanın reddinin gerektiği özet olarak belirtilerek kurulan hükmün bozulmasına karar verilmesi talep olunmuştur.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanunun geçici 7/1. maddesi hükmünde yer alan düzenleme ile genel olarak Kanunların geriye yürümemesi (geçmişe etkili olmaması) kuralı karşısında, davanın yasal dayanağının 506 sayılı Kanun olduğu kabul edilmelidir.
Dava konusu somut olayda mahkemece, davacı tanığının beyanları dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de; sigortalılık başlangıcının tespitine ilişkin YHGK’nun 01.06.2011 günlü 2011/307 E. - 2011/366 K. sayılı, 21.09.2011 günlü ve 2011/527 E. - 2011/552 K. sayılı ilamları gözetildiğinde eksik inceleme sonucu hüküm kurulduğu anlaşılmıştır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun belirtilen ilamlarında da bahsedildiği üzere, 506 sayılı Kanunun 108.maddesi uyarınca, sigortalılık başlangıcı yönünden salt işe giriş bildirgesi verilmiş bulunması yeterli olmayıp, ayrıca Kanunun 2.maddesinde öngörülen şekilde fiili çalışmaların aranması da gereklidir.
Bu nedenledir ki, somut olayda uyuşmazlık fiili çalışma olgusunun yöntemince kanıtlanmış olup olmadığı, mahkemece bu yönde yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Yöntemince düzenlenip süresi içinde kuruma verilen işe giriş bildirgesi, kişinin işe alınmış olduğunu gösterirse de, fiili çalışmanın varlığının ortaya koyulması açısından tek başına yeterli kabul edilemez. Sigortalılıktan söz edebilmek için, çalışmanın varlığı, Yargıtay uygulamasında 506 sayılı Kanunun 79/8.maddesine dayalı sigortalılığın tespiti davaları yönünden kabul edilen ilkelere uygun biçimde belirlenmelidir. Zira sigortalılığın başlangıcına yönelik her dava, aynı zamanda sigortalılığın tespiti istemini de içerir. Aksine düşünce, özellikle yaşlılık aylığının kabulü için öngörülen sigortalılık süresi yönünden çalışanlar ile çalışmayanlar arasında, adaletsiz ve haksız bir durum yaratır. Bu nedenle, işe giriş bildirgesinin verildiği, ancak, yasal diğer belgelerin bulunmadığı durumlarda, çalışma olgusunu ortaya koyabilecek inandırıcı ve yeterli kanıtlar aranmalı ve Anayasa’nın 60. maddesinde tanımlanan sosyal güvenlik hakkının niteliği gereği bu tür davalarda, hâkim, doğrudan soruşturmayı genişleterek, sigortalılık koşullarının oluşup oluşmadığını resen belirlemelidir.
Bunun için de bu tür davalarda, işyerinde tutulması gerekli dosyalar ile Kurumdaki belge ve kanıtlardan yararlanılmalı, ücret bordroları getirtilmeli, müfettiş raporları olup olmadığı araştırılmalı, işyeri çalışanları saptanmalı ve sigortalının hangi işte ne kadar süre ile çalıştığı açıklanmalıdır.
Diğer taraftan, 6100 sayılı HMK m. 119/1-e gereğince davacının, iddiasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerini bildirmek, m. 194 gereğince de taraflar, dayandıkları vakıaları, ispata elverişli şekilde somutlaştırma yükümlülüğü vardır. Tarafların, dayandıkları delilleri ve hangi delilin hangi vakıanın ispatı için gösterildiğini açıkça belirtmeleri zorunludur.
Bir davada haklı çıkabilmek için soyut veya genel hatlarıyla bir iddiayı ortaya koymak yeterli değildir. Aynı zamanda bu iddiaların, ispata elverişli hale getirilerek zaman, mekân ve içerik olarak somutlaştırılması gerekir. En azından iddianın araştırılabilmesine yönelik somut bilgi ve açıklamaların sunulması gerekir. İddia somutlaştırıldıktan sonra hâkim ve karşı taraf, bunun üzerinden savunma ve yargılama yapabilecektir. Soyut iddialar ve vakıalar üzerinden değerlendirme yapılması mümkün değildir
Somutlaştırma yükü, genel anlamda tarafların açıklama ödevinin bir parçası ve layihalar teatisi aşamasındaki tezahür şeklidir. Somutlaştırma yükü, basit yargılama ve kendiliğinden araştırma ilkesinin uygulandığı davalarda da geçerlidir.
HMK m. 31 gereğince, Hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir. Davaya konu talebin somutlaştırılmaması halinde önce hâkim, m. 31 ve 119/1-e gereğince davayı aydınlatma ödevi ve ön incelemedeki görevi gereği, somut olmayan hususların belirlenmesini davacıdan istemeli, gerekirse tarafa açıklattırma yaptırmalı, bu eksiklik giderildikten sonra yargılamaya devam etmelidir.
Eldeki dava dosyasında, Mahkemece duruşmada dinlenen ve ihtilaf konusu dönemde çalışması dava dışı ... İnş.San. Tic. A.Ş. de görülen tanığın yetersiz beyanı dikkate alınmak suretiyle yazılı şekilde sonuca gidilmesi hatalı olmuştur.
Mahkemece yapılması gereken iş, davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınıp araştırma genişletilerek, davacıya kimlerle çalıştığını, çalışmalarını bilebilecek nitelikte çalıştığı işyerine komşu olan uyuşmazlık konusu dönemin kayıtlı işverenleri ve çalışanlarını Hukuk Muhakemeleri Kanununun 31 inci maddesi kapsamında açıklattırmak, davacının bildireceği komşu işverenler ve çalışanlar tespit olunarak bunların beyanlarına başvurmak, gerektiğinde Sosyal Güvenlik Kurumu, zabıta, maliye, meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle işyerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanları araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde bunların da yöntemince beyanlarını almak ve toplanan tüm delilleri birlikte değerlendirip sonucuna göre bir karar vermekten ibarettir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne, şeklindeki karar bozulmalıdır.
SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının yukarıda açıklanan nedenlerle HMK’nın 373/2 maddesi gereği BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 08/06/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.